| Fakat benim görev anlayışım size verdiğim sözü çiğnememe engel oldu. | Open Subtitles | لكن شعوري بالواجب لن يدعني أخلف وعدي لكَ |
| Babama verdiğim sözü tutabilmemin tek yolu buydu. | Open Subtitles | كانت تلك هي الطريقة الوحيدة بالنسبة لي لأحافظ على وعدي لأبي |
| Ben Jualous'a verdiğim sözü tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أحافظ على وعدي لـ جيلوس |
| - 16'ncı yaşgününe kadar her şeyi düzelteceğime dair sana söz verdim ve ben verdiğim sözü tutarım. | Open Subtitles | انني سأصلح الأمور بحلول عيد ميلادك ال 16 وانا احفظ وعودي |
| Babam bana 8 yıl önce verdiğim sözü hatırlattı.. | Open Subtitles | و ابي ذكرني بوعدي الذي قطعته له قبل ثمان سنوات |
| Sana sonra detaylıca anlatırım ama bu sana verdiğim sözü değiştirebilir. | Open Subtitles | سأخبرم المزيد عن هذا لاحقاً ربما ستغير الوعد الذي قطعته لكِ |
| Bir şey yapacağımı söylediğimde, verdiğim sözü tutarım. | Open Subtitles | عندما أقول أني سأفعل شيئا، فأني عند وعدي دائما |
| Sasori'ye verdiğim sözü tutmak zordu. | Open Subtitles | كنت أبذل ما بوسعي لأبقي على وعدي مع سيدة العقرب |
| Ve bunu yaparak da dünyaya verdiğim sözü yerine getireceğim, demir elimle katı bir şekilde yöneteceğim. | Open Subtitles | سيحقق وعدي إلى العالم , للحكم بيدا من حديد |
| Onu hep mutlu edeceğime dair verdiğim sözü tutma da başarısız oldum ve kızımın yüzündeki gülümsemeyi sürdürmede de. | Open Subtitles | لقد فشلتُ في الحفاظ على وعدي لابقائها سعيدة دائمًا . و الحفاظ على إبتسامة طفلتي.. |
| Beni o berbat yere sürdükleri zaman bile sana verdiğim sözü asla unutmadım. | Open Subtitles | وحتي عندما عاقبوني بذالك المكان الفضيع . لم أنسي وعدي لك قطّ |
| Sana bir söz verirsem, kendime verdiğim sözü çiğnerim. | Open Subtitles | إذا وعدتكِ بذلك، فعندها أقوم بنقض وعدي الخاص |
| Sadece özelimi ihlâl etmekle kalmadın aynı zamanda verdiğim sözü bana bozdurttun. | Open Subtitles | لم تنتهكي خصوصيتي فقط، بل وإنّك كسرتِ وعدي لها. |
| İlk tanıştığımızda verdiğim sözü tutacağım. | Open Subtitles | سأحافظ على وعدي الذي قطعته في أول لقاء بيننا. |
| Tüm kardeşlerini eşit olarak önemseyeceğime dair verdiğim sözü tutuyorum. | Open Subtitles | أنا أُبقي على وعدي بحب جميع أخواتكِ بالإنصاف |
| Gerçekten benim ona verdiğim sözü hatırlamış mıydı acaba? | Open Subtitles | تذكر وعودي له بالتدخين |
| Ben verdiğim sözü tuttum. | Open Subtitles | لقد وفيت بجميع وعودي |
| Babam bana 8 yıl önce verdiğim sözü hatırlattı.. | Open Subtitles | و ابي ذكرني بوعدي الذي قطعته له قبل ثمان سنوات |
| Almanlara verdiğim sözü bozmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أنتِ تنوين على نقض الوعد الذي قطعته أنا للألمان |
| Pilar, şey diyecektim sana verdiğim sözü bir an bile olsun unutmadım. | Open Subtitles | أتعرفين... أنا لم أنس على الإطلاق ما وعدتك به. |
| - Rahip Faria'ya verdiğim sözü tutmak için - Monte Kristo'da 350 yıl önce gömülmüş olan hazineyi birlikte bulmak isterdim | Open Subtitles | لاحقق وعدى للاب فاريا تلك الثروه بالكامل مدفونه في مونت كريستو |
| Ve sonra annemi o büyük acılar içinde gördüğüm zaman, ona verdiğim sözü tutmaya karar verdim, ve ona çok iyi baktım. | Open Subtitles | بعد أن رأيت أمي تمر بكل هذا الألم قررت أن أفي بوعدي لها و أعتني بها |
| Sen sözünü yerine getir. Ve benim Pendaris'e verdiğim sözü yerine getirmeme izin ver. | Open Subtitles | ودعني افي بوعدي الذي قطعته للبنداريين |
| Sevgi, onur ve şefkat konusunda sana verdiğim sözü tuttuğumu ne kadar iyi gösterebildiğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت قد وفيت بعهدي كي أحبك وأحترمك |