ويكيبيديا

    "verilerini" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بيانات
        
    • البيانات
        
    • بياناتهم
        
    • بياناتك
        
    • بياناته
        
    • معلومات
        
    • بياناتها
        
    Harika, bak buraları toparlayıp sonra da performans verilerini incelemem gerekiyor. Sonra görüşürüz. Open Subtitles جيد، إذن سوف أخلع هذه العدة وأبدء في رؤية بيانات الأداء، أراك لاحقاً
    Mikroçip, suni deri üzerine yaptığımız çığır açacak tüm araştırma verilerini içeriyor. Open Subtitles الرقاقة تحتوي على بيانات البحوث كاملة وفيها بحثنا الرائد في الجلد الاصطناعي
    Oradaki adamın deneyimlerini iyileştirmek için ve eğer o iyi biri değilse kendimizi korumak için onun tüm verilerini toplamalı mıyız? TED هل ينبغي علينا أن نجمع كل بيانات ذلك الشخص لجعل من تجربته أفضل ونحمي أنفسنا في حال كان غير مفيدٍ لنا ؟
    Orada nasıl hayatta kaldın bilmiyoruz ama hâlâ verilerini inceliyoruz. Open Subtitles لا نعلم كيف نجوت هناك ولكن ما زلنا نحلل البيانات
    Günümüzün en yeni verilerini 30 yıl öncekilerle karşılaştıralım. TED لنقارن بين البيانات الحديثة للحاضر بنفس المقاييس قبل 30 سنة.
    Onlara verilerini, sonuçlarını gösteriyorsunuz, kötü olduklarını gösteriyorsunuz ve onlar "bu mümkün değil" modundalar. Biliyor musunuz, onlar içten gelen bir hisle o kadar eminler ki gerçekten çok çok iyi olduklarından. TED فعليك أن تريهم بياناتهم وأنهم غير متفوقين، وأنهم كما تعلم، يشعرون بأنهم يحرزون نتائج مرضية، بل مرضية جدًا.
    O adamın verilerini kullanıp kullanmama konusunda ne yapmamız gerektiğini belirlemek için, Her durumda kullanabileceğimiz türden formül ne? TED ماهي المعادلة التي نستطيع استخدامها في أي وضع لنقرر ماذا سنفعل ، فيما إذا كنا سنستخدم بيانات ذلك الشخص أم لا ؟
    Ayrıca hava verilerini müzik notalarına çeviriyorum. TED أقوم كذلك بترجمة بيانات الطقس إلى علامات موسيقية.
    Yaptığımız şey NASA'nın topoğrafya verilerini kullanarak, ince değişimlere sahip olan bu alanın haritasını çıkarmaktı. TED لذلك ما قمنا به هو أننا استخدمنا بيانات ناسا الطبوغرافيا لرسم خريطة للمناظر الطبيعية، تغييرات طفيفة جدا.
    Klinik deney verilerini paylaşmaya başlamaları gerekiyor. Bunu yaparken batmakta olan bütün tekneleri yükseltecek bir dalga yaratmaları gerekiyor. yalnızca sanayi için değil; aynı zamanda insanlık için. TED إنها بحاجة لبدء تبادل بيانات التجارب السريرية, و عند ذلك ، ستتحقق الفائدة للجميع، ليس فقط للصناعة بل للإنسانية.
    Ben de ürünü düşünmeden önce pazar verilerini inceledim. TED لذا حللت بيانات السوق قبل التفكير بالمنتج.
    Ailesinin bir âdetiydi: altmış yıllık başkanlık tescil verilerini içeren yüzlerce sayfa. TED كان من تراث عائلته: مئات الصفحات التي تغطي ستة عقود من بيانات الموافقة الرئاسية.
    Sadece biraz eğlenmek için bazı spor ayakkabısı verilerini bulabilseydim nasıl olur acaba diye düşündüm. TED ففكرت، أتسائل إن أستطعت الحصول على شيءٍ من بعض بيانات الأحذية الرياضية, للعب بها و تسلية نفسي.
    Dünyanın önde gelen yatırım bankaları ikinci el satış verilerini perakende ayakkabı sektörü analizinde kullanıyor. TED و البنوك ذات الاستثمارات الكبرى في العالم تستعمل الآن بيانات اعادة البيع لتحليل بيع المفرق لصناعة الأحذية.
    Posta kodununuzu girdikten sonra size bulunduğunuz yer hakkında, nüfus verilerini baz alarak sorular soruyor. TED أنت تدخل الرقم البريدي وبعد ذلك سوف يسألك أسئلة استناًدا على بيانات الاحصاء في منطقتك.
    Gerçekten evlenmek istediğim tarzdaki erkeklerin dikkatini çekecek kadınların verilerini istedim. TED كنت أريد البيانات فقط بخصوص النساء اللائي سيعجبن برجل كذلك الذي أود فعلا فعلا الزواج به.
    Ve Benjamin'in vücut kaplaması ya da büstü -- maketi -- Brad'den yapılmış olduğu için, 44 yaşındaki Brad'in verilerini 87 yaşındaki Brad'e aktarabiliyorduk. TED ولأن ، التمثال -- المجسم -- لبنيامين كان مصنوعاً من ملامح براد ، فأنه يمكننا نقل البيانات من براد في 44 الى براد 87.
    Tycho'nun verilerini görmek için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles إنه لا يمتلك الصبر ليرى البيانات والحقائق التى يمتلكها تيخو براهى
    Biz de güç kullanımının kaçınılabileceği durumları tanımlamaları için kendi verilerini nasıl güçlendirebileceklerini gösterdik. TED فشرحنا لهم كيف يمكنهم استغلال بياناتهم لتحديد الحالات التي يمكن فيها الاستغناء عن استخدام القوة.
    Tarama verilerini onu bulmak için kullanabilirim. Open Subtitles ايمكنني استخدام قاعدة بياناتك لايجاد النتائج
    Devletin algoritması genetik verilerini taramıştı ve DNA'sında kronik hastalık riski olduğunu saptadı. TED فقد فحصت خوارزمية الدولة بياناته الجينية ووجدت بعد فحص حمضه النووي احتمالية إصابته بمرض مزمن.
    Kamaramdan bazı şeyler almalıyım. Araştırma verilerini. Open Subtitles يجب أن أحضر بعض الاشياء من قسمي معلومات الابحاث
    Bunun yerine son zamanlarda, talep edilen kaynaklara erişim için alternatif ve daha sistematik bir yaklaşım olan "bulut bilişim" denilen diğer toplulukların büyük verilerini analizde bugün kullandığı bu teknoloji gelişiyor. TED بدلًا من ذلك، ازدهر مؤخراً نهجٌ أكثر شبهاً بالأعمال للوصول إلى الموارد عند الطلب، يدعى: الحوسبة السحابية، والذي تستغلّه المجتمعات الأخرى الآن لتحليل بياناتها الضخمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد