İnsanların bu yerleri korumakta katılabileceği bir sürü yeni ve ilginç yöntemler var. | TED | هناك كل أنواع الطرق الجديدة المثيرة لاهتمام الناس للمشاركة في حماية هذه الأماكن. |
Bilgiyi doğrulayabileceğimizden emin olmak için çeşitli yöntemler kullanıyoruz ve böylece materyale güvenebiliyoruz. | TED | اننا نستخدم مجموعة متنوعة من الطرق للتأكد من امكانيتنا التحقق من المعلومات والتي يمكننا أن نثق بها. |
Fakat yasal sorumluluk doğurmayadan da sorunun halledilebileceği başka yöntemler biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي اعرف طرق أخرى تحقّق نفس الشيء من دون تداعيات قانونيّة |
Başka kültürlerde bu yalnızlık döneminin atlatılması için çeşitli yöntemler olduğunu düşünüyoruz. | TED | وهذه واحدة من عدة طرق تقوم بها الثقافات الاخرى في سبيل التقليل من ذلك الشعور في تلك الفترة |
Tabii ki, bir soygunun arkasından temizlik yapmak çoğu kez partilere uygun olmayan yöntemler gerektirir. | Open Subtitles | و لكن الترتيبات بعد السرقة تتطلب أساليب ليست مناسبة للحفلات |
Goa'uld Ha'tak gemileri kadar ileri gemilerden oluşan filolar üretmek için yöntemler öneriyoruz. | Open Subtitles | نحن نقدم لك وسائل إنتاج أسطول من السفن متقدمه كـ سفن الجوائولد هاتاك |
Bu çalışma istatistiksel yöntemler kullanarak tespit edilmiş ve edilmemiş yolsuzlukları inceliyor. | TED | فهذه الدراسة تنظر إلى الاحتيالات المكتشفة وغير المكتشفة مستخدمة طرقا إحصائية. |
yöntemler, neler yaptın? Sonuçlar, gözlemler nelerdi? | TED | وعرض الأساليب عما قمنا به؟ النتائج، ماذا كانت الملاحظة؟ |
Bunun birçok yolu var ve biz bunlardan 13 tanesini araştırdık fakat bunlar gıda üretiminde yeni yöntemler değil. | TED | هناك العديد من الطرق للقيام بذلك، وقد قمنا بإجراء أبحاث على أكثر من 13 منها لكن هذه ليست طرق جديدة لإنتاج الغذاء. |
Bu insanların seçenekleri kalmamıştı ve kendilerine uygulanan tüm geleneksel yöntemler itibarıyla modern zaman Lazarus vakaları gibiydiler. | TED | هؤلاء هُم الأشخاص اللذين نفذت منهم الفرص، وبكل الطرق التقليدية التي حصلوا عليها، كانوا مثل حالات لازاروس الحديثة. |
Oburiks, bu eski moda yöntemler bize göre değil. | Open Subtitles | اوبليكس, هذه الطرق القديمة الطراز ليست لنا |
Bilirsin, ağzını kullanmak dışında bana zevk verebileceğin başka yöntemler var. | Open Subtitles | هل تعلمي , هناك العديد من الطرق لتُشبعي رغبتي دون ان تستخدمي فمك |
Maalesef bu yöntemler işe yaramazsa gözünüz kör olabilir. | Open Subtitles | الآن، إذا ما فشلت تلك الطرق ينبغي أن أقول لك يمكنك أن تفقد الرؤية |
Çocuk medyasında çocukların yaratıcılıklarını, öğrenmelerini ve yeni fikirleri teşvik edecek yeni yöntemler bulmak istiyorum. | TED | انا اردت فعلا ايجاد طرق جديدة لاعلام الاطفال تتبنى الابداع والتعلم و الابتكار |
Bu mekanizmayı baskılayabilecek başka yöntemler de var. | TED | لكن الآن هناك طرق أخرى يمكن للنظام أن لا يعمل جيداً |
Ben bir kulak cerrahıyım ve tüm dünyada partnerlerimle birlikte duyma kaybı önlenmesi için yeni yöntemler üzerinde çalışıyorum. | TED | أنا جراحة أذن وأعمل مع شركاء عبر العالم على طرق جديدة للتصدي لمشكلة فقدان السمع. |
Son çare olarak Gestapovari önlemlere başvuracaklar ki bunun da çok insanca yöntemler olduğuna şüphe yok." | Open Subtitles | سيكون عليهم أن يستخدموا بعض أساليب النازيين بلاشك هذه إساءة موجهة |
Doktor Robert Allan, Skinner'ın kullandıklarına benzer yöntemler kullanıyor. | Open Subtitles | د.روبرت آلان يستخدم أساليب مشابهة لأساليب سكينر |
Oldukça ikna edici yöntemler uyguladığınız toplama kampında o isimleri vermediysem, elbette şimdi de vermeyeceğim. | Open Subtitles | لم أكن أعطيكم الأسماء في المعسكر حيث لديكم وسائل الإقناع الهائلة. فبالتأكيد لن أعطيها لك الآن. |
Hayır. Onları öldürüp izlemek için farklı yöntemler buluyorsun. | Open Subtitles | لا.انت تقوم بقتلهم فقط و تجد طرقا جديدة لتشاهدهم بعد ذلك |
Diğer girişimcilerin de sermayeye erişim için bilindik yöntemleri takip etmektense yeni yöntemler üretmeye çalıştığını hayal edin. | TED | تخيلوا لو حاول رواد أعمال آخرون ابتكار طرق جديدة للحصول على رأس المال بدلًا من اتباع الأساليب التقليدية. |
Tarih boyunca, farklı kültürler bunu sağlamak için çeşitli yöntemler kullanmıştır. | TED | عبر التاريخ استخدمت الحضارات المختلفة طرقاً متنوعة لتحقيق ذلك. |
Şaibeli yöntemler kullandıysa, özür dilerim ama o sırada benim için çalışmıyordu. | Open Subtitles | آسفة إن كانت أساليبه مشبوهة لكنه لم يكن يعمل لدي وقتها |
İstatistikler hakkında bir bölüm olacak bir bölüm yöntemler hakkında, bilirsiniz işte Batı ve Güney Blot analizleri, böyle şeyler işte. | Open Subtitles | و آخر عن علم المنهج: المنطقة الغربية, المنطقة الجنوبية, ذلك النوع من الأشياء. |