Buz kütlelerine geldiğimizde ise bunların yüksekliği deniz seviyesinden 240 feet yüksekliğe ulaşabilir. | TED | إذن هذه سطوح مغلفة بالجليد، وهذه 73 مترا من ارتفاع مستوى سطح البحر. |
Oraya varırlar ve üçüncü olarak tavanlarının yüksekliği kadar uzun boylu köpeklerinin olmasının moda olduğunu fark ederler. | TED | يحققوا كل ذلك ويدركون أن من الأناقة الآن أن تمتلك كلباً يرتفع عن الأرض ثلث ارتفاع السقف. |
Bu yüzüşün bu kadar zorlayıcı olmasına neden olan diğer birşey ise sadece yüksekliği değil. | TED | الشئ الآخر الذي كان معوقاً حول هذه السباحة ليس فقط الإرتفاع |
Oh, mektupların yüksekliği şu boya ulaştı ve üzerinde 4.000 imza olan bir telgraf vardı. | Open Subtitles | كانت هناك كومة من الرسائل بهذا الإرتفاع وبرقيات بهذا الطول عليها 4 آلاف توقيع |
Basınç saati olabilir, indirir, yüksekliği değiştirirsen bu onu harekete geçirebilir. | Open Subtitles | ممكن ان تكون قنبلة بتوقيت مرتبط بالضغط اذا غيرت الارتفاع أو أي شئ قد يتسبب في تفجيرها يجب ان تجدها |
Nesnenin uzaklığı var, kullandığınız kamera ve lens var; nesneye gelen ışığın parlaklığı ve sesinizin yüksekliği var. | TED | هناك الموضوع وكم يبعد هناك الكاميرا والعدسة المستعملة كمبة الضوء النازل على الجسم و إرتفاع الصوت |
bu çok bilindik bir özellik değerleri karşılaştırmalı olarak değerlendiririz ışığın yoğunluğu ya da sesin yüksekliği gibi | TED | إنها ميزة معروفة جداً التي تمكننا من النظر نحو الكميات بطرق نسبية. كميات مثل شدة الضوء أو ارتفاع الصوت. |
Hiçbiri dikkatimden kaçmıyor, dahası sonar açısından bakınca, odanın boyutu, eğrimleri ve sahnenin çevresindeki seyirciler, odanın yüksekliği. Hepsinin farkındayım. | TED | لا شيء منها يفلت من انتباهي، وبعد ذلك من منظور تقنية السونار، حجم القاعة، التفاف الحضور حول المنصة، إنه ارتفاع القاعة. |
Karla kaplı zirvesinden alüvyonla kaplı tabanına kadar bu Hawaii dağının yüksekliği yaklaşık olarak 10 bin metre, Everest'in küçücük zirvesini 1 kilometreden fazla yüksekliğiyle geçiyor. | TED | من قمته المغطاة بالثلج إلى أسفله المغطى بالطين، يبلغ ارتفاع هذا الجبل الهاوايي قرابة 10 آلاف متر، مما يجعله يقزم قمة إيفرست الصغيرة بأكثر من كيلومتر. |
Daha fazla öğrenene kadar ağaçların yüksekliği, yerçekiminin, kelimenin tam anlamıyla, Dünya'daki yaşamı şekillendirmesinin bir başka yoludur. | TED | ولكن حتى نعرف المزيد، فإن ارتفاع الأشجار هو مثال آخر للطريقة التي تشكل بها الجاذبية حياتنا على الأرض، حرفيًا. |
Ve de küresel ısınma, deniz yüksekliği artıyor, çok önemli bir problem. | TED | إذاً، احتباس حراري، ارتفاع مستوى الماء، إنها قضية خطيرة. |
Yani bir makinenin yüksekliği gibi şeylere çok fazla anlam yüklüyoruz, kişiye değil ve bunu sistemi kullanan kişiye atfediyoruz. | TED | نحن نمنح الكثير من المعاني لأشياء مثل ارتفاع الآلة، لا طول الشخص، ونعزي هذا للشخص الذي يستخدم النظام. |
Ben kontrolu alırım etrafında dolaştırır... ve aşağı indiririm, burada ayarlarım, yüksekliği şurada, eğim, denge... ve aya yumuşakça ineriz. | Open Subtitles | ثم أتولى أنا القيادة و أطير بها أتحكم في الإرتفاع و الإتجاه |
Yapı lacak işler arasında, sırada tekerlekli sandalye yolu için azami yüksekliği on beş santimetreye düşürmek var. | Open Subtitles | لتسهيل حركة المقعّدين لن يكون أكثر من 6 إنشات في الإرتفاع. |
Ekran çalışmıyor ama tablet hâlâ kullanılır durumda. Gyro hâlâ yüksekliği kontrol ediyor. | Open Subtitles | إنَّ البوصلةَ الجيرسكوبية لا تزالُ تتحكمُ في الإرتفاع |
Eğer atlayacak olsam yüksekliği dert edeceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | ان كنت أريد القفز هل عليّ القلق بشأن الارتفاع ؟ |
yüksekliği, hızı, şehir merkezine yönelmiş olması... | Open Subtitles | الارتفاع والسرعة والطريق نحو وسط المدينة. |
Ben olsun herhangi bir antik merak için kullanılır Mısırlı 5 ft 2 yüksekliği üzerinde oldu . | Open Subtitles | كنت أتساءل عما إذا كان هناك قدماء مصريين أكثر من 5.2 قدم في الارتفاع. |
Bu vadinin iki yanındaki dağların yüksekliği çoğu yerde Alpler'den daha fazla. | TED | إن إرتفاع هذه الجبال على جانبي هذا الوادي هو أكبر من جبال الألب في معظم الحالات. |
Bana birkaç dakika daha ver. Yaklaşık yüksekliği tahmin edeceğiz. | Open Subtitles | أمنحنى دقيقة لأخمن أنها على إرتفاع 200 قدم |
Dalga sığ sulara yaklaştıkta giderek yavaşlayacak ancak, dalganın yüksekliği, kıta sahanlığının derinliğine bağlı olarak 300 metre ile 1.100 metre arasında olacaktır. | Open Subtitles | عندما تصل الموجة للمياة الضحلة ستنسحب إرتفاع الموجة يعتمد على عمق المحيط |
Astronot giysilerinin ortalama yüksekliği göz önüne alındığında bu yapı yaklaşık 4-5 metre uzunluğunda olmalı. | Open Subtitles | على فرض إن الأجسام في البدلات طولها متوسط فلا بد أن يبلغ طولها 4 أو 5 أقدام |
yüksekliği ayarlamanız gerek, omuz silkerek yapıyorsunuz. | TED | عليك فقط ضبط ارتفاعها ثم تقوم بالأمر عن طريق ضم كتفيك |
Uzay etrafımızda gördüklerimizdir. Uzunluğu, genişliği ve yüksekliği vardır. | Open Subtitles | الآن, فالفضاء هو ما نراه حولنا, فله طول وعرض وإرتفاع. |
Robotlarınızın çıkabileceği yüksekliği arttırmanız gerektiğini öğrendiniz. | Open Subtitles | الآن أصبحتم تعلمون أن عليكم تعزيز الحد الأقصى لإمكانات طائراتكم الآلية. |