Bu çok hoş, ve ben özürünüzü yüzlerce kez kabul ettim. | Open Subtitles | هذا حقا لطيف , ولقد قبلت اعتذارك مئة مرة قبل الان |
Bir yolunu bulmak için Amber'ın dosyasını yüzlerce kez kontrol etmişimdir. | Open Subtitles | ولا بدَّ أنني قرأت ملفّ حادث آمبر مئة مرة كي أجد طريقةً لاتهامك |
Saygısızlık etmek istemem profesör ama bunu yüzlerce kez denedik. | Open Subtitles | مع احترامي يا حضرة البروفيسور فقد جرّبنا ذلك مئات المرّات |
Tanrı aşkına, adamlarım bunu yüzlerce kez yaptı. | Open Subtitles | بحق الله، لقد فعلت هذا مئات المرّات مِن قبل |
Büyültme ışınları kullanarak suç mahallini yüzlerce kez taramamıza yardım ediyor ki holografik olarak tekrar yaratabilelim. | Open Subtitles | يستخدم الحز الضوئية ليفحص مسرح الجريمة آلاف المرات لذا ، بإمكاننا صنع المسرح من جديد فيما بعد بطريقة ثلاثي الأبعاد |
Ve böylece aklımda Kuzey Kutbu'nda tam anlamıyla yüzlerce ve yüzlerce kez yüzdüm. | TED | و اذن حرفيا سبحت عبر القطب الشمالي مئات و مئات المرات في عقلي. |
Ülkenin her yerinde. yüzlerce kez. Bu benim standart konum. | Open Subtitles | فى كل البلاد , مرات عديدة لقد كانت محاضرتى الرئيسية |
Problem şu ki, ben böyle teklifleri yüzlerce kez yüzlerce hedefe yaptım. | Open Subtitles | المشكلة هي أنّي قد قدّمتُ هذا العرض مئة مرّة لمئة هدف. |
yüzlerce kez karayı limanlarda görmesine karşın, asla gemiden ayrılmadı. | Open Subtitles | ولو أنَّه يَراها مِنْ الموانئِ مائة مرة ولكنه لم يترك الباخرة أبداً |
Hayır. Askeri polislere yüzlerce kez söyledim. | Open Subtitles | كلا ، اخبرت الشرطة العسكرية بهذا مئة مرة |
Bu zaman makinesi bizi neredeyse yüzlerce kez öldürüyordu Brian. | Open Subtitles | أله الزمن هذه تقريبا قتلتنا. مئة مرة , برايان. |
O ormanda gözümü bile bağlasan, .etrafımda yüzlerce kez döndürsen bile, yolumu bulurum. | Open Subtitles | إن عصبت عينيّ في هذه الأدغال ولففتني مئة مرة حول نفسي فسأعثر على طريقِ العودة |
Bu işi yüzlerce kez yaptın, tamam mı? | Open Subtitles | فعلت هذا مئة مرة من قبل حسناً؟ |
Ama bu tünellerden yüzlerce kez geçtik. | Open Subtitles | لكننا دخلنا هذه الأنفاق مئة مرة. |
Bunu yüzlerce kez söylediğimi biliyorum ama küçük kardeşimin evlendiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنني قلتُ هذا مئات المرّات لكنني لا أصدّق بأنّ أختي الصغيرة ستتزوّج |
Biz bu kitapların üstünden yüzlerce kez geçtik. Onun bildiği ne ki? | Open Subtitles | لقد تصفحنا هذه الكتب مئات المرّات فماذا يعلم أيضاً؟ |
Bakıcıların bunu yüzlerce kez yaptığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت المسئولين يقومون بذلك آلاف المرات |
Zaten yüzlerce kez, bunu birdaha yapmayacağıma dair sana söz verdim. | Open Subtitles | لقد سبق وأن وعدتك مئات المرات أني لن أفعلها مرة أخرى |
ve her defasında daha önce yüzlerce kez farklı varyasyonlarını duymuş olduğum hikâyeyi anlattılar. | TED | تشاركوا القصة نفسها مراراً وتكراراً الشيء الذي تكرر علي مرات عديدة |
yüzlerce kez söyledim bununla hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | لقد قلتُ مئة مرّة بالفعل، ليس لي علاقة بذلك. |
Herkes biliyor ki buradalarda koşuşturan kıç kafalılardan yüzlerce kez daha akıllısınız. | Open Subtitles | يعلم الجميع أنكم مائة مرة أكثر ذكاءاً من الحمير الذين يديرون هذا المكان. |
yüzlerce kez farklı yollarla söyledim ama beni hiç duymadın. | Open Subtitles | لقد قلتها بمئات الطرق لكنكِ لم تسمعيني أبداً |
Sen babandan yüzlerce kez daha iyi birisin. | Open Subtitles | أنت أفضل منه بمئة مرة |
Kendisinin yüzlerce kez söylediği şeyler dışında ona söyleyebileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيئاً لتقوله له لم يقله بنفسه لمئات المرات |