Belki çetelerden birisi işi üstümüze yıkmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | ربما بعض العصابات تحاول إلقاء اللوم علينا |
Bu işi senin üzerine yıkmaya çalıştığıma üzülüyorum. | Open Subtitles | ما كان عليّ إلقاء كل هذا الحمل عليك، إنّي آسفة |
Sakın üzerime yıkmaya çalışmayın. Gerçek olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لا تحاولين إلصاق هذا الهراء بي لا يجب أن يكون ذلك حقيقيا |
Ama geçen hafta belediye meclisi bu yakışıksız yeri yıkmaya ve yerine semtin çocukları için bir çocuk parkı inşa etmeye karar verdi. | Open Subtitles | امام أحد أقدم واقبح جراجات الانتظار فى المدينة ولكن الشهر الماضى, قام مجلس المدينة بالتصويت على هدم هذا المنظر البشع وأستبداله بملعب جميل |
eThekwini Belediyesi. Mahkeme kararı ile bu hükümlü binayı yıkmaya geldik. | Open Subtitles | البلدية بأمرٍ من المحكمه, تقوم بهدم هذه البنايه |
Bu beş noktaya yerleştirilen patlayıcılar tüm kampüsü yıkmaya yetecektir. | Open Subtitles | ملقمات في هذه النقاط الخمسة ستكون كافية لتدمير مجمع بأكمله. |
Böylece, hayatımı insanları birbirinden ayıran bu duvarları yıkmaya adadım. | TED | وبالتالي، قررت أن أكرس حياتي لهدم الجدران التي تفصل الناس. |
Scalise suçu üzerine yıkmaya çalışıyor, senin bıçakladığını söylüyor. | Open Subtitles | انت تكذب اسكاليسى يحاول تلفيق التهمة لك ويقول انك انت الذى طعنته |
Evet. Şerefsiz, suçu benim üzerime yıkmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أجل , يحاول هذا الأحمق إلقاء كل اللوم عليّ |
Patron beni odasına çağırıp bütün suçu bana yıkmaya çalıştı. | Open Subtitles | و المدير استدعاني إلى مكتبه و حاول إلقاء اللوم كلّه عليّ |
Sonra birileri onları öldürdü ve suçu bize yıkmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إذن شخص ما قتلهما الآن يريد إلقاء اللوم علينا |
Riggs'in ameliyat sırasında bir hastayı kaybettiğini ve suçu Hunt'ın üzerine yıkmaya çalıştığını duydum. | Open Subtitles | سمعت بأن ريغز خسر مريضًا على طاولة العمليات وحاول إلقاء اللوم على هنت |
Cesetleri bulmuşsunuz ve üstüme mi yıkmaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | والتي جمعتها من الجثث جثث أنت أدرى بمكانها وتريد إلقاء اللوم علي |
Şehrin en büyük iki suç baronunu yakalıyorum, neredeyse öldürülüyorum İç İşleri ve federaller suçu üzerime yıkmaya çalışıyor sen de bana çeneni kapalı tut diyorsun. | Open Subtitles | لقد قبضت على أكبر زعيمين للعصابات بالمدينة وكدت أتعرض للقتل والآن الشؤون الداخلية والمباحث تحاول إلصاق الأمر بي |
Ve bir de her şeyi benim üzerime yıkmaya çalışıp beni kilit altında tutuyorsun! | Open Subtitles | وأنتي .. تحاولين إلصاق التهمة بي وتريدين حبسي |
Önüne gelen her cinayeti annene yıkmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، أنت لا تنفك تُحاول في إلصاق جرائم القتل بأمك |
Burayı yıkmaya çalışıyor! | Open Subtitles | إنها تحاول هدم المكان كله |
Binayı yıkmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تحاول هدم المكان كله |
İnan bana, şu içinde bulunduğumuz yaşam bizim duvarlarımızı yıkmaya çalışan insanlar olmadan, değersiz. | Open Subtitles | هذه الحياة لا تستحقّ العيش من دون الناس الذين يجعلوننا نرغب بهدم تلك الجدران |
Gelecek ay o çirkin kulübeleri yıkmaya başlıyoruz. | Open Subtitles | سنبدأ بهدم تلك .الأكواخ القبيحة الشهر المُقبل |
Hayatta kalmak, sevgilisini ve arkadaşını kurtarmak amacıyla Maksim ışınım sistemini yıkmaya karar verir. | Open Subtitles | للبقـاء انقذ صديقه وحبه ماكسيم خطط لتدمير نظام الاشعه الخاص بهم |
Sonunda nasıl intikam almaya çalıştıklarını görüyorsunuz antimaddeyi, teknolojiyi kullanarak kiliseyi yıkmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | وانظرواكيفيرغبونفيتنفيذالانتقام, باستخدامالأنتيماتر,التقنية, لتدمير الكنيسة. |
Dağı başımıza yıkmaya yetecek kadar patlayıcı var. | Open Subtitles | هناك ما يكفي من المتفجرات لهدم الجبل بأكمله فوق رؤوسنا |
Binasını yıkmaya geldiğini öğrendiği zaman. | Open Subtitles | عندما يعلم أنك جئتي لهدم المنزل |
- O ayrıca cinayeti üzerine yıkmaya çalıştığını biliyor. | Open Subtitles | وهو يعلم أيضاً أنّكِ .. حاولتي تلفيق جريمة قتلٍ عليه |