| Düğün şölenine yağda kaynatılmanın yanında, neşeyi de ekleyeceksiniz. | Open Subtitles | يجب عليك إضافة البهجة إلى مهرجان الزفاف بأن يتم غليهم فى الزيت |
| Yardım etmek isterdim, fakat sanırım ben yağda haşlanacağım. | Open Subtitles | سيسرني مساعدتك ، لكن يجب أن تغلوني في الزيت |
| Evet, bu doğru. Pederle beraberken yağda pişmiş seviyorsun. | Open Subtitles | نعم, هذا صحيح مع القس أحببت البيض المخفوق |
| yağda yumurta yapmayı düşünmüştüm, ama anımsama işini düşününce kreplerin daha iyi olacağına karar verdim. | Open Subtitles | لقد فكرت ان أعد لك البيض المخفوق لكن بسبب تلك الذكرى و كل شيء ظننت ان الفطائر خيار أكثر أمنا |
| Evet, yağda pişmiş yumurta, salam ve tarçınlı ekmek. | Open Subtitles | نعم، أريد بيض مخفوق ولحم خنزير وكعكة قرفة |
| Bana çocukluğumu hatırlatır. Televizyon karşısında yağda ya da haşlanmış yumurta. | Open Subtitles | هذا يذكرني عندما كنت صغيراً, بيض مقلي أم بيضة مسلوقة ناعمة أمام التلفاز |
| Bunu yiyip Avatar'ı nasıl yağda haşlamadığımızı hatırlayalım. | Open Subtitles | لنأكلها في هذا اليوم حتى نتذكر أن الآفاتار لم يٌقلى في الزيت |
| Çözüm yağda! Krillitane yaşam formları, bu yağa dokunamıyor! İşte bu! | Open Subtitles | انه الزيت، الكريليتين لا يتحملون الزيت وجدتها |
| Onu içmen ve yağda boğulman gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تشربيه، وتغرقي في الزيت. |
| Hayır, hayır, haklı. Fakat gerçek yağda saklı. | Open Subtitles | ، كلا ، إنه محق . ولكن الزيت هو من يخبرك |
| O yağda yumurtaların üzerine birçok şarkı yazılmış. | Open Subtitles | كثير من الأغاني كُتبت عن ذلك البيض المخفوق |
| Oğlumun nişanlısı ağzının payını almak üzere. Lezzetli bir yağda yumurtayla. | Open Subtitles | سأثبت لخطيبة ابني أنها مُخطئة عن طريق تقديم بعض البيض المخفوق اللذيذ |
| Konuklarımızdan bazıları yağda yumurtanızın kokusunu almış ve bize de yapabilir mi diyorlar. | Open Subtitles | بعض ضيوفنا شموا رائحة البيض المخفوق الذي تصنعينه وكانوا يتسائلون هل يُمكنكِ صنع البعض من أجلهم أيضاً ؟ |
| Bana yağda yumurta yapmayı öğretmeni çok isterim gerçekten. | Open Subtitles | أحب أن تأتي لتعلميني كيف أصنع البيض المخفوق |
| Yumurtanı nasıl istersin? yağda. Siz bütün gece uyumadınız mı? | Open Subtitles | مخفوق يا رفاق، أكنتم هنا طوال الليل؟ |
| yağda. Siz bütün gece uyumadınız mı? | Open Subtitles | مخفوق يا رفاق، أكنتم هنا طوال الليل؟ |
| İşte! yağda pişmiş yumurta isteyen? | Open Subtitles | اخيراً , هل من احد يريد بيض مخفوق ؟ |
| Beni yağda yumurtalı sandviç yemeye götürmek istiyor da. | Open Subtitles | يريد أن يدعوني على شطيرة بيض مقلي في الخارج. |
| Ben de bol yağda krep yapıyorum. | Open Subtitles | وأنا أقوم بإعداد فطير محلى مقلي جيدًا. |
| Birazını otobüse ve yağda kızarmış patatese harcadım. | Open Subtitles | صرفت بعضا منها في ركوب الحافلة وتناول البطاطس المقلية |
| yağda pişmiş yumurtam yeniden çok yüksek bir fiyata erişti. | Open Subtitles | مرةً أخرى بيضي المخفوقة المقلية هاجمْ عالي جداً a سعر. |
| O toz tanesini de kızgın yağda yakın. | Open Subtitles | أحرقوا ذرة الغبار تلك في قدر مليء بالزيت المغلي |
| yağda Kızarmış Yılan mı? Benim gitme vaktim geldi. | Open Subtitles | .الأفعى الزاحفة حان الوقت لأن أختفي |