Orada yaşamamıza gerek yok, en azından bir Waverly Hills adresimiz olurdu. | Open Subtitles | ليس علينا أن نعيش هنالك لكن سيكون لدينا عنوان في وفري هيلز |
Aynı evde yaşamamıza rağmen o da benim mesajlarımı görmezden gelir. | Open Subtitles | كانت تتجاهل رسائلي , أيضاً و نحن نعيش في نفس المنزل |
Silahlarınızı bir kenara bırakın... ve barış içinde yaşamamıza izin verin! | Open Subtitles | ضعوا أسلحتكم جانباً دعونا نعيش معاً فى سلام |
Sosyalist cennetinizde yaşamamıza izin verin en azından. | Open Subtitles | حسناً، أتسمح لنا على الأقل بالعيش بجنتك الاشتراكية؟ |
Birlikte bu şekilde yaşamamıza izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح لنا بالاستمرار بالعيش بهذه الطريقة. |
Detroit'in hemen dışında yaşamamıza rağmen bir tampon bulamıyorlar mı? | Open Subtitles | نعيش مباشرة خارج ديترويت ولايمكنهم إيجاد رفرف ؟ |
İkimizi de aynı anda ayakta görünce, yaşamamıza müsaade etmeyecekler. | Open Subtitles | لو وجدونا مستيقظين فى الوقت ذاته لن يتركونا نعيش |
yaşamamıza izin verdiği takdirde gözü kulağı olacağıma söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدته بأن أكون جاسوسة له إذا تركنا نعيش |
Aynı alanda yaşamamıza rağmen, birbirimiz hakkında fazla şey bilmiyoruz. | Open Subtitles | بالرغم من اننا نعيش في نفس المنطقه. لا نعرف بعضنا البعض كثيرا: |
Hayatlarımızı yaşamamıza izin vermeyecekler. Onlara bir zararımız yok. | Open Subtitles | انهم لايريدون ان نعيش حياتنا نحن لا نؤذي احدا |
Aynı şeyleri tekrar yaşamamıza neden oldu sadece. | Open Subtitles | على معالجة كل شيء ..ولكنها جعلتنا نعيش كل الأحداث مجدداً |
Tabii yaşamamıza izin vereceğine güvenmeliyim değil mi? | Open Subtitles | بأننا ستتركنا نعيش حياتنا عادية؟ |
Biz yaşamamıza bakalım, ne olacaksa olur zaten. | Open Subtitles | دعونا نعيش فقط وماذا سيحدث سوف يحدث. |
Yeniden sükûnet ve huzur içinde yaşamamıza izin ver. | Open Subtitles | دعنا نعيش في سكينة وسلام مرة أخرى |
Belki böyle yaşamamıza gerek yoktur. | Open Subtitles | ربما لا يجب علينا أن نعيش بهذه الطريقة |
yaşamamıza izin ver, lütfen! | Open Subtitles | دعنا نعيش ، أرجوك |
Saygıdan gösterdiğimiz bu davranışımız huzur içinde yaşamamıza ve kalplerimizi yatıştırmamıza olanak sağladı. | Open Subtitles | ومقابل هذا الإجلال لذكراهم سمحوا لنا بالعيش بسلام وبأن يُعطي كل منّا الآخر قلبه ليحفظه |
Dünya hükümetleri kayıt işlemine son verip huzur içinde yaşamamıza izin verene kadar güçlerimizi sizinle savaşmak için kullanacağız. | Open Subtitles | إلا إذا قامت حكومات العالم بإنهاء التسجيل ، و السماح لنا بالعيش في سلام سوف نستعمل قدراتنا لقتالكم |
Bu dünyada yaşamamıza izin verdiğin için hepimiz sana minnettarız. | Open Subtitles | لقد سمحت لنا بالعيش في هذا العالم ولهذا نحن ممتنون لك للأبد |
Bundan sonra yaşamamıza izin vereceklerinden şüpheliyim. | Open Subtitles | بعد هذا ، أظن أنهم سيسمحون لنا بالعيش |
Luke, yapma, bunu tekrar yaşamamıza gerek yok. | Open Subtitles | لوك,هيا لسنا بحاجة لنعيش الموضوع مرة اخرى |