Eğer bu çocuk 30.000 yıl yaşarsa, bir sene ona bir gün gibi gelir. | TED | فإذا عاش هذا الطفل 30,000 سنة، ستمر السنة بالنسبة له كيومٍ واحدٍ، |
yaşarsa, asla eskisi gibi olmayacak! | Open Subtitles | حتى اذا عاش فلن يكون كما كان قبل ذلك مره اخرى |
yaşarsa ve sizi onu bir topal yapmakla suçlarsa, ne diyeceksiniz? | Open Subtitles | لو عاش وعاتبك على ان جعلتيه كسيحا , فماذا ستقولين؟ |
Eğer 15 yıldan uzun yaşarsa çok zarar ederiz. | Open Subtitles | لكن إذا عاشت لأكثر من خمسة عشر سنة سوف يقضى على اموالنا |
Eğer o kurtarılmayı beklediğimiz Şeytanın Gününü getirmek için yaşarsa. | Open Subtitles | لو عاشت لتجلب نهاية الزمان فلن يكون هناك خلاص |
Ama suçlamalarla yüzleşmesi için iade edilmesini talep ediyorlar, eğer yaşarsa. | Open Subtitles | لكن هم يطلبون أن نعيدة لمواجهة التهم اذا نجا |
O kadar uzun yaşarsa, biz çalışanlar suçlanacağız. | Open Subtitles | ،إن هو عاش لمدة طويلة فسنتهم نحن الموظفين |
Hem yaşarsa da, çocuk Taht'ınız için yapılacak savaşta sadece rehine olacak. | Open Subtitles | . و ان عاش , فلن يصبح الا بيدقاً في الصراع علي العرش |
Eğer beş yıl daha yaşarsa, onu tekrar çıkarıp, otobiyografisine son bir bölüm daha ekleyebileceğini söylemiştiniz. | Open Subtitles | قلت بانه اذا عاش السنوات الخمس الأخرى فأنك ستحفر لاخراج الكبسولة ليتمكن من اضافة الفصل النهائي لسيرته الذاتية في الكتاب |
Durumu baya umutsuz ve eğer bitişikte yaşarsa, başka biriyle nasıl tanışacaksın? | Open Subtitles | وان عاش بقربك كيف ستلتقين بشخص اخر كيف ستذهبين للرقص؟ |
Eğer o yaşarsa ve ben hapiste olursam bu kötü olur. | Open Subtitles | وإن عاش ابني وأنا في السجن ذلك سيكون سيء |
Zaman içinde eğer yaşarsa açığa çıkaracak Maul kendini. | Open Subtitles | فى الوقت المناسب , اذا عاش سوف يظهر ميول نفسه مرة اخري |
Vampirler ne kadar birlikte yaşarsa bağ o kadar güçlenir. | Open Subtitles | كلما عاش مصاصو الدماء سوياً لوقت أطول، كلما إزدادت الرابطة التي بينهم. |
Ama ayı yaşarsa başka bir yavrusu olabilir her zaman. | Open Subtitles | لكن إن عاش الدبّ، فيمكنه دومًا إنجاب ديسمًا آخر. |
Bir zamanlar rahat bir hayat sürmüş ama artık ne kadar çok yaşarsa o kadar fakirleşiyor. | Open Subtitles | قد ضاقت طعما الحياة مره ولكن الآن كل ما عاشت كل ما ازدادت فقرا وتردّى حالها أكثر |
Denklem oldukça basit, ne kadar uzun yaşarsa sizin için daha az kar demek. | Open Subtitles | المعادلة تبدو بسيطة بما يكفي، كلما عاشت لوقت أكثر كلما كان الربح أقل. |
Hatta, bu şirketin iş şartlarına göre, hayat sigortasının değerinden daha fazla yaşarsa para sizden çıkıyor. | Open Subtitles | في الواقع، وفقاً للشروط التوظيف في هذا المكان، إذا عاشت بما يكفي لتخطي قيمه الوثيقة، |
Ne kadar çok yaşarsa o kadar çok kişi ölecek. | Open Subtitles | كلما عاشت أكثر، كلما مات المزيد من الناس. |
Annen yaşarsa, ne kadar kişi ölebilir sence? | Open Subtitles | إنني أتساءل فحسب عن عدد من قد يموتوا إن عاشت أمك؟ |
Eğer tek bir aday bile yaşarsa denge gerçekleşir, ve tarih beni çoğunluğun iyiliği için bağışlar. | Open Subtitles | إذا فقط مرشح واحد نجا سيتم إستعادة التوازن التاريخ سيعفى لي من أجل الصالح العام |
Kurt yaşarsa, para da onlara gider. | Open Subtitles | ، "وإذا نجا هذا "الذئب فالمال سيكون لهم |