Lahanacıların elinde, cepheye sürecek yaşlılar ve çocuklardan başka kimse kalmamış. | Open Subtitles | سمعت أن الجنود الألمان على الجبهة أطفال و كبار السن فحسب |
Erkekler, kadınlar, gençler, yaşlılar -- erkeklerden çok kadınlar, aslında, ilginç bir şekilde. | TED | الرجال .. النساء .. الشباب .. كبار السن كلهم يقومون بها .. في الحقيقة النساء مهتمين بالقضية اكثر من الرجال |
Sonra yine yaşlılar ölecek ve iki milyar daha çocuk doğacak. | TED | ومرة أخرى سوف يموت الكبار السن وسوف تحصلون على ملياري طفل. |
ve o bir de yaşlılar evindeydi, bir huzurevinde diğer yaşlı insanlarla beraberdi, bu yüzden tam olarak diğerleri gibi görünmesi gerekiyordu. | TED | وانه أيضا في منزل قديم ، وانه في دار رعاية المسنين حول مسنين آخرين ، لذلك كان عليه أن يشبه بالضبط الآخرين. |
O yaşlı bir adamdı. yaşlılar ölmeye meyillidir, tecrübelerime göre. | Open Subtitles | لقد كان رجلا عجوزا والرجال العجائز عُرضة للموت, حسب خبرتى |
Masum kadınlar, çocuklar ve yaşlılar onun yüzünden kurban oldu. | Open Subtitles | نساء, اطفال و عجائز بريئين كانوا من ضحاياه |
Sonra yaşlılar Tonane'nin bizimle gelip alternatif madencilik... ..yöntemlerimizi gözlemesine izin verdiler, ve işte buradayız. | Open Subtitles | اذن وافق الشيوخ علي السماح لتوناني للعوده ويرى طرق تعديننا المختلفة،وها نحن |
yaşlılar daha az uykuya ihtiyaç duyar. | TED | كبار السن يحتاجون إلى قدر أقل من النوم. |
Elde ettiğimiz sonuç, 200.000 sivil kurban bunların 160.000’i toplu şekilde öldürüldü. Küçük çocuklar, erkekler, kadınlar ve hatta yaşlılar. | TED | اسفر عن 200,000 ضحية من المدنين 160,000 منهم كانوا : اطفال, و رجال, و نساء, و حتي كبار السن. |
yaşlılar Avrupa Birliği'nden ciddi oranda ayrılmak istediler. | TED | أما كبار السن فقد أرادوا فعلياً مغادرة الإتحاد الأوروبي. |
Palyatif tıp sadece yaşlılar veya orta yaşlılar için değildir. | TED | الآن، الطب التلطيفي لا يقتصرعلى كبار السن فقط، إنه لا يقتصرعلى من هم في منتصف العمر فقط. |
Kaldırımlarda yayılan gençler, bankları tekellerine almış yaşlılar ve hayat bir opera seti gibi görünmeye başlar. | TED | تجد المراهقين مسترخين على الأرصفة، كبار السن يجلسون على المقاعد، وتبدوا الحياة كأنها مسرحية أوبرا. |
yaşlılar Kaynağın tahtı için Kahin'in bir oyun oynadığına inanıyorlar. | Open Subtitles | الكبار يعتقدون أن العرافة ستفعل شيء من أجل تتويج المصدر |
yaşlılar umutsuz vaka, onların ölmesini beklememiz gerekiyor. | TED | الرجال الكبار لا فائدة منهم، نحتاج أن ننتظر منهم أن يتوفوا |
Hayat böyledir der yaşlılar ne getirir, hiç bilemezsin. | TED | ♪ ♪ هذه هي الحياة، قال الكبار ♪ ♪ تظهر لك أنك لن تستطيع التبؤ. |
Örümcek, 138. Cadde'de yaşlılar evinde kalıyor. | Open Subtitles | سبايدر موجود فى منزل للأشخاص المسنين شارع 38 رقم 1 |
İlköğretim okulu, kasabadaki bar, yaşlılar evi. Gurur duyuyor olmalısınız. | Open Subtitles | المدرسة الإبتدائية ، الحانة ، دار رعاية المسنين ، لابد أنك فخور بنفسك |
Artık yaşlılar kullanıyor. | Open Subtitles | إنه لا يستخدم الآن فقط يستخدم من قبل العجائز |
Ama daha önce kimse beni bir yaşlılar yurduna götürmedi. | Open Subtitles | و لكن ما من أحد جلبنى قط ل"دار رعاية مسنين" |
yaşlılar ve çocuklar dövülüp vuruldu. | Open Subtitles | عجائز وأطفال, تم ضربهم وإطلاق النار عليهم. |
yaşlılar ona birşey olduğunu düşünüyorlar, birisi kaleyi içten fethetti. | Open Subtitles | الشيوخ يظنّون أن هناك شيئاً ما قد حصل له أن أحدهم قد استولى على القلعة من الدّاخل |
Ama, 25 yıl sonra yaşlılar evinde yapılan çalışmada ölen kişiler sonra tekrar hayata dönmeleri... | Open Subtitles | .. لكن بعد 25 سنة في دار العجزة والعمل مع اناس ، الكثير منهم اعلنوا متوفين لكن بعد ذلك هم ينجون بأعجوبة |
Ayrıca, dizi dibine oturup anlattıklarını dinleyeceğimiz bir yaşlılar programının ihtiyaç duyulan birşey olduğuna kanaat getirdim. | TED | و فكرت أن ما نحتاجه حقاً هو برنامج لكبار السن لنجلس فقط عند أقدامهم و نستمع إليهم. |
Başka bir deyişle, çabuk olan ramenler gençler ve yavaş olan ramenler yaşlılar ile çocuklar, değil mi? | Open Subtitles | بمعنى آخر , المجموعة السريعة هم الراشدون والأخرى بها الأطفال وكبار السن, صحيح؟ |
Kor Alev yaşlılar Evi'ndeki dostlarımı görmek için en iyi durağı hep en sona saklardım. | Open Subtitles | كنت دوما أدخر التوقفات الطيبة للآخر لأرى أصدقائى القدامى فى منزل صغار الإمبراطور فليكرينج |
Çocuklar ve yaşlılar için ortaya makul bir miktar at. | Open Subtitles | اخرج المبالغ المخصصه للشيوخ والاطفال وأعطيها كلها لى |
yaşlılar için sağlık ve bakım merkezleri kuruyoruz toplumun çeşitli yerlerinde. | TED | إننا نبني مراكز صحة للمسنين ومراكز صحية في جميع أنحاء المجتمع. |
yaşlılar ve onların ev bakımları! | Open Subtitles | هكذا هم العواجيز والاعتناء بهم |
Bu yüzden de yaşlılar olağanüstü bir toplantı yapmanın gerektiğini anladılar. | TED | وهكذا أدرك المسنون أنهم بحاجة لعقد اجتماع طارئ |