ويكيبيديا

    "yakındaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • القريبة
        
    • المجاورة
        
    • القريب
        
    • اقرب
        
    • لأقرب
        
    • مجاورة
        
    • قريب
        
    • أقربهم
        
    Licinia tapınağı temizlemek için her gün yakındaki bir çeşmeden su almayı öğreniyordu. TED تتعلم ليكينيا أن تجمع الماء كل يوم من النافورة القريبة حتى تنظف المعبد.
    yakındaki akarsulardan su almak için yürürdük. TED كنا نشق الطريق المضنية لجلب الماء من الجداول المائية القريبة.
    Bununla birlikte, bir taraftan gelen düşük frekanslı ses, uzak olandan mikrosaniyeler önce yakındaki kulağa ulaşacaktır. TED أما صوت منخفض التردد قادم من جانب واحد سيصل إلى الأذن القريبة قبل البعيدة بأجزاء من المليون من الثانية.
    İnsanlar bazen hayatta kalabilmek, çocuklarını besleyebilmek ya da yakındaki köyü ele geçirebilmek için yeni fikirler çıkardılar. TED أحياناً يخترع الناس أشياءً بسبب أنهم يريدون البقاء أحياءً أو إطعام أطفالهم أو غزو القرية المجاورة.
    Yerleşkeden telefon aramaları yapmıyorlar. yakındaki baz istasyonunu kontrol ettik. Open Subtitles لا يقومون باتصالات من المجمع السكني، تفحصنا برج الهاتف القريب
    Hamileliğimi halledememiştik ve sen de gidip en yakındaki şeyi mi becerdin? Open Subtitles حملنا لم يتم وقد ذهبت ومارست الجنس مع اقرب شيء؟
    Tutulacak gibi olursanız en yakındaki oyuncuya pas atın. Open Subtitles إذا أوشكت أن تمسك الجانب لأقرب رجل
    Öldüklerinde de, yakındaki genç hücreler tarafından, boyalarıyla beraber yutulurlar; dolayısıyla boya olduğu yerde kalır. TED وعندما تموت تبتلعها مع حبرها خلايا فتية مجاورة لها لذلك يبقى الحبر مكانه.
    Eğer ara sıra yakındaki futbol takımı tarafından rahatsız edinilmeseydi mükemmel olabilirdi. Open Subtitles اذا لم تكن من مقاطعة العرضية من قبل لعبة كرة القدم القريبة كانت ستكون رائعة
    Bu da Pentagon'daki, yakındaki binaları sallayan, ışıldayan, gümüş rengi çok küçük bir parıltı. Open Subtitles وفي وزارة الدفاع الأمريكية وميض فضى لامع صغير جدا، يهز البنايات القريبة
    En yakındaki yıldız üssüne yanaşın ve üst tarafımızı ateşten korumak için gemiyi döndürün. Open Subtitles إقترب من القاعدة النجمية القريبة وابعد مقدمتنا الأمامية عن خط نيران السيلونز
    1995 yılında, yakındaki Montserrat adası patladı. Open Subtitles في 1995، الجزيرة القريبة من مونتسرات إنفجرتْ.
    Telli turnalar ve değişik su kuşları yakındaki dağlarda eriyen suların beslediği nehir ve sulak arazileri izleyerek Asya'dan buraya göç ederler. Open Subtitles الطيور والطائر المائي هاجر الى هنا من جميع أنحاء آسيا، سحبت الى الانهار التي تغذيها الثلوج الذائبه من الجبال القريبة.
    Sonra yakındaki bir drenaj borusuna koşmuş. Open Subtitles وبعدها ركض نحو أنابيب الصرف الصحي القريبة
    yakındaki bir köyde dinleniyor. Open Subtitles إنّه يقضي فترة نقاهته في القرية المجاورة.
    Ona ihtiyaç duyduğunda, geceleyin yakındaki yatak odasında olduğunda, güzel mi? Open Subtitles الذي ينام بغرفة النوم المجاورة لغرفتكِ مساءً عندما تحتاجينه؟ أهذا شعور جيد؟
    Çevre ekipleri yakındaki binaları kalan düşmanlar için korusunlar daha sonra füzenin izini sürmek için görevlileri yer değiştirsinler. Open Subtitles لتقوم الفرق الميدانية بتفتيش المباني المجاورة بحثاً عن إرهابيين, ثم حولي العناصر للبحث عن الصاروخ.
    Bu yakındaki limandan bir tekne ayarladım. Open Subtitles لقد رتبت لنا مكانا على سفينه فى الميناء القريب من هنا
    yakındaki bar, hesabı ödemiyoruz diye bir şey vermiyor. Open Subtitles البار القريب من منزلنا لن يستقبلنا بعد الان لاننا لم ندفع الفاتوره
    İblis en yakındaki sıcak bedene geçmeye çalışacaktır. Open Subtitles سوف يحاول أن يقفز فى اقرب جسد دافىء له
    Eğer böyle bir şey olursa son yakıtımızı en yakındaki gezegenler sistemine sıçramak için kullanacağız. Open Subtitles ... في حالة حدث ذلك ...فسنستخدم اخر كمية وقود لدينا للعبور الي اقرب مسار كوكبي
    Kanunen sizi en yakındaki hastaneye götürmekle yükümlüyüz. Open Subtitles نحن مجبرون قانونياً لنأخذك لأقرب مشفى
    Saatler içinde, işgalciler kraliçemizin tüm yavru kaynağını yakındaki en büyük yuvaya götürmüş olur ve kraliçenin hayatta kalan kızları onu terk eder. TED في غصون ساعات، ينقل المُغيرون كامل مخزون حضنة الملكة إلى أكبر خلية مجاورة وتهجر بنات الملكة الناجيات أمهن.
    Geçen sene, araba hırsızları çalıntı mallarını yakındaki bir bölgede satıyordu. Open Subtitles العام الماضي، قام أحد اللصوص ببيع سيارة سرقوها من مكان قريب
    Bilmiyorum, galiba en yakındaki şu. Open Subtitles لا أعلم... أنا أعتقد أن هذا القارب هو أقربهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد