ويكيبيديا

    "yakıtları" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الوقود
        
    • وقود
        
    Ama güneye doğru havalanmışlar ve sadece 480 km gidebilecek kadar yakıtları varmış. Open Subtitles لكنهم حلّقوا بإتجاه الجنوب ولديهم ما يكفي من الوقود لحوالي 300 ميل فقط
    Ve üçüncü olarak, fosil yakıtları kullanan bir ekonomiden güneş enerjisi ekonomisine geçiş yapılmalıdır. TED والثالث .. التحول من إقتصاد الوقود الاحفوري الى إقتصاد الطاقة الشمسية
    Sonuç olarak petrol olmadan hareketliliğe sahip olmakla, petrol tüketimini kademeli olarak durdurmakla daha verimli hale gelebilir ve sonrasında yakıtları değiştirebiliriz. TED فـ من أجل الحصول على تنقل من دون بترول للتخلص من النفط, يمكننا تحقيق الكفاية و من ثم تبديل الوقود.
    Daha temiz yanan pişirme yakıtları üretemez miyiz? TED الا يمكننا صنع وقود طهي حيث يشتعل بصورة نقيه أكثر ؟
    Hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde, alternatif pişirme yakıtları bulmak için bir hayli çaba sarfediliyor. TED ولهذا فأنه من المتوقع, أن تُـبذل جهود كبيرة للبحث عن وقود بديل بهدف الطهي.
    Onun üstüne de suyu, oksijeni yanına da bazı çabuk tutan yakıtları koyalım. TED أعلاه، لنضع الماء والأكسجين، وجانبه بعض الوقود القابل للاشتعال.
    Yani tüm gezegenin çok fazla enerjiye ihtiyacı var ve bu zamana kadar çoğunlukla fosil yakıtları kullandık. TED وبالتالي فالكوكب كله يحتاج إلى الكثير من الطاقة، وإلى حد الساعة كنا نستعمل بالأساس الوقود الأحفوري.
    Onun zamanında, fosil yakıtları enerji elde etmek için ve ekonominin gelişmesine katkıda bulunmak için yakmak kabul edilebilirdi. TED في وقته، كان حرق الوقود الأحفوري من أجل الحصول على الطاقة ومنح الاقتصاديات فرصة التطور أمرًا مقبولا.
    Öyleyse gelişmekte olan bir ülke olarak insanlara zararlı olan fosil yakıtları kullanmadan gelişebilmek bizim için en iyi yoldur. TED لذا، وكبلد نامٍ فإن أفضل اهتمامنا هو تعزيز التطور دون الوقود الأحفوري الذي يؤذي الإنسان في المقام الأول.
    İşte bu neslin de aynı şekilde cesur olma ve fosil yakıtları ortadan kaldırma vakti. TED لذلك، حان الوقت لهذا الجيل ليكون شجاعًا مرةً أخرى ويلغي الوقود الإحفوري بشكل ذائم.
    Doğal kaynakları istismar etmeye devam edip fosil yakıtları yakarsak 13. Hedefe ulaşmak imkânsız olacak. TED إذا واصلنا القيام بذلك عن طريق استغلال الموارد الطبيعية وحرق الوقود الإحفوري، سوف يكون من المستحيل الوصول للهدف 13.
    Tüm dünyada is karasını ve her gün kullandığımız siyah mürekkepleri üretmek için fosil yakıtları yakan fabrikalar var. TED هناك مصانع حول العالم تحرقُ الوقود الأحفوري لإنتاج الكربون الأسود، لصنع الحبر الأسود الذي نستخدمه بشكل يومي.
    Fosil yakıtları yakmak eğer çok kötüyse ve bizim varoluşumuzu tehdit ediyorsa nasıl eskisi gibi davranabilirdik? TED فإذا كان حرق الوقود الأحفوري سيئاً لدرجة تهدد وجودنا، كيف لنا أن نستمر هكذا دون أيّ تغيير؟
    Derhal saldırırsak, pilotlarımızın yakıtları yeter mi? Open Subtitles لو اننا اطلقنا الطائرات فى الحال , هل سيكون لدى طيارينا الوقود الكافى للرجوع ؟
    Okyanusun üzerindeyken, yakıtları bitmiş. Open Subtitles وفي منتصف الطريق فوق المحيط صار عندهم نقص في الوقود
    Federaller uzun zamandır Nicky'nin golfünü izliyordu... yakıtları bitmişti. Open Subtitles الفيدراليون ظلوا يراقبون نيكي و هو يلعب الجولف حتى نفد الوقود منهم
    Siz hâlâ fosil yakıtları mı kullanıyorsunuz yoksa kristal füzyonunu keşfettiniz mi? Open Subtitles هل مازلتم تستخدمون الوقود الحفرى أو أو اكتشفتم الانشطار الكريستالى؟
    Amerikalıların Atlas Okyanusu'ndan geçerek pasta getirecek uçak ve yakıtları var. Open Subtitles يعني أن الأمريكان لديهم وقود و طائرات لنقل الكيك عبر المحيط الأطلسي
    Biz olayları çözmeye çalışırken, onların orada ilelebet kalmalarına yetecek kadar yakıtları yok. Open Subtitles ليس لديهم وقود للبقاء هناك للأبـد بينما نحاول إكتشاف الأمر
    yakıtları az olacak. Arazi biraz karışık. Anladın mı? Open Subtitles إنهم لن يكون معهم وقود كافي و الجليد هش , هل فهمت؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد