Adam karısına yalan söyleyip gizlice başka bir kadınla özel duygularını paylaşıyor, Doug! | Open Subtitles | دوغ، والرجل الكذب على زوجته، التسلل حول مع امرأة أخرى، تقاسم المشاعر الحميمة. |
yalan söyleyip duruyor olabilir ama biz de yapmadığımız bir şey yüzünden suçlu durumuna düşseydik aynısı yapmaz mıydık? | Open Subtitles | إنها تواصل الكذب ,نعم , لكن أليس هذا مانفعله كلنا إن ظهرنا اننا مذنبون بجريمة لم نقم بإرتكابها ؟ |
Eğer ona yalan söyleyip, beni dövmediğini söyleseydim ırklar arası bir ilişkiye göz yummuş olurdum. | Open Subtitles | أنظر أذا كذبت عليها و أخبرتها بأنك لم تكن تضربنى أكون بذلك قد أنتهكت القانون العرقى للسود |
Biraz önce ona yalan söyleyip, Victoria'yla ayrıldık dedim. | Open Subtitles | لقد كذبت عليها و قلت لها اني و فكتوريا انفصلنا |
yalan söyleyip bilgilerini vermediyse zararları daha az. | Open Subtitles | لو كذب ولم يكشف معلوماتهم سوف تكون الأضرار أقل |
yalan söyleyip, "Evet." demek isterdim, ama arabanızdan tarih kitabımı aldım... | Open Subtitles | أود أن أكذب وأقول نعم، ولكن في الحقيقة أخذت كتاب التاريخ |
Bazen başkaları gibi yalan söyleyip her şey yolundaymış gibi davranabilmek istiyorum. | Open Subtitles | هناك أوقات أريد بها الكذب والتظاهر بأن كل شيئ على مايرام |
Bütün hayatını aldığı her nefeste yalan söyleyip, cani ve tecavüzcüleri dışarda tutmak için para kazanmaya... | Open Subtitles | هذا الرجل الذى كرس حياته 000 لجمع المال عن طريق الكذب لكى يبقى 000 القتله والحثاله 000 |
Bütün hayatını aldığı her nefeste yalan söyleyip cani ve tecavüzcüleri | Open Subtitles | هذا الرجل الذى كرس حياته لجمع المال عن طريق الكذب لكى يبقى |
yalan söyleyip kendini gözetlemeye çıkmaktan daha kolay. Sana bir soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | حسنا إذاً، إنها اسهل من الكذب والتجسس لنفسك |
Ve en önemlisi, bana yalan söyleyip bir annem ve ailem olduğuna beni inandıran sonra da bunu benden alıveren oydu. | Open Subtitles | حاولت ذلك , لكن الأهم كذبت عليّ , جعلتني أصدق أن لديّ أماً و عائلة |
Bize yalan söyleyip söylemediğinizi bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | نريد ان نعرف ما اذا كنت كذبت علينا عفواً؟ |
Ama şimdi yalan söyleyip herhangi bir günah işlersem burada zamanım kalmıyor ve affedilecek zamanım yok. | Open Subtitles | ولكن لو كذبت الآن، ولو ارتكبت أي خطيئة الآن فقد فاتني الوقت هنا ولن يغفر لي مجددا |
Niye bana yalan söyleyip sonra da darılmayın ama, dünyanın en bilinmeyen yerine geldi? | Open Subtitles | لماذا كذب على؟ و عندها أضطر للذهاب إلى أكثر الأماكن إبهاما على سطح الكوكب بدون إساءة |
Bize defalarca yalan söyleyip durdu. Kanuna karşı geldi, etiği hiçe saydı. | Open Subtitles | لقد كذب علينا مراراً وخرق القوانين وأخلاقيات المهنة |
Tabii adı, yaşı hakkında yalan söyleyip, bu otomatik 800'lü numarada çalıştığı müddetçe. | Open Subtitles | فقط لو كذب بشأن اسمه وعمره ومهنته حينما يتصل بهذا الرقم الآلي |
yalan söyleyip, sosisli sandviç sattım dememi ister misin? | Open Subtitles | أتريدين منّي أن أكذب عليكِ وأخبركِ بأنّني أعمل في كشك للسجق ؟ |
Efsaneye göre, eğer yalan söyleyip elini buraya koyarsan ısırıp koparırmış. | Open Subtitles | فم الحقيقة، تقول الأسطورة إن كنت تكذب -أدخل يدك هنا، وستُقطع |
yalan söyleyip hile yaptın, kardeşlerini ve arkadaşlarını sözle taciz ettin. | Open Subtitles | لقد كذبتى, تلاعبتي وإنتهكتي شفهيا أخواتك وزملائك الطلبة. |
Yıllarca ilişkimiz konusunda yalan söylediğin gerçeği beni bana da yalan söyleyip söylemediğini düşünmeye itti. | Open Subtitles | سهولة كذبك علينا سنينًا جلعني أتسائل ما إن كنتِ قد كذبتِ عليّ. |
Çocuklar eskiden yaşlarıyla ilgili yalan söyleyip orduya katılır savaşa girerdi. | Open Subtitles | الاطفال يكذبون بخصوص عمرهم ليلتحقوا بالجيش , و يحاربوا في المعركة |
Ona yalan söyleyip düğünün olacağını davetiyenin de posta kutusunda olduğunu söyleriz. | Open Subtitles | حسناً ، يمكننا أن نكذب ونخبرها أن الزفاف موجود والدعوات في البريد |
Sana yalan söyleyip adam öldüren hafızasını kaybetmiş sevgilini mi? | Open Subtitles | أم صديقك فاقد الذاكره الذي يكذب أو كما تعلمين، يقتل؟ |
Alex, bir insanın yalan söyleyip söylemediğini nasıl anlarsın? | Open Subtitles | اليكـس" كيف تعرف إذا كان" أحداً يكذب أم لا ؟ |
Sakladığım sırlar ve gururum yüzünden arkadaşlarıma yalan söyleyip kaba davrandım. | Open Subtitles | السر الذي إحتفظت به، وكبريائي التي أجبرتني بالكذب على أصدقائي وأن أعامل الناس بغير عطف |
Bu yüzden mi ilk aşkını elinden alan bir arkadaşın yüzünden, ...yalan söyleyip zengin bir adamla evli gibi davranmak istedin? | Open Subtitles | اردتي الإنتقام بقول تلك الكذبة لقد كذبتي و اردتي تمثيل الزواج مع رجل ثري ؟ |
Ama eğer tanıyorsan ve ona birazcık benziyorsan yalan söyleyip tanımadığını söylersin. | Open Subtitles | ، لكن لو أنكِ تعرفينها , وتُشبهينها في أيّ شيء ، ستكذبين وتقولين أنكِ لا تعرفينها , لكن لو أنكِ تعرفينها |