Senin uydurduğun bir yalanla devam etmeyeceğim, Ross. | Open Subtitles | أنا لا تسير جنبا إلى جنب مع بعض كذبة كنت تتكون، روس. |
Kaç aptalı savaşmaya yolladılar... bir bayrak ve bir yalanla? | Open Subtitles | مثل كل أحمق أرسل للحرب و معه علم و كذبة |
Bu olaydan da yalanla kurtulacağını sanıyorsan, bir yumruk daha yersin. | Open Subtitles | ولو كنت تظن انك ستفلت بهذه الكذبة من الأمر, لابد عليك ان تُعيد التفكير فى حيلة أخرى |
Çünkü kucağımda bir yalanla cehenneme gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأني لا أريد الذهاب للجحيم بكذبة على شفاهي |
-Dostluğumuzu yalanla başlatmıştım... | Open Subtitles | والصداقة التي بدأتها بالكذب اريد انهائها بالصدق |
Bir sürü yalanla hatırlanmayacağım. | Open Subtitles | سوف لن يتذكرني أحداً من أجل مجموعة من الأكاذيب |
Kaç aptalı savaşmaya yolladılar... bir bayrak ve bir yalanla? | Open Subtitles | مثل كل أحمق أرسل للحرب و معه علم و كذبة |
-Sanırım ilişkimizin bir yalanla başlamasını istemedim de ondan | Open Subtitles | ؟ أعتقد أنني لم أريد أن تبدأ علاقتنا على كذبة |
Giyinmek ile örtünmek arasında tek bir gerçek gerçek ile iltifat arasında bin bir yalanla. | Open Subtitles | كما لو أنكِ عاشقة كنتِ ستلبسين آلف كذبة في الحقيقة و صعوبة ذلك |
Eğer bir yalanla yaşamak istiyorlarsa bu onların problemi. | Open Subtitles | إن أرادوا الإستمرار بالعيش في كذبة فتلك مشكلتهم |
Evet, senle benim aramdaki fark bu. Bir yalanla yaşayamam ben. | Open Subtitles | نعم, هذا هو الفرق بيني وبينك انا لا أستطيع العيش مع كذبة |
Oraya çıkıp yalanı yalanla örtemem. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى هناك وأختلق الكذبة تلو الأخرى |
Oraya çıkıp yalanı yalanla örtemem. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى هناك وأختلق الكذبة تلو الأخرى |
Neredesin? Bu yalanla yaşamaya artık devam edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الإستمرار بعيش هذه الكذبة بعد الآن. |
Ne şekilde tanımlarsanız tanımlayın bir yalanla başlayıp bitiyorlar. | Open Subtitles | مهما كان تعريفك للكلمة فإنها تبدأ و تنتهي بكذبة |
Söylemezsem, ona bir yalanla bağlıymışım gibi hissederim. | Open Subtitles | إذا لم أخبرهُ، سأشعر كما لو أني أوقعتهُ في شِركي بكذبة |
Beyler. Christine Collins'e ne halt ettiniz? yalanla da kurtulmaya çalışmayın. | Open Subtitles | ما الذي فعلته مع كريستين كولينز ولا تبحث عن مخرج بالكذب بالأمر.. |
Beni buraya sokmak istemeseydiniz, hayatımı bir dolu yalanla doldurmamanız gerekiyordu. | Open Subtitles | أأنت لا تريدننى هنا لذا ما كان عليك ملء حياتى بالكذب لقد كنت فى تحدى |
Gerçeğin yalanla saklandığı gibi, gözlerimiz kapanmış. | Open Subtitles | كما تختبئ الحقيقة وراء الأكاذيب ونحن معصوبي الأعين |
Ve şimdi o inancı söküyorsun ve bir yalanla değişiyorsun. | Open Subtitles | والآن انت تنتزع هذا الإيمان وتستبدلها بكذبه |
Will'e bunca yalanla yaşadığı için üzgün olduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبري ويل بأنني آسف لأنه تعامل مع كل هذه الكذبات |
Bu yalanla daha ne kadar yaşamaya devam edebilirim emin değilim. | Open Subtitles | آماندا جراى ستون أنا غير متأكده إلى متى سأعيش هذه الكذبه |
"Oradaydın", "değildin", "neden oradaydın", "neden değil?" Böyle sorulara ancak yalanla cevap verilebilir. | Open Subtitles | "كنت" ، "لم أكن" ، "لماذا؟" لا يمكن إجابة هذه الأسئلة سوى بالأكاذيب! |
Yalanların üstünü daha fazla yalanla örterek onun varolduğunu ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهم يغطون على كذبهم بالمزيد من الكذب, يحاولون ان يخفوه عن الأعين. |