ويكيبيديا

    "yalnızdı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • وحيداً
        
    • وحيدة
        
    • لوحده
        
    • بمفرده
        
    • وحده
        
    • لوحدها
        
    • وحيده
        
    • بمفردها
        
    • كانت وحدها
        
    • ووحيدة
        
    • وحدها في
        
    • كان وحيدا
        
    Annen öldükten sonra baban çok yalnızdı ve onların anneleri onu reddetmişlerdi. Open Subtitles أباكِ كان وحيداً بعد وفاة أمكِ، وكل هؤلاء النسوة رفضوا الخروج معه.
    O gece bu çocuğun başının belada olduğunun farkına vardım, belki yalnızdı. Open Subtitles اكتشفت الليلة أن هذا الفتى في مشكلة. ربما يكون وحيداً
    Çünkü, günün sonunda, eşleriniz, kocalarınız, hayatlarınız var ama o, yalnızdı. Open Subtitles لأنكم في نهاية اليوم تعودون إلى زوجاتكم وأزواجكم وحياتكم. ولكنها وحيدة.
    Annem yalnızdı ve onun vampir olduğunu bilmiyordu. İIk vampir. Open Subtitles لقد كانت وحيدة ولم تعرف لقد كان مصاص دماء .
    O belki benden bile yalnızdı. Open Subtitles هي كَانَ يمكنُ أَنْ تَكُونَ مستويةَ أكثر لوحده مِنْ انا كَانَ.
    Ama, onun daha önce tanıkları vardı. Bu sefer o yalnızdı. Open Subtitles في المرات السابقة كان هناك شهود وهذه المره هو بمفرده
    Arkadaşım Ahmet de yalnızdı ben de buraya onu ziyarete geldim. Open Subtitles صديقي أحمد كان وحده أيضا لذا فقد جئت إلى هنا لزيارته
    Ama kimse bilmiyor, çünkü evde yalnızdı. Open Subtitles و لكن لا احد يعلم, لأنها كانت بالمنزل لوحدها.
    Annem yalnızdı ben de yanında olmak iyi olur diye düşündüm. Open Subtitles امي كانت وحيده اذا اعتقدت سيكون من الجيد ان اكون قريبه.
    "İntihar" dediğim, odasında yalnızdı, ve elinde bir silah vardı. Open Subtitles و عندما أقول انتحار . فإنه كان وحيداً في غرفته و تم العثور على مسدس في يده
    Kurbanın kanıyla yıkanmıştı. Evde onunla yalnızdı. Open Subtitles كان يقطر بدم الضحيّة، وكان معها وحيداً بالبيت
    Zaten yaralanmıştı. Ölüyordu, savunmasızdı, yalnızdı. Open Subtitles . لقد كان مصاب بالفعل يحتضر , بلا مقاومة , وحيداً
    Bu yüzden Amy için yemek yapacaktım, çünkü evde yalnızdı. Open Subtitles ولذلك جهزت العشاء لايمي لانها كانت وحيدة في المنزل كانت لوحدها؟
    Yani kadın öldürüldüğünden beri 10 gündür yalnızdı ve kimse havlamasını duymadı mı? Open Subtitles إذا بعد ما قتلت صاحبتها كانت وحيدة هناك لمدة 10 أيام ولم يسمع أحد بنباحها ؟
    Neyse, Tanrı'ya şükür buraya, annenin yanına geri döndün çünkü, sen de biliyorsun ya buralarda sensiz çok yalnızdı. Open Subtitles أحمد الرب على عودتك في هذا الوقت الحرج, خاصة لأمك فهي وحيدة هنا
    Asansörde yalnızdı Ve boğularak öldü. Open Subtitles هي كَانتْ على ذلك المصعدِ لوحده وهي خَنقتْ إلى الموتِ.
    Kurban yalnızdı ve eve zorla girilmemişti. Open Subtitles الضحية كان لوحده و لم يكن هناك أي مؤشر للدخول عنوة الى الشقة
    Hayır, ne zaman bir şey bulsa yalnızdı. Open Subtitles لا ، في كل مرة كان وجد فيها شيئاً كان بمفرده
    Kesinlikle yalnızdı. Open Subtitles ـ انا متأكد انه كان وحده انت ، تومي كالزون لاتكثر الثوم على الفطيرة
    Olay olduğunda yalnızdı, kocası orada değildi. Open Subtitles كانت لوحدها عندما حدث ذلك، زوجها لم يكن موجودا
    Onu bu işe soktuğumda, çökmüş durumdaydı, yalnızdı. Open Subtitles عندما احضرتها لذلك , كانت منكسره , وحيده,
    Aman Tanrım, Lily ormanda yalnızdı ve Amber şu an onunla birlikte. Open Subtitles بحق المسيح ليلي كانت بمفردها فى الغابه هل هى ممسوسه الأن ؟
    Bir gün ofisinde yazılacak bir şeyler sırasında yalnızdı. Open Subtitles ويوما ما كانت وحدها فى مكتبه ووجدت شيئا على مكتبه
    Aynı zamanda çok güzel ve çok yalnızdı. Open Subtitles وكانت جميلة جدا ووحيدة ايضاً
    Genelde yalnızdı, ama bir seferinde... Onu bir kızla tartışırken gördüm. Open Subtitles وحدها في العادة، لكن ذات مرة، رأيتها تتجادل ..
    Sanırım Professor Littlefield buraya geldiğinden beri yalnızdı. Open Subtitles أعتقد أن البروفسور ليتلفيلد كان وحيدا منذ جاء إلى هنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد