Bu yüzden bilinçli dinlemenizi geliştirmek için, yanınızda götürebileceğiniz beş basit egzersizi veya aracı sizinle paylaşmak isterim. Ne dersiniz? | TED | لذا أريد ان اتشارك معكم بخمسة تمارين أو أدوات يمكنكم ان تستخدموها من اجل تحسين الانصات الواعي هل تريدون هذا ؟ |
Karınızı da yanınızda sürüklüyorsunuz. Onu evde görmek yetmiyor mu? | Open Subtitles | وتصطحبون معكم زوجاتكم، ألا تملون منهم في وطنكم؟ |
Hayır ama size katılmak isterim lordum. Tıpkı dayım gibi yanınızda olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن أود أن أشاركك يا سيدي أكن بجانبك كما كان عمي |
Hayır ama size katılmak isterim lordum. Tıpkı dayım gibi yanınızda olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن أود أن أشاركك يا سيدي أكن بجانبك كما كان عمي |
Yumuşak, sıcacık! Şansınız varsa yanınızda sevdiğiniz insan yatıyor ya da benim durumumda, eşim, iki çocuğum ve muhtemelen köpek de. | TED | إذا كنت محظوظا، قد يكون إلى جانبك شخص تحبه، أو في حالتي، لديّ زوجي وطفلاي وربما الكلب. |
Sanki adam yanınızda oturmuş, kulağınıza kim bilir neler fısıldıyor. | TED | كأن الرجل يجلس بجوارك يهمس ايّا ما كان في أذنك. |
İşte bu nedenle yoluma devam etmeden önce... izninizle yanınızda biraz oyalanmak istiyorum. | Open Subtitles | ولهذا, بعد اذنكما, سأبقى لأعبث معكما قليلاً قبل أن أستكمل رحلتي |
O Teksas korucusunu Missouri'de yakaladığınızda yanınızda olan. | Open Subtitles | الذى كان معكم عندما أمسكتم بشرطى تكساس بولاية ميسورى |
Emin olun ziyaretiniz boyunca ruhen yanınızda olacağım. | Open Subtitles | و تأكدوا أثناء وجودكم هنا إننى سوف أكون معكم بروحى |
Gece yarısını beş geçeye kadar yanınızda kalacağım... ama sonra, umarım beni mazur görürsünüz... kaçmam gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ أن أبقى معكم حتى أخر 5 دقائق قبل منتصف الليل بعد الوقت الموعود أتمنى أن تسامحونني عليّ أن أهرب |
Umarım yanınızda basın kartlarınız, yelekleriniz ve kasklarınız vardır. | Open Subtitles | ستكونوا فى الموقع خلال دقائق قليلة أفترض أن يكون معكم البطاقات الصحفية والخوذ والسترات الواقية من الرصاص |
Eğer ölü biri yanınızda yaşasaydı hayat nasıl olurdu acaba? | TED | كيف ستكون الحياة تحت هذا النهج؟ إذا عاش الميت بجانبك و بكل ما تعنيه الكلمة |
Bir daha birisi yanınızda "g" sözcüğünü kullandığında bunun ne kadar can yaktığını onlara söyleyeceğinizi umuyorum. | TED | في المرة القادمة التي يستعمل فيها شخص بجانبك تلك الكلمات الدنيئة، أرجو أن تقوم بإخباره بالألم الذي تخلفه وراءها. |
Onları NORAD'a götüreceğiz. Sayın Başkan, izninizle, yanınızda kalmak istiyorum. | Open Subtitles | سيدي الرئيس بعد اذنك أريد أن أبقى بجانبك |
Bay Başkan, izin verirseniz yanınızda kalmak istiyorum. | Open Subtitles | سيدي الرئيس بعد إذنك أريد أن أبقى بجانبك |
Jeniffer sadece özel bir insan değildi her zaman yanınızda görebileceğiniz türden bir dosttu. | Open Subtitles | ليس فقط لأنها شخصيه مميزه بل لأنها الصديق الذى إلى جانبك دوماّ |
Bence dünyadaki herhangi bir erkek yanınızda bile dursa, kendini şanslı hissetmeli. | Open Subtitles | و أعتقد أنّ أيّ شخصٍ في العالم سيكون محظوظاً لمجرّد الوقوف بجوارك |
Sizler onu bulduğunuzda yanınızda olsaydım, belki daha iyi resimler çekebilirdim. | Open Subtitles | ربما سيكون لدينا صورة أفضل لو كنت معكما عندما وجدتماه |
- Hemen yanınızda olacağım. | Open Subtitles | شكراً لمساعدتك سأبقى برفقتك يا سيدي |
Yani Otomo ile anlaşma yapmalı ve savaşta yanınızda olmalıyız? | Open Subtitles | وكذلك, تريدنا أن نتفق مع أوتومو ونأخذ جانبكم في الحرب هاه؟ |
Her zaman yanınızda olamayacağımı... ..düşünmek, kalbimi parça parça ediyor. | Open Subtitles | إن قلبي يموت حينما أظن بأنني لن أكون دائما بصحبتك |
Eğer herhangi bir nedenle Ron'a ihtiyacınız olursa, sadece arayın ve o anında yanınızda olur. | Open Subtitles | لذا ان احتجتم رون لاي سبب فقط اتصلوا وسيكون عندكم بسرعة |
yaparsınız. Güzel olan şey şu ki, yanınızda oturan kişinin sizi arayanın sesini iyi kötü duyacağını bilmenizdir. | TED | الشيء الجميل في الموضوع, تعلمون عندما يجلس شخص بجواركم, بعض الاحيان الى حد ما يسمعون قليلا من صوت المتصل |
Her şartta, o ismi istiyorsanız, beni yanınızda götürmelisiniz. | Open Subtitles | بأي من الطّرق، إذا كُنت تُريدُه أنت يَجِبُ أَنْ تَأْخذَني مَعك |
- Benimle konuşmuş olsaydı onun yanında kendimden geçmiş olurdum, sizin yanınızda duramazdım. | Open Subtitles | ــ لو تحدّث معي لكنتُ فقدتُ الوعي بجانبه و لا أقف هُنا معك |
Hayır, özellikle de Abby'nin yanınızda olduğunuzu söylediğimde. | Open Subtitles | كلاّ، ولا سيّما عندما أخبرته أنّ بحوزتك (آبي). |
Bugün birçoğunuzun buraya gelme sebebi de bu, her zaman yanınızda olan bu adama bir hoşçakal demek. | Open Subtitles | لهذا اتى الكثير منكم اليوم ليقول وداعاً لرجل كان حاضراً دائماً لمساعدتكم |
Cüzdan biyopsisi yaptıklarında kartınızın... yanınızda olması çok iyi olmuş. | Open Subtitles | من الجيد أن بطاقتك كانت معك عندما أجروا فحص المحفظة. |