Yine aynı şeyi yapıyorlar. Ne zaman dursak aynı şeyi yapıyorlar! | Open Subtitles | إنهم يفعلونها ثانية إنهم يحالون فعلها في كل مرة نتوقف فيها |
Geçen seneki astronot davası ile ilgili bir film yapıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعملون فلم عن قضية رائد الفضاء من السنة السابقة. |
Seni kızdırmak için yapıyorlar, sen kızmamış gibi yaparsan keserler. | Open Subtitles | إنهما يفعلان ذلك كي يغضبانك تظاهري أن هذا لا يزعجك عندها سيتوقفان |
Kafa karıştırmaya çalışacaklarını sen söylemiştin. İşte yapıyorlar. | Open Subtitles | قُلتَ بأنَّهم سيحاولُون تَغْيير رأيك، والآن هم فعلوا. |
Yalnız o binayı on yıldır yapıyorlar ama ortada bir şey yok. | Open Subtitles | لكنه يبنون تلك الأمور منذ 10 سنواتٍ الآن ولا شيئ تم بناءه |
Herkesin bir daha yapmayacaklar dedikleri şeyi yapıyorlar. | Open Subtitles | كانت في انتظار لمدة عام إنهما يقومان قيل من قبل الجميع أنه لن يحصل مجدداً |
Benim merak ettiğim şu, birlikte ne yapıyorlar? | Open Subtitles | والسؤال الذي أطرحه على نفسي، ماذا يفعلانه معاً؟ |
Hayır, benimle alay etmiyorlar. Sadece yeni olduğum için şaka yapıyorlar. | Open Subtitles | لا ، إنهم لا يسخرون مني بل يتعبوني لأنني الصبي الجديد |
Evet, bir sürü puan yapıyorlar, ama ancak iki haftada bir kazanırlar. | Open Subtitles | نعم إنهم يسجلون طنا من النقاط ولكنهم يختبؤن فى كل أسبوع تالى |
Tek farkı onların sürüsü bizdik. Evet, her yerde böyle yapıyorlar gibi görünüyor. | Open Subtitles | مع فارق ، أننا كنا قطيعهم هم إنهم يفعلون ذلك فى كل مكان |
Fakat gerçek şu ki bizim kullanıcılarımız, alıcılarımız onlardan farklı şeyler yapıyorlar. Daha fazla bacak bacak üstüne atıyorlar. | TED | لكن في الحقيقة أن مستخدمينا، وزبائننا يعملون أشياء مختلفة. يضعون أرجلهم فوق بعضها |
Bence Robin Hood gibi yeniden dağıtım yapıyorlar ancak peşinde oldukları paranız değil. | TED | انا أعتقد أنهم مثل روبن هود، فهم يعملون في إعادة التوزيع، ولكنهم لا يسعون خلف اموالكم. |
Bak, sana işini öğretmek istemem, ama sence o mağarada iki hafta boyunca ne yapıyorlar? | Open Subtitles | لا أريد تعليمك مهنتك، لكن ماذا برأيك كانا يفعلان في المغارة طيلة أسبوعان؟ |
- Sence bu kadar silahla ne yapıyorlar? | Open Subtitles | ماذا يفعلان بكل تلك الأسلحة النارية فى رأيك؟ |
Bunu tam üç yıldır yapıyorlar. Birkaç aydan ne çıkar! | Open Subtitles | فعلوا ذلك لثلاث سنوات فما قيمة بضعة أشهر أخرى؟ |
Hem ülkedeki bütün üniversiteleri biraraya getiren bir bilgisayar ağı yapıyorlar. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك، فهم يبنون شبكة معلوماتيّة تربط كافة جامعات الدولة. |
Büyü falan yapıyorlar. Avlanmaktan falan çok daha havalı. | Open Subtitles | يقومان بعمل تعاويذ وأشياء من هذا القبيل وهذا يعد أكثر جمالاً من القتل |
Ne yapıyorlar? | Open Subtitles | ما الذي يفعلانه ؟ |
Kadınlar, el çekme hususunda çok rahatlar. Nasıl yapıyorlar onu? | Open Subtitles | ومع ذلك النساء لا يمانعن إبعاد اليد، كيف يفعلن ذلك؟ |
Aynen tekerlekli sandalyedeki adamın söylediği gibi yapıyorlar. | Open Subtitles | يفعلون تماماً ما قال لي الشاب ذو الكرسي المتحرك أنهم سيفعلون |
Buraya yakın, güzel bir otel var ve 5 çayı yapıyorlar. | Open Subtitles | ثمّة فندق قريبًا من هُنا حيث يقدمون شاي ما بعد الظهيرة |
Kulübe gelmeden önce saldırı planı yapıyorlar, sonra ayrılıp avlarını seçiyorlar. | Open Subtitles | انهم أذكياء انهم يعدون خطة هجوم قبل أن يصلوا الى النادي |
Bunca zaman ne yapıyorlar diye sorduğunuzda... | Open Subtitles | لو سألتهم عما يفعلوه طوال اليوم، سيخبروك بأنهم يدهنون الجسر بشكل مستمر. |
Bu zor ve çok zaman alıcı bir iş, ve her hafta saatlerce bunu yapıyorlar. | TED | انه امرٌ صعب .. انها مهمة شاقة عليهم ان يقوموا بها لساعات كل اسبوع |
Artık pis işlerini özel kulüpler ve yönetim kurulu aracılığıyla yapıyorlar. | Open Subtitles | و الآن يمارسون أعمالهم القذرة عبر نوادٍ خاصّة و مجالس الإدارة |
Her boy ve şekilde kafes yapıyorlar biliyorsun. | Open Subtitles | يجعلون الأقفاص هناك بالعديد من الأحجام والأشكال |