ve gerçekten de yapamayacağını düşündüğün anda seni itekliyor, yüreklendiriyor ve ben de onu yapabiliyorum | TED | وعندما تحس أنك لا تستطيع فعل ذلك، تقوم بتشجيعك، وأستطيع فعل ذلك. |
- Bir saniye onlara bunu yapamayacağını söyledin, değil mi? | Open Subtitles | أنتظر لحظة ، لكنك أخبرتنى بأنهُ لا يمكنك فعل هذا ، صحيح؟ |
Her şeyi tek başına yapamayacağını itiraf etmekten mi korktun? | Open Subtitles | هل أنت خائف من الاعتراف بأنك لا تستطيع عمل كل شيىء بمفرك ؟ |
- Kendini daha iyi hissetmen için istediğin her şeyi yapamayacağını ne zaman fark edeceksin? | Open Subtitles | متى ستدركين بأنكِ لا تستطيعين فعل ما تريدين لأنه يجعلك تشعرين جيداً؟ |
Dünyayı kurtarmak istiyorsun ama yapamayacağını fark ettiğinde kendini ve çevrendeki herkesi çarmıha geriyorsun. | Open Subtitles | تُريدُ إنقاذَ العالم و عندما تُدرِك أنكَ لا تستطيع ذلك تقومُ بصلبِ نفسكَ و جميع من حولَك |
Hatta ne kadar çok izin istersen o kadar yapamayacağını düşünürüz. | Open Subtitles | في الواقع بقدر ما تسألي بقدر ما نعتقد أنك لا تستطيعين فعلها |
yapamayacağını söyleme bana! Kalk ve 10 adım yürü. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك لا تستطيع فعل ذلك إنهض وامشي عشرة خطوات |
Artık yapamayacağını söyledin, o da küplere bindi. Seni tehdit mi etti? | Open Subtitles | أخبرته أنّكِ لا تستطيع فعل ذلك بعد الآن، وأصبح منزعجاً |
Polislerin bununla ilgili bir şey yapamayacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول لي أن الشرطة لا تستطيع فعل أي شيء بشأن هذا؟ |
Sana hiç durmadan eğlenen birinin nasıl göründüğünü gösterirsem bunu sonsuza kadar yapamayacağını anlarsın diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه اذا أريتك فعلا ماذا تعني أن لا تتوقف عن الإحتفال أبدا قد تعرف انه لا يمكنك فعل ذلك الى الأبد |
Ve her şeyi bilmediğini her şeyi yapamayacağını ve Allah'ın senden büyük olduğunu anladın mı? | Open Subtitles | ... و أتدرك أنك لا تعلم كل شيء ... لا يمكنك فعل كل شيء ... و أن الله لا زال أعظم منك؟ |
Programında yazılı olmayan hiçbir şeyi yapamayacağını söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه لا يمكنك فعل شيء لم ترتبي له |
Ya da sen kendi başına yapamayacağını kabul etmemek için bunun üstüne atlıyorsun. | Open Subtitles | أو أنك تتعلق بقشة لتتجنب الاعتراف أنت لا تستطيع عمل هذا لوحدك |
Senden bunu tek başına yapamayacağını anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | ما أطلبه منك هو أن تفهم أنك لا تستطيع عمل ذلك دائما بمفردك |
Bunu yapamayacağını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ لا تستطيعين فعل ذلك. |
Ses tanımlamayı. Yapabileceğini sanıyormuş, şimdi ise yapamayacağını düşünüyor. Yapamayacağından emin. | Open Subtitles | معرفة الصوت كانت تعتقد أنها تستطيع ذلك لكنها الآن تقول أنه لا يمكنها |
- Yani yapamayacağını mı ...yoksa yapmayacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | -إذاً تقولين لن تفعلينها , أو لا تستطيعين فعلها |
Sakın kimsenin sana ne yapamayacağını söylemesine izin verme. | Open Subtitles | لا تدعي أحداً يخبرُكِ ما أنت لستِ قادرً على فعلهِ |
Bunu bu evde yapamayacağını söyledin. | Open Subtitles | وأنتِ قلتِ بأنه لا يمكنه فعل ذلك في البيت |
Esas sebebi son üç soygun yaşadıktan sonra kaybedersek görüntüler olmadan bir şey yapamayacağını söyledi. | Open Subtitles | أساساً بسبب بعد أن حدوث الثّلاث سرقات الأخيرة ... فالوحدات قامت بإضاعة أشرطة التّسجيل أكيد. |
Bir kadına ne yapıp, ne yapamayacağını söyleyen anayasa mahkemesi gibisiniz. | Open Subtitles | أنتما مثل المحكمة العُليا التي تحاول أن تخبر المرأة بما تستطيع أن تفعل و ما لا تستطيع أن تفعل |
Teyzeme parti yapamayacağını söylemem çok utanç verici olur. İyisi mi bunu sen yap. | Open Subtitles | إسمع , إخبار عمتى أنها لا تستطيع القيام بحفلة شىء محرج ,قم أنت بذلك. |
Oliver bu sene içinde yapamayacağını düşündüğün bir çok şey yaptın. | Open Subtitles | (أوليفر)، الآن، قمت بعمل الكثير من الأشياء هذا العام كنت تظن أنّك لا تستطيع عملها. |
Evliliğin bu noktasında, bir eş kocasının ne yapabileceğini ve yapamayacağını bilmelidir. | Open Subtitles | في هذه المرحلة من الزواج ، والزوجة يجب أن تعرف ما يمكن أن يفعله زوجها وما لا يستطيع |
Sana yapamayacağını söylemiştim ama sen çok güçlü ve iyi bir insansın. | Open Subtitles | ...اعلم بأنني أخبرتكِ أنكِ لا تستطيعين ، لكن أنتِ قوية ، وطيبة |