ويكيبيديا

    "yaparken" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بينما
        
    • عندما
        
    • بفعل
        
    • تمارس
        
    • تفعلها
        
    • يقومون
        
    • اثناء
        
    • أمارس
        
    • أصنع
        
    • يفعلها
        
    • نفعلها
        
    • نمارس
        
    • يؤدي
        
    • بالقيام
        
    • تحضير
        
    çok ötesinde. Kitap için araştırma yaparken ben de hamileydim. TED كنت أنا نفسي حاملا بينما كنت اقوم بالبحوث حول الكتاب.
    Biz ayakkabılarımızı giyerken ya da bir sandviç yaparken, yukarıdan bize bakarlar, cennetin kayıklarının camdan tabanından sonsuzluğa kürek çekerken. TED بينما نحن نرتدي الحذاء أو نُعد شيطرة، هم يراقبوننا عبر قوارب السماء زجاجية القاع بينما هم يجذفون ببطئ نحو الأزلية.
    Yaptığı elbise ve ayrıca süs takılarını satışını yaparken düşündüm. Şimdi Jane günde 4 dolardan daha fazla kazanıyor. TED ولقد تأملت، بينما كنت أشاهدها تبيع الثياب، وأيضاً الحلية التي تصنعها. أن جين دخلها أكثر من أربعة دولارات يومياً.
    Dil bilimciler aslında göstermiştir ki gözlenmeyen bir şekilde rahat konuşma yaparken 7 ile 10 kelimelik paketler hâlinde konuşmaya eğilimliyiz. TED وقد أظهر اللغويين أنه عندما نتحدث طبيعياً بدون رقابة غالباً نميل إلى الكلام في مجموعات مكونة من سبعة إلى 10 كلمات
    Bu görevi yaparken uzay boşluğundaki geleceğimiz hakkında daha da derin düşünmeye başladım. TED إذًا بفعل ذلك، بدأت فعلًا بالتفكير بشكل أعمق بشأن مستقبلنا في الفضاء الخارجي.
    Siz ikiniz o işi yaparken ben de resim çizeyim diyorum. Open Subtitles بينما تقومان أنتما بفعل ذلك أعتقد أنني سوف أقوم ببعض الرسم
    çünkü ben altı yeni şey yaparken, sizin beyniniz on milyonlarca görevi yapıyor. Open Subtitles لأنه بينما أفعل ستة أشياء مختلفة، أدمغتكم تفعل الآن تفعل 10 بلايين مهمة.
    Bunu yaparken de yanlışlıkla kahveyi asıl silahlı adamın üzerine döktü. Open Subtitles لكن بينما هو عَمِلَ ذلك، ضَربَ قهوته في الرجل المُسلَّحِ الفعليِ،
    Dinle, bu şey resim yaparken burada olmak zorunda mısın? Open Subtitles استمعُ، هل يَجِبُ أَنْ تَبْقى هنا بينما هذه الاشياءِ تدهن؟
    Evet, benim işim dalkavukluk yapıp bunu yaparken, gülümsemek üzerine kuruludur. Open Subtitles حَسناً، شغلي يَشْملُ تقبيل الحمارِ أساساً وإبتسامة بينما أنا أعْمَلُ هو.
    Çocuklar kayak yaparken sen ve ben baş başa kalırız. Open Subtitles سوف يكون أنا و أنت فقط بينما الأولاد بالخارج يتزلّجون
    Büyük bir tüfek ortaklığı son gösterilerini evimizin önünde yaparken zaman değişim kokuyordu. Open Subtitles بدأ التغيير يلوح في الأفق بينما قدم تحالف البندقية عرضه الأخير امام منزلنا
    Neil Gershenfeld: Bu harika. Dün gece prova yaparken, filleri izleyerek eğlendi. TED نيل: هذا رائع. عندما كنا نتمرن الليلة الماضية، كان مستمتع برؤية الفيلة.
    İlk kez bir yazı sınıfında öğretmenlik yaparken bayağı endişeliydim. TED عندما درست لأول مرة فصل الكتابة في الكلية، كنت قلقة.
    Bir kadının seks yaparken ve oda servisi içeri girdiğinde nasıl davrandığı hakkında çok şey söylenebilir. Open Subtitles يمكنك معرفة الكثير عن المرأة من طريقة تصرفها عندما تمارس الجنس معها و تدخل خدمة الغرف
    Evet, diğer korumaların seni bunu yaparken görmemesi iyi bir şey. Open Subtitles أجل، من الجيّد أنَّ الحُرَّاس لم يشاهدونك تفعلها
    Kulaklık yok. Dünya'nın tümü Cybus Endüstrilerinden yükleme yaparken, biz özgür kaldık. Open Subtitles لا سماعات أذن، بينما بقية العالم يقومون بتنزيل البيانات من شركة سايبس
    Onlar aptalca taklitler yaparken, ben adını bile hatırlamayan bir balıkla yuvamdan çok uzaklardayım. Open Subtitles اثناء و هم يعملوا اشكالهم الغبيه انا على بعد ميل من بيتى مع سمكه لا تذكر اسمها
    Onunla gerçek anlamda seks yaparken karım aklımın uçundan bile geçmedi. Open Subtitles لم أفكر أبداً في زوجتي، حتى عندما كنت أمارس الجنس معها
    Yumurta kesesi yaparken asla yemek yemem. Open Subtitles لا يُمكنني أكل شئ عندما أصنع حويصلات البيض
    Bir görgü tanığım var, kız arkadaşı. Bunu yaparken onu gördüğünü söylüyor. Open Subtitles أنا لدي شاهدة إنها صديقته تقول إنها رأته يفعلها
    Çünkü ne yaptığınızı öğrenmek istedim sadece yani biz Chandler'la bütün gece yaparken bizi rahatsız etmemenizden emin olmak için. Open Subtitles لأنني اريد ان اعرف ماذا ستفعلان لئلا تدخلي علي انا وتشاندلر ونحن نفعلها طوال الليل
    Seks yaparken bile, yakıcı bakışlarıyla enseme bir delik açtığını hissedebiliyorum. Open Subtitles حتى عندما نمارس الحب احس بأن عيونه تفتح فتحة خلف رأسي
    İyi duyamadığını biliyorum çünkü onu karaoke yaparken dinledim. TED أعرف أنه لا يسمع جيدا، لأنني سمعته يؤدي كاريوكي.
    Deney yaparken, tıpkı sahenede yapmak gibi her zaman size sağlanmış, doğrular üzerinden hareket edersiniz. TED لكنك دائما تشتغل انطلاقا من الحقائق التي وفرتها لنفسك بالقيام بالتجارب: الأمور التي قد تقوم بها على الخشبة.
    Sen patronun hep yemek yaparken kafası çalıştığını bilmiyor musun? Open Subtitles ألا تعلم أن عقل الزعيم يعمل وقتاً إضافي أثناء تحضير الطعام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد