Çünkü 10 yıl sonra yapayalnız uyanıp, ve kendime; Neden ben, | Open Subtitles | لأن بعد عشر سنوات من الآن، عندما أستيقظ وحيدة وأسأل نفسي |
Her şeyini kaybetmiş, yapayalnız. Ona potansiyel bir suçlu muamelesi yapamazsın. | Open Subtitles | لقد فقدت كل شيء، إنها وحيدة لا يمكنك أن تعاملها كالمجرمة |
Tanrı bilir başka ellerde ne hale gelirdin, yapayalnız. | Open Subtitles | الله وحده يعلم كيف ستكون حالتك لو كنت في يد أخرى, وحيدة في العالم |
Sadece söylemek istediğim orada yapayalnız. Onu sadece bir filme götürebilirsin. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أنه وحيد هناك وبإمكانك أن تصطحبيه لمشاهدة فيلم |
Andrew'un beni orada yapayalnız bıraktığındaki yüz ifadesini görmeliydin. Vay canına. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى النظرة في عينيها عندما تركني هناك لوحدي. |
İnecek bir yeri olmayan kocaman bir uçakta yapayalnız. | Open Subtitles | وحدها في السماء في طائرة كبيرة ليس لها مكان لتهبط به |
O odada yapayalnız olduğunu söylüyor. Canının acıdığını söylüyor. | Open Subtitles | انها وحيده في هذه الغرفه وتقول انها متألمه |
Üçüncü evliliğim sona ermişti ve yapayalnız kalmıştım. | Open Subtitles | إنفصلتُ عن زوجتي في زواجي الثالث، و كنت ببساطة وحيدًا. |
Çünkü şunu kabul edelim ki orada yapayalnız olacaksın. | Open Subtitles | لأنه، دعينا نواجه الواقع ستصبحين كلياً وحيدة بالخارج. |
Günün sonunda, otel odasında yapayalnız kalıyorum. | Open Subtitles | وفي النهاية أظلّ وحيدة في الليل في غرفة بالفندق |
Babam öldüğünden beri yapayalnız. Bazen nedenini o da bilmiyormuş. | Open Subtitles | انها وحيدة منذ وفاة والدي احيانا تقول انها لا تدري لماذا |
yapayalnız kalacaksın ve sana ben bakmak zorunda kalacağım! | Open Subtitles | ستكونين وحيدة , وسأكون مجبراً بالأعتناء بك |
O, yapayalnız. Annesiyle konuşamıyor. Korkmuş ve şaşkın bir durumda. | Open Subtitles | الأمر مجرد , أنها وحيدة ,لا يمكنها التحدث مع والدتها وخائفة وتشعر بالحيرة. |
İyisimi yabancı bir yerde yapayalnız kalan ben olayım. | Open Subtitles | بالأحرى أنا الواحدة التى ستبقى وحيدة في مكان جديد |
Köpeğiyle bir başına... O pis dairede yapayalnız. Bunu ne kadar sürdürebilir sence, Hank? | Open Subtitles | أصبح وحده هو وكلبته وحيد في تلك الشقة القذرة |
Bu yarım kapıyı çok sevdim. Ben dışarda yapayalnız bir eşeğim. | Open Subtitles | يعجبني نصف الباب هذا أنا حمار وحيد بالخارج |
Şimdi ne yapacağım, aptal bir gemide yapayalnız? | Open Subtitles | ماذا سأفعل لوحدي الآن على هذه السفينة الغبية؟ |
Kız kardeşimi geride, yapayalnız bırakmak yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | تركي لأختي في الوطن تركها هناك وحدها هو أصعب شيء قمت به في حياتي |
Ona, annemizi kaldırımda yapayalnız ve yaralı bir şekilde bırakmamın asıl sebebinin neredeyse saldıranı yakalayabilecek kadar hızlı olduğumu açıklayamıyorum. | Open Subtitles | أنني تركت أمنا وحيده تنزف على الرصيف بسبب أنني سريع كفاية للحاق بالمُهاجم.. |
yapayalnız ölen kızım için umarım bir çoğunuz yürüyeceği son yolda kendisini yalnız bırakmayıp orada olur. | Open Subtitles | ابنتي التي ماتت وحيدة أتمنى أن الكثير منكم سيحضر حتّى لا يكون طريقها الأخير وحيدًا |
Ufak bir oda var ama, yapayalnız olur orada. | Open Subtitles | يوجد غرفة صغيرة بالخلف, ولكنها ستكون بمفردها بها تماما |
Fırtına yarın buraya varacak ve bekleyecek olursam sonsuza kadar kaybolup yapayalnız kalabilir. | Open Subtitles | ستحلّ العاصفة غداً. و إن انتظرت، قد تضيع إلى الأبد. ستكون وحيدةً تماماً. |
Acında yapayalnız hissettiğin için üzgünüm ama ben de öyleyim. | Open Subtitles | أنا آسفة لشعورك بالوحدة بينما تعانين، لكنني أشعر بالوحدة أيضاً |
Bu dünyada yapayalnız olduğumuzu fark ettiğimiz an. | Open Subtitles | تلك اللحظة التي ندرك بها أننا وحيدون في هذا العالم |
Deney tüpünde beni yapayalnız bıraktın... ne bir kart, ne mektup ne de bir şey, şimdi ben de boşanmak istiyorum. | Open Subtitles | القليل من الاحترام , لقد تركتني وحيدا في أنبوب الاختبار ذاك من دون بطاقة أو حتى رسالة والان أنا أريد الانفصال |
Şimdi asansördeki gibi yapayalnız olarak, küçük metal parçası istediği şekilde hareket etmekte serbest. | TED | والآن أصبح المجسم .. وحيداً في المصعد وهي حرة لكي تتصرف كما تريد |
Yoksa kampüs dışında yaşarken tek başına, yapayalnız senden başka ona göz kulak olacak yokken daha mı güvende? | Open Subtitles | أم هى آمنة وهى تعيش خارج الحرم الجامعى منعزلة ووحيدة بلا أحد غيرك لمراقبتها وحمايتها ؟ |
Onları savaşın ortasında yapayalnız bıraktım. | Open Subtitles | وتركتهم بالبيت وحيدين أثناء اندلاع الحرب |
İkiniz olmasaydınız hayatlarını yapayalnız geçireceklerdi. | Open Subtitles | لولاكِ لعاشا حياتهما وحيدَين تماماً. |