Eğer dilerseniz, bir araba çağırırım ve Yarım saat içinde Batı Berlin'de olursunuz. | Open Subtitles | لو اردت, يمكننى استدعاء سيارة وتكونى فى برلين الشرقية فى خلال نصف ساعة |
Pardon, Marty. Yarım saat içinde Palm Springs'te bir müşteriyle buluşmam var. | Open Subtitles | آسف، مارتي لدي مقابلة مع عميل في بالم سبرنغز خلال نصف ساعة |
Queens'de Yarım saat içinde bir masaj randevum var. Birisinin bırakması gerek. | Open Subtitles | لدي جلسة مساج في كوينز بعد نصف ساعة وأحتاج إلى من يوصلني |
Yarım saat içinde zirvede olurlar efendim. | Open Subtitles | سيكونون على القمة بعد نصف ساعة , يا سيدى |
Benzer tekniği rastgele dizilmiş 4,140 rakamın sıralamasını Yarım saat içinde hatasız ezberlemek için kullanmıştı. hatasız ezberlemek için kullanmıştı. | TED | استخدم تقنية شبيهة لحفظ الترتيب الدقيق لـ 4140 رقم ثنائي عشوائي في نصف ساعة |
Yarım saat içinde, kokuyu hapseden yapışkan mukoza içinde balık tamamiyle örtülü vaziyette. | Open Subtitles | في غضون نصف ساعة, تغلف السمكة تماما في الشرنقة الزجة, التي تحبس رائحتها. |
Yarım saat içinde Bayan Lumley'i gönderdiğimde mükemmel olmanı bekliyorum. | Open Subtitles | اتوقع منك خلال نصف ساعه ان تجهزي نفسك وتحفظي جيداً قبل ان ارسلك للانسه لوملي |
Yaklaşık Yarım saat içinde beş farklı örnek topladık | TED | وفي خلال نصف ساعة حصلنا على خمسة عينات ,من خمسة قروش مختلفة |
Hayatta yetişemezsiniz. Otobüs Yarım saat içinde kalkıyor. | Open Subtitles | لن تستطيعى الحضور فى الميعاد لأننا سنغادر خلال نصف ساعة |
Başlıyoruz millet. İşi Yarım saat içinde bitireceğiz. | Open Subtitles | سوف نبدأالآن سننتهى من هذا فى خلال نصف ساعة |
Uçak hazır, Yarım saat içinde limuzin de burada olacak. | Open Subtitles | معنا الطائرة ، وستكون هنا سيارة ليموزين فى خلال نصف ساعة |
Başlıyoruz, millet. İşi Yarım saat içinde bitireceğiz. | Open Subtitles | سوف نبدأالآن سننتهى من هذا فى خلال نصف ساعة |
Uçak hazır, Yarım saat içinde limuzinde burada olacak. | Open Subtitles | معنا الطائرة ، وستكون هنا سيارة ليموزين فى خلال نصف ساعة |
Bir dişçi bul, Yarım saat içinde orada buluşalım. | Open Subtitles | اطلب من طبيب الأسنان ملاقاتي إلى هناك بعد نصف ساعة |
Connecticut eyalet polisi Yarım saat içinde tüm yolları tutmuş. | Open Subtitles | شرطة ولاية كونيكتيكيت وضعت حواجز الطرق بعد نصف ساعة |
Yarım saat içinde süpriz denetim var. Adamlarına söyle. | Open Subtitles | هناك تفتيش مفاجئ بعد نصف ساعة أخبر رجالك بذلك |
Steve? Yarım saat içinde dükkanda ol. Güzel bir şeyler giy. | Open Subtitles | ستيف، في المتجر بعد نصف ساعة ألبس شيء جميل ، إيميلي ستعود من المدرسة |
Yarım saat içinde şehirdeki bütün okullarda ayaklanma başladı. | Open Subtitles | في نصف ساعة ستحصل على شغب في كل مدرسة في المدينة |
Anneme Yarım saat içinde oradayız dedim. | Open Subtitles | قلت لأمي اننا سنكون هناك في غضون نصف ساعة |
Yarım saat içinde geri gelmezsem, ambulans çağır. | Open Subtitles | اذا لم احضر فى خلال نصف ساعه , استدعى الاطباء |
Yarım saat içinde Cliffroad'da buluşabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكن مقابلتى على الطريق الساحلى بعد نصف ساعه ؟ |
Bunun son Yarım saat içinde olduğunu farz edersek ve düşmanın doğuya doğru gittiğini düşünürsek Ventura İlçesi'nin kuzeydoğu geçitinde bir yerlerde olması gerekiyor. | Open Subtitles | بافتراض أن هذا تم في النصف ساعة الماضية وأن الخاطف كان باتجاه الشرق، فهو في مكان ما في الطريق الشمال الشرقي من فينتورا كاونتي |
Ailesi Yarım saat içinde burada olacak. Açman daha iyi olur. | Open Subtitles | الأباء سيكونون هنا بعد نصف الساعة من الأفضل الاستعداد. |
Şimdi bakın ama Yarım saat içinde hepiniz yataklarınıza. | Open Subtitles | اخلدوا إلى النوم خلال نصف الساعة |
Yarım saat içinde. | Open Subtitles | منذ نصف ساعة. |
Önümüzdeki Yarım saat içinde falan, uyanıp konuşacaktır, muhtemelen. Ah! | Open Subtitles | على الأرجح أنه سيستقظ و يتحدث خلال النصف ساعة المقبلة أو أكثر |
Yarım saat içinde etkisini göstermesi lazım. | Open Subtitles | من المفترض أن ينقضي الأمر في غضونِ نصف ساعة |
Bir tane bile olsa iyi bir fikir bulalım en geç Yarım saat içinde buradan çıkarız. | Open Subtitles | هيا، سنأتي بفكرة واحده جيده وسنكون خارجين من هنا بنصف ساعة |
Cartier Yarım saat içinde kapanacak. | Open Subtitles | "كارتييه" سيَغْلقُ بعد نصف سّاعة |
Eğer Yarım saat içinde nakliye aracım gelmezse, her beş dakikada bir bankadan dışarıya bir ceset fırlatacağım. | Open Subtitles | إن لم أحصل على وسيلة النقل بغضون نصف ساعة |