2009'da, gecenin bir yarısında telaş dolu bir arama aldım. | TED | في العام 2009، تلقيت مكالمة شديدة الاهتياج في منتصف الليل. |
Annem, daha ben 10 yaşındayken gecenin bir yarısında komünistler tarafından alınmıştı evimizden. | Open Subtitles | والدتي أخذها الشيوعيون من المنزل في منتصف الليل، وأنا في العاشرة من عمري. |
Sen sadece, tam gece yarısında kapıya havlu ve sabun bırak. | Open Subtitles | فقط أتركي بعض المناشف والصابون خارج الباب تماماً عند منتصف الليل |
Bu, Stella'nın yolculuğunun ilk yarısında Terra'nın daha yavaş yaşlandığını ama ikinci yarısında daha hızlı yaşlandığını gözlemleyeceği anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أن ستيلا سترصد تيرا تكبر ببطء في النصف الأول من رحلتها، ولكنها تكبر بسرعة خلال نصف رحلة العودة. |
Şehrin dışında kutu gibi bir evin, bir yarısında yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | إننى لا أريد أن أعيش فى نصف صندوق أحذية فى الضواحى |
Tamam. Genellikle yarısında azını hatırlıyoruz, ki bu normal. Çeşitlilik olacak. | TED | حسنا, عادة ننتهي بأقل من النصف, وهذا طبيعي. سيكون هناك مدى |
Gecenin bir yarısında buraya gizlice gelmen babanın hiç hoşuna gitmez. | Open Subtitles | لا أظن أن والدك سيسر بمجيئك إلى هنا فى منتصف الليل |
Nasıl oluyor da, ilk senesinin yarısında birisi bunu bilebiliyor? | Open Subtitles | كيف لشخص ما ان يعرف ذلك وهو في منتصف الدراسة |
Neredeyse her gece, gecenin bir yarısında uyanıyorum ve öylece uzanıyorum. | Open Subtitles | أستيقظ في منتصف الليل وتقريبا كل ليله وانا فقط مستلقي هناك |
Ve gecenin yarısında, hiç ummadığın bir anda geldiğinde bana bir iyilik yap. | Open Subtitles | وحين يأتي إليك في منتصف الليل حين لا تكون تتوقع ذلك، أسدني خدمة |
Tam gece yarısında, ona gidip bu gülleri hediye edeceğim. Tarak olmayacak. | Open Subtitles | عندما تدق الساعة منتصف الليل سوف اقدم لها هذه الازهار بدون المشط |
Hepsini geçtim de Tanrı aşkına, gece yarısında eve nasıl giderim? | Open Subtitles | لا تهتم بالله عليك كيف سأعود للبيت في منتصف الليل ؟ |
Sonra çatıya saklayıp gecenin bir yarısında banyoya kurarız sonra da sen bunları bizden izinsiz yapmışsın gibi davranırız. | Open Subtitles | ثم يمكننا إخفاءه على السطح وتركيبه في منتصف الليل، و من ثم يمكننا التظاهر بانك فعلت ذلك دون موافقتنا |
Gece yarısında dolaplarından ve yataklarından çıkıp onların peşinden gelirler. | Open Subtitles | يأتون إليهم في منتصف الليل من الخزانة و تحت السرير |
Dün gecenin bir yarısında uyandığımda, Amelia'nın yanımda olduğunu sandım. | Open Subtitles | أتعلم، لقد استيقظت في منتصف الليل البارحة واعتقدت أنها بجانبي. |
Koruması ve güvenilir tanıdıkları yoktu çalıştığı zamanın yarısında sarhoş olarak gezerdi. | Open Subtitles | لا توجد حمايه أمنة ، وهى تكون نصف الوقت سكرانة وهى تعمل |
İhtimalen şehirdeki mutfakların yarısında olan bir suç aleti seçmiş. | Open Subtitles | اختار سلاح الجريمة الذي لربّما يتواجد في نصف مطابخ المدينة. |
Lütfen, geldiğim seferlerin yarısında sırf kravat seçmene yardım ediyorum ve hepsi de ya kırmızı ya da mavi. | Open Subtitles | اوه, ارجوك, نصف الوقت الذي اقضيه عندك يكون لمساعدتك في اختيار ربطة العنق وجميع الربطات اما حمراء او زرقاء |
Yolun yarısında, sandalyenin aküsü bitmiş, kadın da duvara toslamış. | Open Subtitles | نفدت بطارياتها بمنتصف الطريق، فتدحرجت للوراء إلى الحائط |
Gecenin bir yarısında, sanki ilk randevummuş gibi bekledim. | Open Subtitles | لقد إنتظرت لنصف الليلة و كانه أول موعد في حياتي |
Özellikle gecenin bir yarısında olduğunda böyle şeylerin sinir bozucu olabileceğini anlıyorum. | Open Subtitles | خاصة عندما تحدث في مُنتصف الليل. لكـن ,لم يكن ذلك ليقلقني كثيراً |
Gece yarısında bunu çalan kişi aşkını ilan edecektir. | Open Subtitles | أي واحد يُمْكِنُ أَنْ يَسْرقَ هنا في منتصفِ الليل ويعلن بحبهم |
Vaktinin yarısını orada geçirirsin, diğer yarısında ben giderim. | Open Subtitles | ربما تستطيعين التواجد هناك بنصف الوقت وسأتواجد أنا هناك بالنصف الآخر |
Şarkılar asla asla ama asla yarısında kesilmemelidir. | Open Subtitles | لا يجب أن توقف الأغاني أبداً , أبداً , أبداً في منتصفها |