Kanlı tişört taciz edildiği anlamına gelmez. Çocuklar sürekli yaralanır. | Open Subtitles | القميص الدامي لا يعني اعتداءً الفتية يتأذون دائماً |
Hatalar yapılır, insanlar yaralanır ve sen devam edersin. | Open Subtitles | الأخطاء تحدث الناس يتأذون و نتابع أي أخطائ |
Göğsünde "S" harfini göremiyorum. Herkes yaralanır. | Open Subtitles | أنا لا أرى أنك السوبرمان هنا الجميع يتأذون |
Sonrasını biliyorsunuz, silahlar konuşur, insanlar yaralanır... | Open Subtitles | الشيء الذي حدث بعد ذلك إطلاق نار و بعضهم تأذى المال اختفى و بعدها بأسبوعين |
Ama oğlan senin sorumluluğunda, yaralanır, bir yeri kesilir saçının kılına zarar gelirse, benden o kadar da çok hoşlanmayacaksın. | Open Subtitles | إنه تحت رعايتك ، إذا تأذى أو جُرح، أو فقد شعرة من رأسه كن موقنا أنك لن تحب مني ما ستراه. |
Hokey oyuncuları, bazen maçtayken yaralanır. | Open Subtitles | إن لاعبي الهوكي ينزفون أحياناً عندما يلعبون |
İnsanlar hasta olur ya da yaralanır, ...ben onları tedavi ederim sen faturayı kesersin. | Open Subtitles | الناس يمرضون أو يتأذون ,أنا أعالجهم وأنت ترسل لهم الفواتير |
Bazen insanlar uzun süreliğine hasta olur veya yaralanırlarsa, Elijah gibi düşünceleri de yaralanır ve doğru olmayan bazı şeyleri düşünmeye başlarlar. | Open Subtitles | أحيانا عندما يصبح الناس مرضى أو يتأذون لوقت طويل مثل "إلايجه", يتأذى تفكيرهم أيضا ويبدأون بتصور أشياء ليست حقيقية |
Bu tehlikeli bir iş, insanlar yaralanır. | Open Subtitles | إنها وظيفة خطرة . الأشخاص يتأذون |
Davranışlarının sonucu olarak başka insanlar yaralanır veya ölürse, bu onu durduramaz mı? | Open Subtitles | -و إذا تأذى أناس آخرون أو قتلوا نتيجة لسلوكها -فهذا لن يقوم بإيقافها ؟ |
Eğer o yaralanır ya da daha kötü bir şey olursa, ve ben de oradaysam... | Open Subtitles | لذا، إن تأذى أو أسوأ وكنت هناك، |
Çocuklar senin gibi olmaya çalışırken yaralanır. | Open Subtitles | هذا خطأ (جيم) إن تأذى طفل في محاولة أن يكون مثلك.. |
Ve bazen maç boyunca... insanlar yaralanır. | Open Subtitles | و أحياناً خلال المباراة اللاعبون ينزفون, صحيح؟ |