Eğer Yaralanan olursa, tüm Federasyon desteğini... | Open Subtitles | ذاك ليس خيارًا مُسْتَساغًا. إنْ تأذى القوم، كل المساندة التي نحظى بها في الحكومة الفيدرالية... |
Cheongnyangri İstasyonu'ndaki kazada Yaralanan çocukla ilgileniyordum. | Open Subtitles | "كنت أساعد طفل تأذى بمحطو "تشونغ نيانغري |
Yaralanan ya da sakatlanan her bir Japon'a karşı, 20 Japon yaşamını yitirdi. | Open Subtitles | قرابة 20 جندى يابانى لقوا مصرعهم مقابل كل جندى يابانى أصيب أو أُقعد |
Neyse ki ölen ya da Yaralanan olmadı ve olayın sorumluları tutuklandı. | Open Subtitles | لحسن الحظ لم تكن هناك اي اصابات والمسؤلين عن ذلك تم اعتقالهم |
Kral ve ülkesi adına Yaralanan bir adamdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | يُدمّر رجلاً لبقيةِ حياتهِ ليس رجلاً أُصيب بجروح في خدمة الملك والوطن |
Memurlardan ya da sivillerden Yaralanan olmadı. | Open Subtitles | لا يوجد إصابات على مستوى الضباط والمارة، لكن المشتبه به |
Araç size çarptığında başka Yaralanan oldu mu? | Open Subtitles | هل تأذى أحد عندما صدمتك السيّارة؟ |
Bu hengamede Yaralanan var mı? | Open Subtitles | هل تأذى أحد في هذا الحطام؟ |
Başka Yaralanan var mı? | Open Subtitles | هل تأذى شخص آخر ؟ |
- Başka Yaralanan var mı? | Open Subtitles | هل تأذى شخص آخر؟ |
Yaralanan var mı? | Open Subtitles | هل تأذى أي أحد؟ |
Aranızda Yaralanan var mı? | Open Subtitles | هل تأذى أى شخص؟ |
Saldırıda Yaralanan Ryan, ismi gizli tutulan bir hastahanede tedavi ediliyor. | Open Subtitles | أصيب أثناء تبادل إطلاق النار وقد وُضع في مستشفى بحراسة مشددة |
1973'ten beri 11,000 kadar Yaralanan ve ölen insan var. | TED | قتل أو أصيب 11000 شخص جراءها منذ عام 1973. |
O gece ilk körfez savaşında Yaralanan bir asker arkadaşı tarafından ziyaret edilmiş. | Open Subtitles | لا أنه رجل البريد وفي تلك الليلة زاره أحد أصدقاءه في الجيش الذي أصيب في الحرب العالمية الأولى |
Buraya ilk geldiğimde oldukça kötü Yaralanan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | عندما وصلنا هنا ... شاهدتطفلا ... كان مصابا اصابات بالغة |
Yaralanan var mı? | Open Subtitles | لديّ أصدقاء هنا هل أُصيب أحد ؟ |
Buna neyin sebep olduğunu ve Yaralanan var mı bilmiyoruz, ...ama gördüğüm kadarıyla yerde yatan insanlar var ve hareket etmiyorlar. | Open Subtitles | نحن لا نعرف ما سبّب هذا، أو إذا كانت هناك إصابات. لكن أستطيع أن أرى ما يبدو أنّهم أشخاص لا يتحرّكون على الأرض. |
Burada yazıyor, ateş edildi ama Yaralanan olmadı. | Open Subtitles | مكتوبٌ هنا أن نيراناً أطلقت ولكن لم يتأذى أحد |
Adamı kaybettik. Broadway'e kadar kovaladık. Yaralanan var mı? | Open Subtitles | هل تأذّى اية أحد؟ |
Biraz önce Yaralanan o kadın oldu, sen değil. | Open Subtitles | تلك السيدة أصيبت أصابة خفيفة ، لكن ليس أنت |
Ne mutlu ki Yaralanan olmadı. Yani, birileri ölebilirdi. Yani, sen birden... | Open Subtitles | يجب ان نحمد الله لأن لم يصب احد او يمت حتى, احمده |
Aynı şekilde fırtına boyunca Yaralanan ve ölenlere saygımı sunuyorum. | Open Subtitles | و بكل اولئك الذين قتلوا أو جرحوا خلال الإضطراب الجوي |
Para bir FBI ajanına destek olarak gidiyordu, bu kişi görev başında Yaralanan biriydi. | Open Subtitles | كان ذاهب لمساعده عميل للاف بي اي الذي مان قد اصيب بجروح خطيره اثناء ادائة الواجب |
"Uçuş kazasında Yaralanan pilotlar, yaralı uzuvlarının kesilmesini istediler. | Open Subtitles | الطيارين المصابين فى حوادث الطيران طلبوا بتر اعضائهم المصابة |
Iyi evinin, yarı aç bir ronin tarafından öldürülüp Yaralanan hiç bir hizmetlisi yoktur. | Open Subtitles | منزل "لايى" لا يملك خدم قُتلوا أو جُرحوا بواسطة محارب فقير |
Korkunçtu. Yaralanan oldu. | Open Subtitles | كان مخيفًا بأن شخصا ما تضرر.. |