ويكيبيديا

    "yaratmak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • خلق
        
    • لخلق
        
    • إنشاء
        
    • بناء
        
    • لصنع
        
    • نصنع
        
    • صنع
        
    • إحداث
        
    • تخلق
        
    • أحدث
        
    • يخلق
        
    • أسبب
        
    • تكوين
        
    • نخلق
        
    • لإحداث
        
    Bu yüzden insanların kendileri hakkında ne kadar emin olduklarına bağlı olmadan, söyledikleri şeylere meydan okuyan bir deney yaratmak istedik. TED لذا أردنا خلق تجربة، تتيح لنا أن نتحدّى ما يقوله الناس عن أنفسهم، بغض النظر عن مدى الثقة التي يبدون عليها.
    İlki daha iyiye ulaşmak için tutkulu bir ilgi kültürü yaratmak. TED أول مكون هو خلق ثقافة من الإهتمام المتقد والشغوف بالمصلحة العليا.
    Ama sonra Dokuz Lord'un Dünya'yı yaratmak için kendilerini feda ettiğini söyledi. Open Subtitles ولكن من بعدها قالوا بأن الآلهة التسعة قاموا بالتضحية بأنفسهم لخلق الأرض
    Şahsen bence bir yer yaratmak, bir yer bulmaktan daha kolay, çünkü bu şekilde aklınızdaki fikirlerden ödün vermek zorunda kalmazsınız. TED أعتقد شخصيا أن إنشاء مكان أسهل من إيجاد مكان لأنه آنذاك لن تلجأ لحل وسط فالأفكار في رأسك
    Anlamı yaratmak ve kimliği inşa etmek yanlışı doğru yapmıyor. TED صياغة المعنى و بناء الهوية لا يحول الخطأ إلي صواب
    Edgar, bu partileri bir vampirler ordusu yaratmak için veriyorlar. Open Subtitles ادجار , انهم يستغلون الحفلات لصنع جيش من مصاصي الدماء
    Buradaki çalışanlar, anınızı yeniden yaratmak için ellerinden geleni yapacaklar. Open Subtitles الموظفون هنا سيبذلون ما بوسعهم لإعادة خلق الذكرى التي اخترتها
    Yaptığı şey, güneşin yoğunluğuna eşit bir ışık kaynağı yaratmak. Open Subtitles ما تقوم به هو خلق مصدر الضوء يساوي شدة الشمس
    Hiç kan dökülmeden daha iyi bir çevre yaratmak istedim. Open Subtitles أنا على وشك خلق بيئه جديده بدون نقطه دم واحده
    Belki de tüm bunlar tomruk şirketlerine düşmanca bir ortam yaratmak içindir. Open Subtitles ربما سبب فعل كل هذا هو خلق بيئة عمل عدائية لشركات التحطيب
    - Terapide konuştuğumuz şey bu yeni seçenekler keşfetmek, yeni bir ilişki yaratmak. Open Subtitles .. هذا الذي كنا نتحدث عنه بخصوص استكشاف خيارات جديدة خلق علاقة جديدة
    Sadece evlenme teklifi ederken o anı tekrar yaratmak istemiştim. Open Subtitles أردت فقط إعادة خلق أجواء تلك اللحظة عند التقدم لها
    Ölüm'ün ruhunu içine alacak kadar güçlü bir vücut yaratmak için yardımımı kullandılar. Open Subtitles لخلق جسد قويّ كفاية لإحتواء روح الموت و لقد أعادوا الفضل لكِ حقاً
    Yeteneklerinizi bu kadar korkunç silahlar yaratmak için kullanmanız çok yazık. Open Subtitles إنه لمن العار أنك كرست موهبتك لخلق مثل هذه الأسلحة الرهيبة
    Yapacağımız şey, bir milyon siyahi kadına hayatları için yürümelerini sağlayacak bir destek sistemi yaratmak. TED وما سنفعله هو إنشاء نظام دعم لمليون امرأة سوداء ليمارسن المشي لإنقاذ حياتهن.
    Devlet Başkanı, anayasayı değiştirip zaman kısıtlamalarını kaldırmak istediği zaman, sayısı 56 olan bölgelere ilaveten 25 yeni bölge yaratmak durumunda kaldı ve sayı şimdi 81. TED كانت هناك 56، وعندما يريد رئيسنا تعديل الدستور وإزالة القيود على فترات، عليه إنشاء 25 وحدة جديدة، والآن هنالك 81.
    Ve aklımda sahte bir mükemmel erkek yaratmak benim en büyük sorunumdur. Open Subtitles و ربما بناء رجل رائع مناسب في عقلي كان أكبر مشكلة لي
    Muhtemelen yeni bir evren yaratmak... uzay-zamanın dokusunu değiştirmekle mümkün olur. Open Subtitles لصنع كون جديد من المفترض أن يكون عليك .التلاعب ببنية الزمكان
    Bizi bu adamları ayartmak için getirtmişler -- projeyi yaratmak için. TED كانوا قد أحضرونا إلى هناك فقط لكي نستعجل هؤلاء الناس.. تعلم، لكي نصنع مشروعاً
    Başarılı bir şekilde illüzyon yaratmak için ilk ihtiyacınız olan şey güvendir. Open Subtitles من أجل النجاح في صنع الوهم الشيء الأول الذي تحتاجه هو الثقة.
    Drama ve zıtlaşmalar, heyecanlıdır ve kolaydır. - Bir fark yaratmak sıkıcı olabiliyor. Open Subtitles الدراما و الصراع مثيرة و سهلة إحداث فرق يمكن أن يكون مملاً جداً
    Uzun vadede işe yaramaz çünkü korku ve zalimlikle yönetmek için bir bölünme yaratmak zorundasınız. TED ولن تنجح على المدى الطويل لأن الحكم عن طريق الخوف والقسوة، يحتم عليك أن تخلق انقسامًا.
    Amacımız MTTS' nin gerçekten üretebileceği son teknoloji ürünü yaratmak. TED هدفنا هو منتج من أحدث الطرازات بحيث يستطيع شريكنا ام تي تي اس فعليا أن يصنعه.
    Beyniniz, görüş yaratmak için dünyayı, diğer bilgileri, anılarınızı, fikirleri, duyguları, aklı anlama biçiminizi referans alır. TED عندما يخلق تجربة البصر دماغك يعكس مدى مفهومك للعالم المعلومات الاخرى، ذكرياتك، آرائك،مشاعرك ،وانتباهك العقلي.
    Bir sorun yaratmak istemem. Kalacak bir yer bulabilirim. Open Subtitles لا أريد أن أسبب لك مشاكل سوف أجد مكان لأمكث به
    Bunu yapmamızdaki neden, en yetkin hafıza makinasını yaratmak idi, zamanda geri gidebileceğiniz ve interaktif olarak içinde gezinebileceğiniz canlı görüntüler oluşturmak istedik. TED و السبب وراء هذا هو تكوين ألة مطلقة للذاكرة، حيث يمكن العودة و التحليق في المكان ثم اعادة الحياة الى النظام.
    Amacımız, herkesin dehasının, ortaya çıkabileceği ve kullanılabileceği, bu ortak zekanın somut işlere dönüşeceği ortamlar ve imkanlar yaratmak. TED مهمتنا أن نخلق مساحة حيث يمكن للجانب العبقري لأي أحد أن يتحرر ويُدعم ويتحول إلى أعمال من العبقرية الجماعية.
    Bu hayatlarımızda değişiklik yaratmak için bir şans ve artık bunu yapabiliriz. TED ها نحن ذا لإحداث تغيير في حياتنا، ويمكننا فعل ذلك الآن.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد