Bu yüzden insanların kendileri hakkında ne kadar emin olduklarına bağlı olmadan, söyledikleri şeylere meydan okuyan bir deney yaratmak istedik. | TED | لذا أردنا خلق تجربة، تتيح لنا أن نتحدّى ما يقوله الناس عن أنفسهم، بغض النظر عن مدى الثقة التي يبدون عليها. |
İlki daha iyiye ulaşmak için tutkulu bir ilgi kültürü yaratmak. | TED | أول مكون هو خلق ثقافة من الإهتمام المتقد والشغوف بالمصلحة العليا. |
Ama sonra Dokuz Lord'un Dünya'yı yaratmak için kendilerini feda ettiğini söyledi. | Open Subtitles | ولكن من بعدها قالوا بأن الآلهة التسعة قاموا بالتضحية بأنفسهم لخلق الأرض |
Şahsen bence bir yer yaratmak, bir yer bulmaktan daha kolay, çünkü bu şekilde aklınızdaki fikirlerden ödün vermek zorunda kalmazsınız. | TED | أعتقد شخصيا أن إنشاء مكان أسهل من إيجاد مكان لأنه آنذاك لن تلجأ لحل وسط فالأفكار في رأسك |
Anlamı yaratmak ve kimliği inşa etmek yanlışı doğru yapmıyor. | TED | صياغة المعنى و بناء الهوية لا يحول الخطأ إلي صواب |
Edgar, bu partileri bir vampirler ordusu yaratmak için veriyorlar. | Open Subtitles | ادجار , انهم يستغلون الحفلات لصنع جيش من مصاصي الدماء |
Buradaki çalışanlar, anınızı yeniden yaratmak için ellerinden geleni yapacaklar. | Open Subtitles | الموظفون هنا سيبذلون ما بوسعهم لإعادة خلق الذكرى التي اخترتها |
Yaptığı şey, güneşin yoğunluğuna eşit bir ışık kaynağı yaratmak. | Open Subtitles | ما تقوم به هو خلق مصدر الضوء يساوي شدة الشمس |
Hiç kan dökülmeden daha iyi bir çevre yaratmak istedim. | Open Subtitles | أنا على وشك خلق بيئه جديده بدون نقطه دم واحده |
Belki de tüm bunlar tomruk şirketlerine düşmanca bir ortam yaratmak içindir. | Open Subtitles | ربما سبب فعل كل هذا هو خلق بيئة عمل عدائية لشركات التحطيب |
- Terapide konuştuğumuz şey bu yeni seçenekler keşfetmek, yeni bir ilişki yaratmak. | Open Subtitles | .. هذا الذي كنا نتحدث عنه بخصوص استكشاف خيارات جديدة خلق علاقة جديدة |
Sadece evlenme teklifi ederken o anı tekrar yaratmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت فقط إعادة خلق أجواء تلك اللحظة عند التقدم لها |
Ölüm'ün ruhunu içine alacak kadar güçlü bir vücut yaratmak için yardımımı kullandılar. | Open Subtitles | لخلق جسد قويّ كفاية لإحتواء روح الموت و لقد أعادوا الفضل لكِ حقاً |
Yeteneklerinizi bu kadar korkunç silahlar yaratmak için kullanmanız çok yazık. | Open Subtitles | إنه لمن العار أنك كرست موهبتك لخلق مثل هذه الأسلحة الرهيبة |
Yapacağımız şey, bir milyon siyahi kadına hayatları için yürümelerini sağlayacak bir destek sistemi yaratmak. | TED | وما سنفعله هو إنشاء نظام دعم لمليون امرأة سوداء ليمارسن المشي لإنقاذ حياتهن. |
Devlet Başkanı, anayasayı değiştirip zaman kısıtlamalarını kaldırmak istediği zaman, sayısı 56 olan bölgelere ilaveten 25 yeni bölge yaratmak durumunda kaldı ve sayı şimdi 81. | TED | كانت هناك 56، وعندما يريد رئيسنا تعديل الدستور وإزالة القيود على فترات، عليه إنشاء 25 وحدة جديدة، والآن هنالك 81. |
Ve aklımda sahte bir mükemmel erkek yaratmak benim en büyük sorunumdur. | Open Subtitles | و ربما بناء رجل رائع مناسب في عقلي كان أكبر مشكلة لي |
Muhtemelen yeni bir evren yaratmak... uzay-zamanın dokusunu değiştirmekle mümkün olur. | Open Subtitles | لصنع كون جديد من المفترض أن يكون عليك .التلاعب ببنية الزمكان |
Bizi bu adamları ayartmak için getirtmişler -- projeyi yaratmak için. | TED | كانوا قد أحضرونا إلى هناك فقط لكي نستعجل هؤلاء الناس.. تعلم، لكي نصنع مشروعاً |
Başarılı bir şekilde illüzyon yaratmak için ilk ihtiyacınız olan şey güvendir. | Open Subtitles | من أجل النجاح في صنع الوهم الشيء الأول الذي تحتاجه هو الثقة. |
Drama ve zıtlaşmalar, heyecanlıdır ve kolaydır. - Bir fark yaratmak sıkıcı olabiliyor. | Open Subtitles | الدراما و الصراع مثيرة و سهلة إحداث فرق يمكن أن يكون مملاً جداً |
Uzun vadede işe yaramaz çünkü korku ve zalimlikle yönetmek için bir bölünme yaratmak zorundasınız. | TED | ولن تنجح على المدى الطويل لأن الحكم عن طريق الخوف والقسوة، يحتم عليك أن تخلق انقسامًا. |
Amacımız MTTS' nin gerçekten üretebileceği son teknoloji ürünü yaratmak. | TED | هدفنا هو منتج من أحدث الطرازات بحيث يستطيع شريكنا ام تي تي اس فعليا أن يصنعه. |
Beyniniz, görüş yaratmak için dünyayı, diğer bilgileri, anılarınızı, fikirleri, duyguları, aklı anlama biçiminizi referans alır. | TED | عندما يخلق تجربة البصر دماغك يعكس مدى مفهومك للعالم المعلومات الاخرى، ذكرياتك، آرائك،مشاعرك ،وانتباهك العقلي. |
Bir sorun yaratmak istemem. Kalacak bir yer bulabilirim. | Open Subtitles | لا أريد أن أسبب لك مشاكل سوف أجد مكان لأمكث به |
Bunu yapmamızdaki neden, en yetkin hafıza makinasını yaratmak idi, zamanda geri gidebileceğiniz ve interaktif olarak içinde gezinebileceğiniz canlı görüntüler oluşturmak istedik. | TED | و السبب وراء هذا هو تكوين ألة مطلقة للذاكرة، حيث يمكن العودة و التحليق في المكان ثم اعادة الحياة الى النظام. |
Amacımız, herkesin dehasının, ortaya çıkabileceği ve kullanılabileceği, bu ortak zekanın somut işlere dönüşeceği ortamlar ve imkanlar yaratmak. | TED | مهمتنا أن نخلق مساحة حيث يمكن للجانب العبقري لأي أحد أن يتحرر ويُدعم ويتحول إلى أعمال من العبقرية الجماعية. |
Bu hayatlarımızda değişiklik yaratmak için bir şans ve artık bunu yapabiliriz. | TED | ها نحن ذا لإحداث تغيير في حياتنا، ويمكننا فعل ذلك الآن. |