| Ben agnostikim ve Tanrı'ya şükretmek yerine yemeğimin gerçekleşmesine yardım eden insanların bazılarına teşekkür ederim. | TED | فأنا لاأَدريّ، ولذا فبدلاً من شكر الله، أشكر الأسخاص الذين ساعدوا في توفر طعامي. |
| yemeğimin içinde saç parçası buldum. Joy, kes şunu. | Open Subtitles | لقد وجدت خصلة من الشعر في طعامي جوي توقفي |
| yemeğimin kendi kendini zehirlediğini düşünmüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | انت تعرف أن السم الذي كان في طعامي لم يأتي من تلقاء نفسه أليس كذلك |
| yemeğimin garnitürü bile daha yeteneklidir. | Open Subtitles | الطبق الجانبي الذي أتى مع غدائي موهوب أكثر منها |
| Her ne kadar, akşam yemeğimin kafeste dövüştürülmesini izlemenin neresinin eğlenceli olduğunu anlamasam ve bunu tasvip etmesem de, buraya bunun için gelmedik. | Open Subtitles | الآن، أنا غير متفق ولا أشعر بالمرح لرؤية عشائي يتصارع خلف قفصه الحديديّ، هذا ليس سبب حضورنا هنا |
| yemeğimin hazırlanmasını ayarlarsan daha çok yararın olur. | Open Subtitles | سأحتاج إليك فقط في عندما يتعلق الأمر بطعامي |
| yemeğimin yanında biraz müzik hiç fena olmazdı. | Open Subtitles | سأحب شيئاً من الموسيقى مع وجبتي |
| Sanırım yemeğimin nereden geldiğini görmeye alışık değilim | Open Subtitles | أعتقد بأني لست معتادة على مشاهدة المكان الذي يأتي منه طعامي |
| - yemeğimin yüzde 10'unu alma. | Open Subtitles | هذا جيد جيداً بالمناسبة لا تأخذ 10 بالمئة من طعامي |
| Aynı köpeğimin Brezilya yemeğimin arta kalanlarını yemesi gibiydi. | Open Subtitles | كان مثل حلم فظيع راود كلبي بعد تناوله بقايا طعامي من العشاء البرازيلي. |
| İçinizden biri bile yemeğimin güzel olduğunu söylemedi. | Open Subtitles | . حسناً ، لا احد منكم يخبرني كيف هو طعامي |
| Herkes benim favori yemeğimin karton kutularda dip sos ile birlikte geldiğini bilir. | Open Subtitles | حسنا , الجميع يعلم ذلك طعامي المفضل يأتي كرتون حاويات مع بعض نوع من غمس الصلصة |
| Aslında yemeğimin benimle konuşmasından hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب حقا عندما طعامي يتحدث لي. |
| Neden yemeğimin içine ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تتركينني أتناول طعامي وحسب؟ |
| Öyle mi? yemeğimin bana getirilmesine gerek yok! | Open Subtitles | لا اريد ان يحضر طعامي الي |
| Bunu kafana takma. yemeğimin yarısını ona veririm, bir şeyler düşünürüz. | Open Subtitles | لا تقلقي سأقتسم طعامي معه |
| Ağzımdan öğle yemeğimin çıktığını görmek istemiyorsan beklemeyeyim. | Open Subtitles | لا , إلا إن كنت تود رؤية غدائي يخرج من فمي |
| Amirim, adımı yemeğimin üzerine yazıyordum çünkü onu hep sen yiyordun. | Open Subtitles | رئيس، لقد وضعت اسمي على غدائي لأنك دوما تأكله |
| Aç olduğumda yemeğimin bir zamanlar insan olduğunu unutuyorum. | Open Subtitles | ،عندما أجوع أنسى أن غدائي كان شخصاً |
| Akşam yemeğimin ücreti başka bir hikâye. | Open Subtitles | أو بتكلفة عشائي حينها سيكون الوضع مختلفاً |
| Ben artık yemeğimin tadını çıkaracağım. | Open Subtitles | أنا سأبدء بالإستمتاع بطعامي إحمي ظهري |
| yemeğimin yanında biraz müzik hiç fena olmazdı. | Open Subtitles | سأحب شيئاً من الموسيقى مع وجبتي |