ويكيبيديا

    "yemeyi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أكل
        
    • الأكل
        
    • آكل
        
    • اكل
        
    • الاكل
        
    • أتناول
        
    • بتناول
        
    • أن تأكل
        
    • أكلنا
        
    • أكله
        
    • أكلها
        
    • بأكل
        
    • تناول
        
    • الأَكْل
        
    • تاكل
        
    Deniz kestanesi yemeyi çok seven bir hayvan... su samuru. Open Subtitles الحيوان الذي يفضل أكل قنافذ البحر، هوَ كلب ماء البحر.
    Yani, bir sebebi var... O aç; fare yemeyi seviyor... Open Subtitles اقصد بانه سيكون عنده الدافع فهو جائع ويحب أكل الفئران
    Ona gece yarısından sonra yemek yemeyi yasakladılar ve şu anda yabancı bir yerde çenesi ses çıkarıyor ve korkmuş durumda. Open Subtitles لقد منعوه عن الأكل بعد منتصف الليل وهو جائع الآن، وهو في أرضٍ أجنبية ومازل فكّه يصدر أصواتاً وإنّه فزعٌ جداً
    Şişman adamın salato sosu sakladığını, şişman adamın yemek yemeyi sevdiğini söyle herkese. Open Subtitles اخبر الجميع أن الرجل السمين يخفي برطمانات طعام الرجل السمين الذي يحب الأكل
    Ayrıca uyumadan önce koca bir kâse dut yemeyi severim. Open Subtitles أيضاً,أحب أن آكل وعاء كبير من التوت قبل أن أنام
    Seninle kedi maması yemeyi dört gözle bekliyorum. İyiyim ben. Open Subtitles لا اطيق انتظار ان اكل طعام القطط معك أنا بخير.
    Gerçek su ki yemeyi her zaman, her seyden çok sevdim. Open Subtitles فى الحقيقة , كنت دائما احب الاكل اكثر من اى شئ
    Yeni bir yıla girerken yeni kararlar alıp, diyet yapmayı bıraktım ve kilomu dert etmekten vazgeçip daha dikkatli yemeyi öğrendim. TED كقراري للسنة الجديدة, تخليت عن اتباع نظام غذائي، توقفت عن القلق بشأن وزني، وتعلمت أن أكل بانتباه.
    Bu balina, arkadaşlarıyla öldürdükleri gri balinanın parçalarını yemeyi yeni bitirmişti. TED هذا الحوت القاتل انتهى لتوّه من أكل جزء من الحوت الرمادي مع أصدقائه الذين قاموا بقتله.
    ve yerel dini inançlar sığır eti yemeyi yasakladığı için leşçil hayvanlar sık sık sığır leşleri tüketir. TED ولأنَّ معتقدات دينية محليّة تُحرّم أكل لحوم البقر، تتغذى الكاسحات عادةً على جُثّث الماشِيَة.
    O cipsleri yemeyi kesmezsen iştahın kapanacak. Open Subtitles أذا لم تتوقفي عن أكل البطاطا .لن تكون شهيتك مفتوحة للغداء
    Gözlerinin önünde canlı bir hayvanın ölüşünü ve sonra kalan cansız parçalarını yemeyi turistler eğlenceli buluyor. Open Subtitles مشاهدة يموت الحيوانات الحية أمام أعينهم ومن ثم الاضطرار إلى أكل بقايا هامدة ردود مسلية تسبب من كل من السياح.
    Savaşmaktansa yemeyi ve sevişmeyi tercih ediyorlar. Open Subtitles ،فتأنقهن اللاتيني ممزوج بالكسل أدى إلى تفضيلهم الأكل والحب على القتال
    - Billy, böyle yemeyi bırakmalısın. - Biliyorum, biliyorum. Open Subtitles يجب عليك ان تتوقف عن الأكل بهذه الطريقة اعرف
    yemeyi kesmezsem sorun yok. -Bu çok iyi Bebe. Open Subtitles طالما لا أتوقف عن الأكل سأكون بحالة جيده
    Şişkoları unutma. Onlar yemeyi bırakamaz. Open Subtitles ولا تنس البدينين، إنهم لا يتوقّفون عن الأكل.
    Restoranlarda salyangoz yemeyi sevmem. Open Subtitles أنا لا أعتقد أني أستطيع أن آكل المحار، الا اذا سويته علي طريقتي.
    Kusura bakma ama sanki çilek sevip, çilek yemeyi hayal etmek gibi bir şey. Open Subtitles انه مثلما اقول .. أنا أحب الكرز ثم في حلمي آكل الكرز
    Anne, babam iş bulursa, köpek maması yemeyi bırakırmıyız? Open Subtitles امي , اذا حصل والدي على وظيفة . هل سنتوقف عن اكل طعام الكلاب
    Evet, bayılırım. Çünkü yemek yemeyi severim ve ağzımı şaşırtmak isterim. Open Subtitles نعم, احبه, لأني كما تعلمين احب الاكل واحب مفاجئة فمي
    ve sonunda da kafamın doğranmasını ve sonunda da... onunla yemek yemeyi. Open Subtitles و أن تقطع رأسي في النهاية على أن أتناول العشاء معه
    Yemek vakti geliyor, yemek yemeyi sever misin? Open Subtitles عندما يحين وقت العشاء أتستمتعين بتناول الطعام؟
    Hı hıı, şey, belki de, biri sandviç yemeyi denemeli. Open Subtitles نعم .. حسنا .. ربما تريد إحداهن أن تأكل ساندويتش
    Kevin, biliyorsun ki annem çok kızar eğer bu şeyleri yemeyi düşündüğümüzü duysaydı bu çikolatalı kremalı leziz şeyleri... Open Subtitles كيفن.. أنت تعلم أن أمي ستكون مستائة لو علمت أننا أكلنا شيئاً من هذه شوكولاته...
    Japonya'daki bu şehirde, normalde yemeyi başaramayacakları bir besini yemenin bir yolunu bulmuşlar: Onu trafiğin ortasına bırakmak. TED في هذه المدينة اليابانية، لقد ابتكروا طريقة لأكل الطعام الذي عادة لا يستطيعون أكله -- يرمونه عبر الطريق.
    Cidden Dawn, kaç kase kahvaltı gevreği yemeyi düşünüyorsun? Open Subtitles بصراحة، داون كم عدد أطباق الحبوب التي تنوين أكلها
    Sence birisine yemekten bahsedince, yemek yemeyi sevdiğini söylediyse, teknik olarak, bu bir randevu olur mu? Open Subtitles هل تعتقد أنك لو ذكرت الطعام لأحدهم و أخبرك أنه يحب أن بأكل أنه موعد غرامي؟
    Bu kadar çok çeşit yiyeceği yemeyi istemekten başka bir şey düşünemezdim. Open Subtitles لا يمكننى تخيل متعة تعادل تناول مثل تلك الأصناف المختلفة من الطعام
    -12 şanslınızı yemeyi unutmayın akşam yemeğinde Open Subtitles ولا تَنْسي الأَكْل عنبكَ ال1 و 2 المحظوظ للعشاءِ.
    Niye bardağı bırakıp birşeyler yemeyi denemiyorsun? Open Subtitles لماذا لا تتوقف عن الشرب و تاكل شيئا ما؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد