yer altı olsa bile burada benim misafirin olduğun için memnunum. | Open Subtitles | أنا مسرور أنك ضيفي هنا بالرغم من أن ذلك تحت الأرض |
Bu yaklaşık beş yıldır sürüp giden bir tür yer altı oluşumu. | Open Subtitles | انها فقط كانت تحت ظاهرة تحت الأرض منذ خمس سنوات وحتي الان |
Sonrasında hatırladığım tek şey bir yer altı hücresinde uyandığım. | Open Subtitles | الشيء التالي الذي أعرفه أني إستيقظت في زنزانة تحت الأرض |
Neyse ki, füze vinç tarafından yer altı ambarına yüklenirken bu görüntüleri alabildik. | Open Subtitles | فى مركز قذف يونجيرى نحن محظوظون لالتقاط هذه الصور عندما كانت الرافعة تحمل القذيفة الى مستودعها تحت الارض |
Bir zamanlar Avrupa'da, antik insanlar da bu yer altı dünyalarına girdiler. | TED | منذ فترة طويلة في أوروبا، دخلت الشعوب القديمة أيضا هذه العوالم الموجودة تحت الأرض. |
Benim için uzun sürmeyebilir. - yer altı ordusundaymışsınız? | Open Subtitles | كنت فى الجيش الذى تحت الأرض لقد كنت ف المقاومه |
Bu, izcilerinin rapor ettiği yer altı geçidi olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هذا الذي ذكره كشافتك ممر تحت الأرض |
Dış Dünya ordularının generali... ve yer altı alemi Shokan'ın prensi. | Open Subtitles | جنرال جيوش آوت وارلد و أمير مملكة شوكان تحت الأرض |
Babacığın o uzaklardaki yer altı sahillerinde dolaşacak. | Open Subtitles | والدكِ والدكِ سَيَتمشّى في ذلك الشاطئ تحت الأرض |
Bir yer altı bölmesi vardır pazarı saf dışı bırakmak ve fiyatı yüksek tutabilmek için ... tümünü aldıkları taşları burada saklarlar. | Open Subtitles | هناك سرداب تحت الأرض حيث يحتفظون بكل الماس الذي اشتروه كي يحتكرون السوق وبهذا يبقى السعر مرتفعا |
Kara Bakire mezhebi, keçi maskeli canavar olayı arkadaşları korkutmak için kullandıkları bir yer altı hayalet hikayesi. | Open Subtitles | عبادة العذراء السوداء المسخ ذو القناع من جلد الماعز إنه مجرد بيت مسكون تحت الأرض بهدف إخافتنا سريعاً |
Hayvanlarınızı içeri alın, fazladan su depolayın ve mümkünse yaklaşık bir buçuk metrelik yer altı sığınaklarında saklanın. | Open Subtitles | ننصح الناس أن يبقوا بالداخل إلى أن نخبرهم و يخزنوا المياه الطبيعية بقدر الإمكان و يحاولوا أن يجدوا ملجأ تحت الأرض |
Taşlardan yayılıyorlar, yani kaynağı yer altı olabilir. | Open Subtitles | إنها تنتشر خلال الأحجار لذا قد يكون مصدرها تحت الأرض |
Evet, düşmanlarım tarafından bir yer altı sığınağında işkence görme ihtimalime karşı. | Open Subtitles | أجل، في حالة إن تم تعذيني من قِبَل أعدائي في قبو سري تحت الأرض |
Bu tip yasa dışı yer altı kullanımlarına Üçüncü Dünya ülkelerinde yıllardır yaygın olarak başvurulur. | Open Subtitles | هذا التصريف تحت الارض غير قانوني يتم ممارسته منذ سنوات في العالم الثالث |
Sihirbaz kurbanlarını eğri büğrü bir kütüğün oradaki bir yer altı mağarasında tutuyormuş falan. | Open Subtitles | و عن بعض الجذوع الملتوية القديمة في حفرة تحت الارض حيث احتفظ الرجل السحري بضحاياه في أقفاص عملاقة |
13 Haziran'dan sonra kardeşin evrim geçirenler için bir yer altı tüneli yapımına başladı. | Open Subtitles | بعد أحداث 13 يونيو، بدأ أخوك سكّة حديديّة تحت أرضية للبشر المتطوّرين |
Askerleri barındırdıkları yeri bulmak için yer altı geçitlerini kullanırız. | Open Subtitles | سنستخدم السراديب لنكتشف أين يُؤوون جنودهم |
Çoğu toprakta kalır ve yağmur yağdığında bu kimyasallar yer altı suyuna karışır. | TED | الكثير منها يبقى في التربة، وعندما تمطر، تذهب هذه الكيماويات إلى المياه الجوفية. |
Peki, bildiğimiz kadarıyla yer altı yaşamı yapmanın iki yolu vardır. | TED | حسنًا، بعيدًا جدًا عمّا نعلم، هنالك طريقتان للحياة تحت سطح الأرض. |
Bu derin yer altı mikropları bir problem olacak mı çünkü aslında orada bir şey tutmak için çok yavaşlar? | TED | هل ستشكّل هذه الميكروبات السحيقة في باطن الأرض مشكلةً بسبب بطئها الشديد لكي نستطيع حقًا حفْظ أي شيء بالأسفل؟ |
"Oyuk yer altı" makalesini yazdığımda komitedeki herkes gülmüştü bana. | Open Subtitles | عندما كتبت بحثي الأول (الأرض الجوفاء) كل اللجنة ضحكت علي |
Senin tutuk altına alındığın yer altı barının yanındaki köprünün altındaki yer işte. | Open Subtitles | هل تعلمين، ذلك المكان تحت الجسر قرب حانة حيث حصلت على قيد الاعتقال |
Yalnızca yer altı. | Open Subtitles | هناك واحد تحت أرض |
Tamam, sanal görüntü "sermayesi bilgi ve ruhu dürüst olan yer altı dünyasına girecek" dedi. | Open Subtitles | قال الطيف إن أولئك فقط ذوي الثراء بالمعرفة والروح الحقيقية سيعبرون |