Yani o yorgun yetişkini geçip, onun içindeki azgın genci ortaya çıkarmalısın. | Open Subtitles | لذا عليك فقط تخطي البالغ المتعب لتعثري الولد المراهق بداخله. |
O zaman ailenin yetişkini oldum çıktım. | Open Subtitles | حينها تحولت إلى البالغ في العائلة |
(Gülüşmeler) Bir yetişkini sevimli olarak nitelendirdiğimizde, onların zekalarının, karmaşıklıklarının çoğunu ortadan kaldırırız. | TED | (ضحك) عندما نصف الشخص البالغ باللطيف فإننا نُقلّل من ذكائه، وشخصياتهم المركّبة. |
Yılanın yetişkini öldü. | Open Subtitles | هناك يرقد الأفعى البالغ |
hiçbir şekilde bağlantısı yok. Veriler de bunu gösteriyor. Şimdi, 200 tane yetişkini tedavi ettiğim için | TED | بالآخر والبيانات تظهر ذلك والآن بعد أن قمت برعاية مئتي بالغ |
(Gülüşmeler) Sonrasında bir çok yetişkinden öğrendim ki -yaklaşık 200 yetişkini tedavi ettim- eğer hastalarımın bekleme odasındaki eşlerinin kim olduklarına bakmasaydım, kendi kendilerine kabullendikleri cinsiyet kimliklerinde gay, heteroseksüel, biseksüel veya aseksüel olup olmadıklarını tahmin etmeme imkan yoktu. | TED | وبالتالي فقد تعلمت من العديد من البالغين مع العلم أنني قمت برعاية مئتي بالغ تعلمت منهم أنّه إن لم أنظرخلسةً نحو شركائهم في غرفة الانتظار لن أكون قادراً على التخمين أفضل من فرصة التخمين إذا ما كانوا مثليّ الجنس كذكورأو مستقيمين أو ثنائيي الجنس أو لا جنسيين في تقرير جنسهم |
Bir yetişkini rahatsız eden şey, çocukları hiç rahatsız etmez. | Open Subtitles | ما يزعج البالغ لن يزعج طفل |