Gemiye ateşlenmeden hemen önce varırsan yokluğun onları çok geç harekete geçirecektir. | Open Subtitles | إذا وصلت للسفينة قبل الإطلاق مباشرة غيابك لن ينبه الآخرون إلا بعد فوات الأوان |
Hiçbir zaman itiraf edemese de yokluğun özellikle onun için çok zor oldu. | Open Subtitles | غيابك كان صعبًا عليه بشكل خاص. رغم أنّه لن يعترف بذلك بتاتًا. |
Biraz acı çeksem de yokluğun gayet iyi hissettiriyordu. | Open Subtitles | كان شعوري قويا ، ولكن كان أقل في فترة غيابك |
Kutlamadaki yokluğun ortaklara mesaj yolluyor. | Open Subtitles | إن غيابكِ عن الاحتفال يرسل رسالة واضحة للشركاء |
- yokluğun hissediliyor. | Open Subtitles | غيابكَ واضح. |
Senin de yokluğun fark edildi ama inanıyoruz ki sen kütüphanemizin en kutsal parçaları için endişeleniyordun. | Open Subtitles | غيابك كان ملحوظاً لكنا نظنك كنت خائفاً على الكتب القيمة في المكتبة |
- Televizyon izliyor musun? - Hayır. yokluğun, siyasi çalışmalarımızdan daha çok ilgi topluyor. | Open Subtitles | غيابك يحظى بالاهتمام أكثر من العمل السياسي بالدنمارك |
Bu gece bana borçlu olduğun tek şey yokluğun. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي تدين لي به الليله هو غيابك |
yokluğun, biz Mona bombasını patlattıktan sonra ikinci sıraya düştü. | Open Subtitles | غيابك اخذ المركز الثاني لاهتمامها بعد القنبلة التي اسقطناها حول موضوع مونا |
Elimden geldiğince dayandım, ama bir noktada süreç için, yokluğun bilirsin işte, işi oldukça kısıtladı. | Open Subtitles | لقد أخذت هذا إلى أبعد ما أستطيع لكن عند نقطة ما فى التفكير غيابك أصبح أنت تعرف , محدود بعض الشىء |
''yokluğun içimden geçti iğneye iplik geçirir gibi. | TED | " غيابك رحل من خلالي مثل خيط دخل في خرم أبرة. |
yokluğun özellikle onu çok etkiledi. | Open Subtitles | غيابك كان صعباً عليه بشكل خاص. |
Dünyadaki en kötü şey, senin yokluğun. | Open Subtitles | أسوأ ما في الوجود هو غيابك |
yokluğun çok zor geçti. | Open Subtitles | غيابك كان صعباً، |
yokluğun fark edilmedi. | Open Subtitles | إن غيابك لم يُلحظ |
yokluğun farkedilmeden önce Kattegat'a geri dönmen gerek ama oraya gidince yapmanı istediğim bir şey daha var. | Open Subtitles | يجب أن تعودي إلى (كاتيغات) قبل أن يلاحظوا غيابك لكن حين تعودين أريد منك أن تفعلي شيئاً آخر |
yokluğun sonsuzluk gibiydi, sevgili Godefroy. | Open Subtitles | غيابك كان طويلا كالدهر عزيزي (غودفرا) |
Müsabakalardaki yokluğun dikkat çeker. | Open Subtitles | غيابكِ عن المجالدات سيُلفت انظار. |
yokluğun hayatımı tamamen dolduruyor ve onu yok ediyor. | Open Subtitles | ملأ غيابكِ حياتي كلها، ودمّرها. |
yokluğun her an beni sınıyor | Open Subtitles | "كم أعاني في غيابكِ" |
yokluğun sanki.. | Open Subtitles | غيابكَ مثل. . |
yokluğun.. | Open Subtitles | غيابكَ. . |