Uzun zamandır yoktun ve ben senin yokluğunda kendi başıma idare ettim. | Open Subtitles | لقد غبت ..فترة طويلة، و لقد تمكنت من ذلك على حد ما |
Uzun zamandır yoktun, Teal'c. Seni kaybettiğimizi sandık. | Open Subtitles | لقد غبت عن الوعى طويلا و قد حسبنا أننا فقدناك |
Dün gece sizin eve geldim ve sen evde yoktun. | Open Subtitles | كنت في بيتكِ الليلة الماضية و أنت لم تكوني هناك |
Uzun zamandır yoktun, düğünümü kaçırdın. | Open Subtitles | أنت إختفيت لمدة طويلة جداً تغيبت عن زواجي |
Sana ihtiyacım olduğunda ortalarda yoktun. | Open Subtitles | عندما احتجت اليك اختفيت و لم تظهر |
Yaptığım seçimler ya da gittiğim yol için bana kızgın olduğun zaman dışında hayatım boyunca sen yoktun. | Open Subtitles | كنت غائبا طوال حياتي فقط عندما تكون غاضبا في وجهي على الإختيارات التي قمت بها |
Uzun zaman ortada yoktun. Son birkaç hafta nerelerdeydin? | Open Subtitles | لقد غبتَ لوقت طويل، أين كنت في الأسابيع القليلة الفائتة؟ |
5 yıldır ortalıkta yoktun, hiç problem olmamasını mı bekliyordun? | Open Subtitles | لقد كنت غائباً لـ5 أعوام ولا تتوقع أية مشاكل؟ |
5 yıldır yoktun ve bana vereceğin öğüt bu mu? | Open Subtitles | لقد غبت لخمسِ سنين- وهذا ما لديك لتقوله لي! ؟ |
İşte göçebeler seni aldığında bu kadar gün ortada yoktun. | Open Subtitles | هذا عدد الأيام التي غبت فيها عندما خطفك المغيرين |
Uzun zamandır ortada yoktun. | Open Subtitles | انت غبت لفترة طويلة والامور تتغير |
Sana bir bardak su getirmek için mutfağa gittim geri geldiğimde sen yoktun. | Open Subtitles | لقد ذهبت للمطبخ لأحضر لك كأس من الماء وعندما عدت لم تكوني هناك |
Geçen gece odana uğradım ama yoktun. | Open Subtitles | مررت بغرفتكِ البارحة و انتِ لم تكوني هناك. |
Uzun zamandır yoktun. Seni bir daha göremeyeceğim sanıyordum. | Open Subtitles | أنت إختفيت طويل جدا إعتقدت بأنّني لن أراك ثانية. |
Ne kadar zamandır... 4,000 yıldır yoktun, bu zamanın içeriği bizim için aynı değil tabi ki. | Open Subtitles | كم مضى عليّ... لقد اختفيت لـ 4.000 عام لا يعني هذا الوقت المثل بالنسبة لنا |
- Çeyrek dönem üç aydır ve sen yoktun. | Open Subtitles | هذه هي المدة التي كنت غائبا فيها |
Üç haftadan beri ortalarda yoktun. | Open Subtitles | لقد غبتَ عنا بشكلٍ تامٍ لمدة ثلاثةِ أسابيع |
Sen yoktun, ben de bir taksiye atladım. | Open Subtitles | كنت غائباً فاستقليت سيارة أجرة |
Bunca zamandır ortalıkta yoktun, şimdi emir verir mi oldun? | Open Subtitles | ماذا؟ كنتِ غائبة طوال الوقت والآن تعطين الآوامر |
Birçok kez eve geldim, ama sen yoktun. | Open Subtitles | كنتفىالبيتعدّةمرات ، لكنك لم تكن هناك أبداً |
Piper, bir aydır ortalıkta yoktun. | Open Subtitles | بايبر، لقد اختفيتِ لشهر كامل |
Kahvaltıda, öğle ve akşam yemeğinde yoktun. Artık yemek yemiyor musun? - Akşam aç değildim. | Open Subtitles | افتقدتك علي الإفطار والغذاء والعشاء ، ألن تأكلي بعد الآن ؟ |
Uzun süre yoktun, endişelendim! | Open Subtitles | أنت إختفيتَ فترة طويلة جداً، أنا قُلِقتُ |
Aradığımda yoktun. | Open Subtitles | لماذا لم تكونى فى غرفتكِ ليلة أمس عندما أتصلت ؟ |
Dün gece yemekte yoktun. | Open Subtitles | حسنا, لقد افتقدناك بالأمس على العشاء |