| Fakat yeni teknoloji, bu modelleri azaltmaya yardımcı olabilir, yollarımızı daha güvenli, günlük seyahatlerimizi daha etkili hâle getirebilir ve havayı temizleyebilir. | TED | ولكن من الممكن أن تساعد التقنيات الحديثة على تقليل هذه الأنماط، وجعل طرقنا أكثر أمانًا، وتنقلاتنا اليومية أكثر كفاءةً، وهواءنا أكثر نقاءًا. |
| Jerry Jerry'liğini yapıyor... sonuç olarak yollarımızı ayıracağız... ama yıkıldığım hakkındaki dedikodular çokça abartılıyor. | Open Subtitles | أوه، جيري هوه جيري. ونحن نذهب طرقنا المنفصلة، لكن إشاعات موتي مبالغ جدا. |
| Onlara kendi yollarımızı kurduğumuzu insan, kalbi ve aklıyla bir yola baş koyduysa bu dünyada hiçbir şeyin imkansız olmadığını öğreteceğiz! | Open Subtitles | ولكننا سنعلمهم بأننا نصيغ طرقنا الخاصة ولا شيء في هذا مستحيل عندما يجتمع القلب والعقل فيه |
| Şimdi şu içine düştüğümüz durumu çözelim ve yollarımızı ayıralım yine, tamam mı? | Open Subtitles | دعنا ننتهي من هذا الوضع أولاً وبعدها سنفترق مرة أخرى؟ |
| Öyleyse şafak vaktinde nihayet yollarımızı ayıracağız. | Open Subtitles | عند بزوغ الفجر .. سنفترق أخيراً |
| Evet, en yakın, en yaşlı, en çılgın, en ırkçı, en yaşlı, ihtiyar ve çılgın arkadaşımızla yollarımızı ayırdık ve geri dönmeyecek. | Open Subtitles | نعم, نحن أفترقنا مع أعز, أكبر, أجن, الأكثر عنصرية,أكبر أعجز, أجن صديق, وهو لن يعود. |
| Onlara kendi yollarımızı kurduğumuzu insan, kalbi ve aklıyla bir yola baş koyduysa bu dünyada hiçbir şeyin imkansız olmadığını öğreteceğiz! | Open Subtitles | ولكننا سنعلمهم بأننا نصيغ طرقنا الخاصة ولا شيء في هذا مستحيل عندما يجتمع القلب والعقل فيه |
| Bu şey her neyse, tüm yollarımızı kesmiş. | Open Subtitles | أينما كان هذا، فإنه قد حال بيننا وبين كل طرقنا |
| Görünen o ki kader.. ..yada siktiğimin kötü şansı yollarımızı bir kez daha kesiştirdi. | Open Subtitles | كأنه يبدو القدر أو حدث عرضي أو مجرد حظ عاثر لتتعارض طرقنا مرةً أخرى. |
| yollarımızı ayırmak zorunda kaldık | Open Subtitles | لدينا طرقنا المنفصله الان |
| yollarımızı ayırdık. | Open Subtitles | افترقت طرقنا |
| Öyleyse şafak vaktinde nihayet yollarımızı ayıracağız. | Open Subtitles | عند بزوغ الفجر .. سنفترق أخيراً |
| Ve sonra da sen, ben ve Kellerman yollarımızı ayıracağız. | Open Subtitles | (ثم بعدها أنا و أنت و (كيلرمان سنفترق |
| Kızılderili bölgesinde yollarımızı ayırdık. | Open Subtitles | أفترقنا بالطرق في الأراضي الهندية |