İstediklerini soydular ve yollarına çıkan her amcığı yok ettiler. | Open Subtitles | يسلبون من يُريدون ويقضوا على كل من يقف في طريقهم |
Böylece oğlum ve sancaktarları Trident'ten geçip yollarına devam edebilirler. | Open Subtitles | حتى يمكنه هو والرماة أن يعبروا ترايدنت ويمضوا في طريقهم |
Sürü ayrıldığında, onlar kendi yollarına gittiler ve bizim işimize karışmamayı tercih ederler. | Open Subtitles | عندما تفرقت الجماعة , ذهبوا في طريقهم وسيفضلون أن لا يتدخلون في أمورنا |
Sonra da vedalaşıp kendi yollarına gidiyorlar. | TED | ثم بعد ذلك قالوا مع السلامة، وذهبت كل واحدة في طريقها |
Ama standart uçuş yollarına çok yakınız. | Open Subtitles | لكننا قريبون جداً من مسارات تحليق معيارية |
Duvar'ı aşarlarsa yollarına çıkacak ilk iki kale Son Yürek ile Karhold. | Open Subtitles | إذا خرقوا الجدار، أول القلاع اثنين في طريقهم هي آخر هيرث وكارهولد. |
Ölmüş olsak bile, torpidolarımız limandaki hedef gemisine doğru yollarına devam ediyorlar. | Open Subtitles | واعتقدنا بإِنَّنا مَوتى، اعدئنا طريقهم إلى سفينةِ المحطةِ البحريةِ الوهميةِ |
Avladıklarıyla yollarına çıkan kişi arasında ayrım yapmayacaklardır. | Open Subtitles | وهم لا يفرقون بين أحد اثناء الصيد ويصطادون كل من في طريقهم |
Hepimiz mağaralar için odunları toparlarız, ertesi gün bir uçak geçer, keyifli yollarına bihaber olarak devam ederler. | Open Subtitles | كلنا نجهز أوتادنا للكهوف، ثم تمر طائرة في اليوم التالي، سيكملون طريقهم سعداء و لا يوجد ما هو أكثر حكمةً من ذلك. |
Önlerine çıkan herşeyi yok edip yollarına devam etmişler. | Open Subtitles | لقد دمروا كل من توقف في طريقهم , ثم تقدموا |
Ne pahasına olursa olsun, yollarına çıkan herkesi öldürecekler, mesela aileni ve arkadaşlarını, | Open Subtitles | مهما كان الأمر، سيقتلون كلاً من يقف في طريقهم |
Yani, en sonunda kendi yollarına gidecekler, değil mi? | Open Subtitles | أقصد، سيتوجب عليهم شق طريقهم بأنفسهم في النهاية، أليس كذلك ؟ |
Köyüm, yollarına çıkan ilk yerleşim yeriydi ve birkaç saat içinde istila edildi. | Open Subtitles | قريتي كانت الأولى في طريقهم. سيطروا علينا، خي خلال ساعات. |
Bence bu adamlar beni öldürebilecek veya yollarına çıkarsam, benim gibi birisini öldürecek tipten adamlar. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هؤلاء الرجال من نوعية الرجال الذين قد يقتلونني أو يقتلون شخص ما مثلي إذا أعقت طريقهم |
yollarına çıkmayın. Bırakın işlerini yapsınlar. | Open Subtitles | ابتعد عن طريقهم و دعهم يقومون بما يفعلونه |
Zaferlerimizin kazançlarıyla işhatlarını tazeliyoruz ve işimiz bittikten sonra, iyi oğlan ve kızlar olduklarından emin olduktan sonra, isimlerinin listeye eklenmesini umarak ve bunun için dua ederek onları yollarına yolluyoruz. | Open Subtitles | نثير شهيتهم بغنائم انتصاراتنا وبعد انتهائنا وبعد تأكدنا أنهم أصبحوا أولاد وبنات طيبين نرسلهم في طريقهم |
yollarına çıkan masum insanları korumanda sana yardımcı olabilirim. Senin işin bu, değil mi? | Open Subtitles | الذي يمكن أن يعترضوا طريقهم هذه وظيفتك ، أليس كذلك ؟ |
Mor Gergedan Şövalyeleri yollarına çıkanı ezip geçti. | Open Subtitles | فرسان الرينو البنفسج يسحقون من يعترض طريقهم |
Endüstriyel troller ve çekiciler deniz tabanını süpürüyor. Buldozerler gibi, yollarına çıkan herşeyi alıyorlar. | TED | سفن الصيد الصناعية والسحابات يجهدون قاع البحر مثل الجرافات، تأخذ كل شئ في طريقها. |
Sahile yaklaşan gemileri tespit ettiğinde, yollarına büyük kayalar fırlattı. | TED | وعندما يرى سفنًا تقترب من الساحل، كان يلقي صخورًا ضخمه في طريقها. |
Ticaret yollarına koyulan vergilerle burada başlatılan bir trajedi yaşanıyor. | Open Subtitles | لقد حدثت مأساة... و التي بدأت هنا مع فرض الضرائب على مسارات التجار. |
Bizi indiriyor sonra da kendi yollarına devam ediyorlar. | Open Subtitles | يقمن بانزالنا و يستكملن طريقهن و يواصلن رحلتهن |
İstediklerini elde edebilmek için cinayete, adam kaçırmaya yeltendiklerini ve yollarına her kim çıkarsa hepsinin işini bitirdiklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أنهم متورطين بجريمة قتل، وخطف، ليحصلوا على ما يريدونه وأعتقد أنَّهُ لن يوقفهم شيء، ليدمروا أي شخص يقف في طريقهم |