Fazla televizyon izlemesin. yoruldu zaten. | Open Subtitles | لا تدعه يشاهد التلفزيون لوقت طويل انه متعب بالفعل |
Ustam yoruldu, kısa bir mola rica ediyoruz. | Open Subtitles | سيدي متعب من الرحله نحن نطلب تأجيل قصير أًصمت |
Galiba bu yaşlı nehir delice akmaktan yoruldu ve sonunda biraz dinlenmeye karar verdi. | Open Subtitles | كما لو ان النهر العجوز قد تعب من من كل القفز والجري التي عملته هنا وقرر ان يستلقي ويستريح لفترة |
Annem babamın bağımlılıktan kurtulmasını beklemekten yoruldu. | Open Subtitles | تعبت أمي وهي تنتظر أن يترك أبي المخدرات كلياً |
Kraliçe yoruldu ama gecenizi mahvetmek istemez. | Open Subtitles | فالملكة متعبة ولكنها لاتود أن تفسد بهجتكم. |
Gelmesini söyledim, herkes yoruldu artık. | Open Subtitles | أخبرته بأن يأتي كنّا هنا طوال اليوم،الجميع مرهق |
- Sür atları! Yola devam! - Onlar da yoruldu biz de. | Open Subtitles | ـ واصل السير مباشرتاً ـ إنهم متعبون و كذلك نحنُ |
- yoruldu. - Başarabilirsin, Ernesto! | Open Subtitles | إنه متعب - إنك تستطيع أن تفعلها يا إرنستو - |
Sanırım herkes biraz yoruldu. | Open Subtitles | أظن أن الجميع متعب قليلاً الآن |
Phillip son zamanlarda biraz yoruldu. | Open Subtitles | فيليب كان متعب قليلاً في الأونه الاخيره |
Evde oturmaktan çok yoruldu ve biraz dışarı çıkmak istedi. | Open Subtitles | و قد تعب من الجلوس في المنزل لفترة طويلة، و أراد الخروج. |
İkisini de. Üzgünüm çocuklar ama Appa hepimizi taşımaktan yoruldu. | Open Subtitles | آسف يا رفاق, لكن أبا تعب من حمل كل هؤلاء الناس |
Bu konseyin harekete geçmesini sabırla bekledim ama insanlarımız bu çürüyerek ölen Ark'ın içinde yoruldu. | Open Subtitles | لقد انتظرت بصبر هذا المجلس لكي يتحرك ولكن شعبنا تعب من الموت في هذه السفينه المتعفنه |
Viv beni terketmedi, sadece eve gelmemi beklemekten yoruldu. | Open Subtitles | فيف لم تطلقني فقط تعبت من إنتظارعودتي الى المنزل |
Bilirsin, Hope şeker toplamaktan yoruldu ben de onu anneme bıraktım sonra da buraya birkaç çocuk korkutmaya geldim. | Open Subtitles | هوب تعبت من لعبة الحلوى أو الخدعة لذا قررت أن أدعها مع أمي و أتيت لأخيف بعض الأطفال |
Çünkü kız duygusal olarak insanlara bağlanmaktan yoruldu. | Open Subtitles | لأنها تعبت من كونها تعتمد عاطفيا على الناس |
Sağ elim çok yoruldu, iğneyi ipliğe bile geçiremiyorum. | Open Subtitles | يدّي اليمنى متعبة جدا، انا لا يستطيع تخييط إبرة |
- Rahat bırakın, yoruldu artık. - İyi bir ruh olmaya çalış. | Open Subtitles | دعيها وشأنها , أنها متعبة أبتعدي |
Bana gidelim. Pauline yoruldu. | Open Subtitles | لنذهب لمنزلي أنا بولين متعبة |
Çocuk yoruldu ama hava alıyor. | Open Subtitles | ان الفتى مرهق لكنه يتنفس |
Hava iyice soğuyor. İnsanlar yoruldu. Dönsek iyi olur. | Open Subtitles | ستهب العاصفة ، والرجال متعبون من الأفضل أن نعود |
Evet, üşüdü, yoruldu ve acıktı. | Open Subtitles | حسنا, أنها بردانة, مرهقة, جائعة |
Acaba kaç tane ızgara yıkattılar da bir gumiho yoruldu? | Open Subtitles | كم مشواه جعلوكٍ تنظفين حتى جعلوا من جوميهو تشعر بالتعب ؟ |
Birçok asker yaralandı ve yoruldu. | Open Subtitles | وقد اصيب العديد من الرجال و نال منهم التعب |
Biraz yoruldu o kadar. | Open Subtitles | انه على الأرجح مرهقا هذا كل ما فى الامر |
Çocuklar yoruldu, sen de öyle. | Open Subtitles | إنّ الأطفالَ مرهقون ووكذلك أنت. |
Pekala, pekala. Herkes çok yoruldu. Şimdi biraz dinlenelim. | Open Subtitles | حسناً ، الجميع مُتعب لننل قسطاً من الراحة |
Biliyorum tatlım ama annen tüm gün çalışmaktan yoruldu ve biraz uyuması gerekiyor. | Open Subtitles | أعلم يا عزيزي، لكن أمك مُتعبة من العمل طيلة اليوم وتحتاج للنومِ. |
Eminim rahatsız etmek istemiyordur. Çok yoruldu. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنها لا تريد إنها منهكة جداً |
Senin kırılgan, katlanmış kanatların tertemiz gökyüzünden yoruldu artık. | Open Subtitles | ضعفكــــــــــــــ , طوئ جناحيكـــــــــــ . متعبه من التحليق في السماء الزرقاء الصافيـــــــه |