büyük bir makine, süper, TED-e yakışan bir makine, ve diyelim ki bu bir zaman makinesi. | TED | ماكينة كبيرة , آلة تيد الحديثة , وإنها آلة زمنية . |
İşte başka bir zaman makinesi daha, birşeyi roketlerden daha fazla hızlandırıyor. | Open Subtitles | هذه آلة زمنيّة أُخرى و تُسرّع الأشياء أكثر حتى من السُفن الفضائيّة |
Böyle bir zaman makinesi olsa babaanne, düğmesine bassak babamın küçüklüğüne dönüp onu görebilsek; ne güzel olurdu değil mi? | Open Subtitles | أتمنى وجود آلة للزمن فنضغط على الزر لنرجع لزمن طفولة أبي لنراه، سيكون هذا جميلا، صح؟ |
zaman makinesi. İş çıkmaza girerse cümle içinde "zaman makinesi"ni kullan. Bu şekilde çıkıp yeniden plan yaparız. | Open Subtitles | سوف تقولين ألة الزمن في حالة ساءة الأمور أستخدميها كشفرة للتراجع وإعادة التهيئه |
Tamam, eğer bir zaman makinesi alıp geri gidebilseydim, ...muhtemelen onunla tekrar evlenmezdim. | Open Subtitles | حسنا، ان كان باستطاعتي ان اركب الة زمن واعود بالوقت، على الارجح لن اتزوجه مجددا. |
Bizleri geleceğe taşıyacak bir zaman makinesi, Einstein'in zaman ve hıza ilişkin keşfine dayanır. | Open Subtitles | تعتمد فكرة آلة الزمن التي تأخذنا إلى المستقبل على اكتشاف أينشتاين للزمن و السرعة |
zaman makinesi yapıp, bütün dürtüleri yok sayıp zamanda geri gidip annenle oynaşmamamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أخترع آله الزمن أعود وأصلح الأخطاء أعود للوراء ، وأتذكر بألا أحطم أجزاء من أمك ؟ |
Sen de mi zaman makinesi için çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل انت تعمل على بناء ألة زمن ، أيضا ؟ |
Beni yarın sabah geri getirebilir misin? Bu bir zaman makinesi, 5 dakika öncesine bile götürebilirim. | Open Subtitles | هل يمكنك أن تعيدني غداً صباحاً - إنها آلة زمنية يمكنني أن أرجعكِ لخمس دقائق ماضية - |
Sizi geleceğe götürmek için gerçek zamanı kullanması gereken bir zaman makinesi. | Open Subtitles | إنها مثل آلة زمنية تأخذ المدة الحقيقية... لتأخذك الى المستقبل |
Çünkü bir zaman makinesi var, şapşal! | Open Subtitles | لأن لديه آلة زمنية أيها الغبية |
Kuantum çekimi bilmecesini çözdükten sonra, çalışan bir zaman makinesi yapabiliriz. | Open Subtitles | ،بعد حل لُغز جاذبيّة الكمّ نبنى آلة زمنيّة شغّالة |
Pekâlâ mavi gözlüm, bizi bekleyen bir zaman makinesi var. | Open Subtitles | حسناً يا ذات العيون الزرقاء، هناك ! آلة للزمن في إنتظارنا |
Sanırım zaman makinesi parçalandıktan sonra yeni bir hobiye ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | حسنا , أقترح أن أستعمل هواية جديدة. الأن وقت ذهاب ألة الزمن. |
zaman makinesi yapıp geçmişe dönerek bana kondom kullanmayı öğretebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تصنع الة زمن وتعود وتعلمني كيف استخدم الواقي الذكري |
Bizi bir yıl geriye götürebilecek zaman makinesi olan birini tanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف أي شخص مع آلة الزمن التي يمكن أن تدور بنا جميعا مرة أخرى في سنة أو نحو ذلك؟ |
Onun küçük zaman makinesi projesini biri finanse etmiş olabilir mi? | Open Subtitles | هل هناك شخص آخر يقوم بتمويل مشروع آله الزمن الصغير؟ |
Hayır, zaman makinesi yapıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أبني ألة زمن عندما نخرج من هنا |
Bir zaman makinesi için çok daha iyi bir başlangıç. | Open Subtitles | يعتبر بداية أفضل لاستخدامه كآلة زمن |
Ben onun trençkot gördüm sıcak küvet yanında zaman makinesi. | Open Subtitles | رايت معطفه بجانب الحوض الساخن اله الزمن. |
$80,000'ı ya da zaman makinesi var mıymış. | Open Subtitles | أن كان لديه 80,000 دولاراً . و الة الزمن |
Bir insanın yedikleri konusunda saç, zaman makinesi gibidir. | Open Subtitles | وكمثل ابعد مايصل اليه الطعام الذى يتناوله الناس, الشعر مثل الآلة الزمنية |
Herkes zaman makinesi bulunca ilk yapacağın şeyin bahis oynamak olduğunu bilir. | Open Subtitles | الجميـع يعلم أنه حيـن تحصل على آلة زمن أول مـا تفعله هـو المراهنـة |
Kara delikler bir zaman makinesi değillerdir. | Open Subtitles | .الثقوب السوداء ليست آلات زمنيّة |
Bu fincan tabağı bir zaman makinesi ise; önce ikimiz gideceğiz. | Open Subtitles | لو هذا الصحن حقًّا آلة زمن فأنت وإيّاي سنذهب أوّلًا. |