ويكيبيديا

    "zamanlı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • دوام
        
    • بوقت
        
    • دائم
        
    • في الوقت
        
    • بدوامٍ
        
    • مؤقت
        
    • الدوام
        
    • الدائم
        
    • بدواماً
        
    • لدوام
        
    • في وقت
        
    • بدوام
        
    • موقوتة
        
    • موقوته
        
    • متزامنة
        
    Adım Celia Austin, Bay Poirot. Kimya bölümünde yarı zamanlı kurs alıyorum. Open Subtitles "أنا "سيليا أوستين" يا سيد "بوارو و انا بصف الكيمياء بنصف دوام
    Gece için yarım zamanlı işçi arıyormuşsunuz. Open Subtitles في الجريدة اعلان عن وظيفة دوام ليلي جزئي
    "Keza, tüm kazaların eş zamanlı meydana gelmesi nedeniyle..." Open Subtitles بالاظافة بسبب حقيقة ان الحوادث قد وقعت بوقت واحد
    Ağabeyine bakmak ikimiz için de tam zamanlı bir iş. - Bunu biliyorsun. Open Subtitles الأعتناء بأخوك هو عمل دائم لكلانا وأنت تعرف ذلك
    Hissettiği şeyleri eş zamanlı olarak benim de hissetmemi istiyordu. Open Subtitles هي اردت ان اشعر بما تشعر بة في الوقت الحقيقي
    Büyük beden model olarak tam zamanlı çalışıyordum. TED كنت أعمل كعارضة من المقاس الكبير بدوامٍ كامل.
    Ciddiyetimi takınıyorum Todd Packer, artık bu şubenin tam zamanlı bir satışçısıdır. Open Subtitles نتكلم جدياً الآن تود باكر هو رجل مبيعات مؤقت في هذا الفرع
    Uzun lafın kısası maaş az, iş yarı zamanlı. Open Subtitles القصّة الطويلة موجزها عرض عمل رخيص بنصف دوام
    Yarı zamanlı, tam zamanlı, mesaili... Open Subtitles لذا ، دوامي نصف يومي ، دوام كامل , ساعات إضافية
    Tam zamanlı, yarı zamanlı sözleşmeli falan. Yeniden ayaklarımın üstünde durana kadar. Open Subtitles هل لديك شيء دوام كامل، لجزء من الوقت بشكل مستقل، حتى اقف على قدمى
    Yarı zamanlı olarak Balmumu Müzesi'nde çalışıyorum. Open Subtitles حسناً, أنا أعمل في متحف الشمع في دوام جزئي.
    Ben witchly görevleri tam zamanlı bir iş olarak düşünün, çok teşekkür ederim. Open Subtitles أعلم هذا ، أنا أعتبر مهمتي كساحرة ستكون عمل بوقت كامل شكراً جزيلاً لك
    Yarı zamanlı bir iş ama faydasının dokunacağına eminim. Open Subtitles إنه عمل بوقت جزئي لكن أعتقد أنك ستجدينها مكافأة جيدة
    Bir asistana, tam zamanlı elemanlara ve ofise ihtiyacım olacak. Open Subtitles أحتاج الى مساعده بشكل دائم وجناح بمكاتبه ..
    Sorun olmaz. Ayrıca iletişim müdürü olarak tam zamanlı iş teklif etti. Open Subtitles أيضاً لقد عرضت علي عملاً دائم لكي أكون مديرة إتصالاتها
    Algoritmaları çözmek için gerçek zamanlı askeri seviyede şifreleme sistemi kullanıyoruz. Open Subtitles نستخدم الرتب العسكرية لبرامج التشفير لفك الحلول الحسابية في الوقت الفعلي.
    Öyleyse, küçük takımlar, hedefleri belirleme, ...yönetimin kellelerini uçurmak için eş zamanlı saldırı. Open Subtitles إذًا، فرق صغيرة، عينوا الأهداف إعتداء في الوقت نفسه للقضاء على زعماء القيادة
    Yirmi, tam zamanlı, ve bir o kadar da serbest çalışanımız olur genellikle. Open Subtitles أربع و عشرون بدوامٍ كامل و لدي نفس هذا الرقم من الموظفين المستقلين الذي يعملون معي عادةً
    Ciddiyetimi takınıyorum Todd Packer, artık bu şubenin tam zamanlı bir satışçısıdır. Open Subtitles نتكلم جدياً الآن تود باكر هو رجل مبيعات مؤقت في هذا الفرع
    Tam zamanlı birini alalım, haftada 150 dolar, kendi odası olmayacak. Open Subtitles إجعله وظيفة كاملة الدوام , 150 دولاراً في الأسبوع وعليه أن يُشارك مكتباً
    O, benim tam zamanlı bir iş aradığımı biliyordu. Open Subtitles ليس في الواقع. إنها كانت تعلم .إنني كنتُ أتتطلع للعمل الدائم
    Tam zamanlı iş teklif ettiler. Sabah sana mesaj bırakmıştım. Open Subtitles .أنهم عرضوا علي وظيفة بدواماً كامل لقد تركت لكَ رسالة هذا الصباح
    Tıbbi Yardım ofisine gittim ve yarı zamanlı bir hemşirenin ücretini karşılamaya yardım edeceklerini öğrendim. Open Subtitles لقد ذهبت الى مكتب المساعدات الطبية وعلمت انهم سيساعدوني في دفع ممرضة لدوام جزئي
    Bu iş yerinde kullandığımız şey, gerçek zamanlı çalışıyor. TED هذا ما نستخدمه في الشركة، يعمل هذا في وقت آني.
    Yolsuzluğa karşı olan sinirim geçen sene büyük bir kariyer değişikliği yapıp tam zamanlı avukat olmama neden oldu. TED الغضب بداخلي تجاه الفساد جعلني أخطو خطوة كبيرة في عملي في السنة الماضية حيث أصبحت أمارس المحاماة بدوام كامل
    Yani.. henüz. Saç çizgisi zamanlı bir bombadır. Open Subtitles ليس بعد مفرق شعرك ذاك قنبلة موقوتة
    zamanlı bomba gibiydi. Open Subtitles لقد كان قنبلةٌ موقوته.
    Cahilleşme, kesinlikle bir "parti" olacak yada eğer yutarsan, eş zamanlı toplantılar diyelim Open Subtitles أنت لا تكن جاهل، لأن في الواقع، ستكون حفلة حتماً أو لمات متزامنة إذا سيسهل عليك استساغتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد