ويكيبيديا

    "zarar vermiş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ضرراً
        
    • أتلفت
        
    • آذى
        
    • أتلف
        
    • أضرّ
        
    • اذى
        
    • بإيذائهم
        
    Bir şey bu kemiğe zarar vermiş ve bu 300 yıl önce olmadı. Open Subtitles شيء ما أحدث ضرراً بهذا العظم و لم يحدث من 300 سنة
    Ama bu fotoğrafları sızdırırsanız bu şehir için yaptığı tüm güzel şeylere tamir edilemez bir zarar vermiş olursunuz. Open Subtitles ولكن لو نشرتِ هذه الصور، فسوف تُسبّبين ضرراً لا يمكن إصلاحه لكلّ الخير الذي فعل في هذه المدينة،
    Ama kurşun beynin yatay boyut işlem bölgesine zarar vermiş olmalı. Open Subtitles لكن الرصاصة قد أتلفت جزء الدماغ الذي... الذي يحلل الخطوط الأفقية.
    Mavi midyeler kemiğe zarar vermiş, ama kafatası siyahi ve kafkasyalı özelliklerinin karışımını gösteriyor bu nedenle de melez listesinde olmalı. Open Subtitles الرخويات أتلفت العظم ولكن الجمجمة تبين مزيج من خصائص الزنوج والقوقازين أقترح بأنه أدرج كأسمر ضارب إلى الصفرة
    Kamyonet kullanan deli bir çocuk var. Erkek arkadaşıma zarar vermiş olabilir. Open Subtitles هناك هذا الرجلِ المجنونِ في شاحنة أعتقد أنه ربما قد آذى صديقي
    Birisi bilgisayara zarar vermiş ve tamir edilemesin diye girişleri kapamış. Open Subtitles أتلف شخص ما الحاسوب وأغلقه كي لا يتم إصلاحه
    Efendim, patlama sonarın soğutma sistemi üzerindeki birkaç boruya zarar vermiş. Open Subtitles يا سيدي، انفجار الطوربيدة أضرّ بعدة أنابيب في مزلق تبريد السونار
    ...onu aşağılamış ya da bir şekilde ailesine zarar vermiş biri olabilir. Open Subtitles اهانه، او اذى عائلته بشكل ما
    Buraya saldıran her kimse onlara çok ciddi zarar vermiş olmalı. Open Subtitles من قام بمهاجمة هذا المكان لابد من أنه قام بإيذائهم بشدة
    Kestiğimde zarar vermiş olmalıyım. Open Subtitles عندما أحدثت قطعاً فيه، لا بدّ أنّي ألحقت به ضرراً.
    Ona zarar vermiş olmasaydım, bize her şeyi anlatabilirdi. Open Subtitles لو لم ألحق به ضرراً بالغاً، كان يمكن أن يخبرنا بكل شيء.
    Bu da beynine, onu öldürecek kadar zarar vermiş olabilir. Open Subtitles والذي كان ليسبب ضرراً في الدماغ كافياً لقتلها.
    Alpha beynine zarar vermiş. Open Subtitles أتلفت ألفا دماغك
    Ama bilmediğin şey Kenneth Parcell'in ceketine istemeden zarar vermiş olmam. Open Subtitles ولكن ما لا تعلمه... هو أني دون قصد... أتلفت سترة (كينيث بارسيل)
    - Kurban; sağ epikondillerine ve çengelsi çıkıntısına zarar vermiş muhtemelen arkadan gelen saldırıya, direnmesiyle uyumlu. Open Subtitles -لقد أتلفت ... إنسيّة الضحيّة اليمنى ولقيمة الوحشيّة الجانبيّة، فضلاً عن حفرته الإكليلانيّة ربّما يتفق مع إستجابة دفاعيّة...
    Bebekken, sürekli bağırarak ağlardı. İşitme sistemine zarar vermiş olabileceğini düşündüm. Open Subtitles عندما كان طفل , كان يصرخ بإستمرار اعتقد ربما يكون قد آذى سمعه
    Bir insanın anneme zarar vermiş olması hepsi kötü olduğu göstermez! Open Subtitles لأنّ إنساناً آذى والدتي لا يجعل مِن الجميع أشراراً
    Tommy 16'sındayken bir kaza yapmıştı ve anladığımız kadarıyla birine bu kazada ağır zarar vermiş. Open Subtitles على ما يبدو أن "تومي" تعرض لحادث سيارة عندما كان في السادسة عشر من العمر ونظن أنه آذى أحد ما، أو ما هو أسوأ، و...
    Birisi arabasına zarar vermiş demek ki. Onu öldürdükleri anlamına gelmez. Open Subtitles أوه ، لكن ذلك يعني بأن شخصاً ما أتلف سيارته حيث لا يعني بأن شخصاً ما قتله
    Patlama, yangına dayanaklı kısmına epey zarar vermiş. Open Subtitles أتلف الإنفجار الغطاء المُقاوم للحريق بشدة
    Alkol almasının kalbine zarar vermiş olabileceğini düşünüyoruz. Open Subtitles نعتقد أنّ شربها ربّما أضرّ بقلبها
    Çocuğa zarar vermiş mi? Open Subtitles هل اذى الطفل ؟
    Buraya saldıran her kimse onlara çok ciddi zarar vermiş olmalı. Open Subtitles من قام بمهاجمة هذا المكان لابد من أنه قام بإيذائهم بشدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد