Gelsene, küçük adam. Sana zarar vermeyeceğim. Sadece evcil hayvanım olmanı istiyorum. | Open Subtitles | . تعال ، أيها الصغير لن أؤذيك ، أريد أن أداعبكَ فحسب |
Bir dahaki sefere, sana ya da anneme zarar verebilirim. | Open Subtitles | من الممكن أن أؤذيك أنت و أمي في المرة القادم |
Seni soymak ya da sana zarar vermek bir an bile aklımdan geçmedi. | Open Subtitles | لم أنوى سرقتك ولو لحظة أو أؤذيك بأية طريقة |
Birbirimize çok yakın olduğumuz için, içinde ufacık bir umut varsa şunu bil ki; seni para yüzünden incitmeyeceğim, öldürmeyeceğim. | Open Subtitles | أنظر,لو أنت متعلق بى هذاالأمل الطفيف أنه لأننا مقربون هذا لا يعنى أننى سوف لا أؤذيك. أنا لن أقتلك من أجل المال |
Seni fiziksel olarak incitmeyeceğim ama onun dışında ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | لن أؤذيك جسدياً، ولكن بخلاف ذلك، بأيّ وسيلة ضروريّة. |
Tıpkı beni incittiğin gibi seni incitmek için ölü hatunlu o dehşet hikâyeyi uydurmaktan başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي خيار ما عدى إختلاق تلك القصة الجميلة عن فتاة ميتة لكي أؤذيك كما أذيتني |
Seninle oyun oynayıp, sana geri dönmeye çalışmak ya da canını yakmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن ألعب الألاعيب و أحاول ان أنتقم منك و أن أؤذيك |
- Canımı yakmayacaksın, değil mi? - canını hiç yakmayacağım. | Open Subtitles | ـ أنت لن تؤذيني أليس كذلك ـ لا لن أؤذيك أبدا |
Gel bakalım, küçük adam. Sana zarar vermeyeceğim. | Open Subtitles | . الآن ، تقدم مباشرتاً ، أيها الصغير لن أؤذيك |
Benimle işbirliği yapacağını düşündüğümden şu an sana zarar vermeyeceğim. | Open Subtitles | انا لم أؤذيك هذه المرة لأننى اعتقد انك ستتعاونين |
Korkma! Seni asla azarlamayacağım ve zarar vermeyeceğim. Seni affediyorum. | Open Subtitles | لا تشعر بالخوف فلن, أوبخك أو أؤذيك مرة أخرى فلقد سامحتك |
Sana gerçekten zarar veremem. Nefretle yetinmek zorundayım. | Open Subtitles | أنا حقاً لا أستطيع أن أؤذيك , أنا فقط سيكون عليّ أن أستقر علي كرهك |
Sana zarar vermek istemiyorum, ama ben sormak gibi yapmazsanız eğer. | Open Subtitles | لا أريد أن أؤذيك ربما سأؤذيكإذا لم تفعلي ما أطلبه |
Sana zarar vermek zorunda istemiyorum. Ama benim bir şekilde olsun... | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أؤذيك ، لكن .. إذا وقفت في طريقي |
Hayır, bekle, bana yine vurma sana zarar vermeyeceğim, yemin ederim. | Open Subtitles | . لا إنتظري ، لا تضربيني مجدداً . لن أؤذيك ، أعدك |
Tanrı buna neden izin verdi ya da ettiğim duaları kabul edecek mi bilmiyorum ama sana asla zarar vermem, Jane. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا فعلت لو يسامحني الله أصلي لذلك لكنني لن أؤذيك |
Biliyorum. Ne seni ne de başkasını bir daha asla incitmeyeceğim. | Open Subtitles | ـ أعلم ـ أنا لن أؤذيك أو أؤذي أحد مُجدداً |
- Tamam, bana bir şeyler de ama vurma bana! - Seni incitmeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا، اشتمني بالأسماء ولكن لا تضربني - لن أؤذيك - |
Seni bir daha incitmeyeceğim. Beni affeder misin? | Open Subtitles | انا لن أؤذيك مجدداً هل يمكنك مسامحتي |
Sadece yardım etmek istedim. Seni incitmek istemedim. | Open Subtitles | أردت فقط تقديم المساعدة ولم أكن أنوي أن أؤذيك. |
Yapamayacağım için evdeyim ama eve hasret kaldım. Keşke benim olsaydın ve canını yakmamış olsaydım. | TED | ولأني لا أستطيع سأكون في الوطن، ولكني في شوق للوطن، أتمنى لو أنك لي ولم أؤذيك كما فعلت. |
Ellerini bacaklarının arasına koy. canını yakmayacağım. | Open Subtitles | فقط ضع يديك بين ساقيك، لن أؤذيك |
Sanırım, kendime bazı şeyler yaptım, kendimi incitmek için, ki böylece seni de incitebildim. | Open Subtitles | ... أعتقد أننى أذيت نفسى لكى تعرف أنة يمكننى أن أؤذيك |
Bir şeyler söylediğinizi duymalıyım. Size bir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | يجب أن أعرف طريقتك في النطق، أنا لن أؤذيك يجب أن أعرف طريقتك في النطق |