"أبالي" - Translation from Arabic to Turkish

• umurumda
• umrumda
• sikimde
• fark
• önemsemiyorum
• ilgilenmiyorum
• Bana
• önemli
• önemsiyorum
• umursuyorum
• ilgilendirmiyor
• takmıyorum

Kimin neyi gördüğü, kimin ne yaptığı, kimin kimi yaptığı hiç umurumda değil!
لا أبالي بمن رأى ماذا أو من فعل ماذا أو من رأى من

Doktor da, aileniz de umurumda değil. Sadece gitmenizi istiyorum.
لا أبالي بهذا الدكتور ولا بعائلتكم أريدكم أن ترحلوا فحسب

Ne yaptığın umrumda değil. Almıyorsan git, başım belaya girecek.
لا أبالي أبداَ يالكاريوكي ستورطني في المشاكل إذ لم تشتري

Bu kadar çirkin bir kaseyi bedava bile vermiş olsalar umurumda değil.
لا أبالي لو حصلت عليه مجاناً مع أشتراك مدفوع لوعاء قبيح أخر

Malını kimseye satmadım ve şoförlerden biri annen olsa da umurumda değil.
لم أبع شحنتك لأحد ولا أبالي إن كانت أُمّك واحدة من السائقين

Onun için ne kadar incitici olduğu umurumda değil. - Ben gördüğümü söyledim.
لا أبالي إذا لم يصدّقني ، ولا أبالي كم آذيته أعرف ما رأيتُ

Kimin dava ettiği veya neyin tehlikede olduğu umurumda değil.
أنا لا أبالي بمن يقاضين ولا ما هو على المحكّ

Ne türden acıklı hikâyen olduğu hiç umurumda bile değil!
لذا فأنا لا أبالي بالجروح التي تعاني منها أيتها المتشرد،

Cidden doktor, seni mahvederim. O sorumluluk sahibi bir abla. umurumda değil.
بكل جدية يا دكتور سوف أدمرك هي الأخت المسئولة وانا لا أبالي

Biliyor musun, acayip olan şey aslında, o sanat eserlerinin umurumda bile olmaması.
أتعلم ، الأمر الغريب هو أنني لا أبالي حقاً بأمر كل ذلك الفن

O kitap umurumda bile değil benim hakkımdaki birkaç özel sayfa hariç.
فأنا لا أبالي كثيراً بذلك الكتاب باستثناء بضع صفحات بعينها تتعلّق بي

Numara yap. umurumda değil. Bu adamın ölmesine izin veremem.
زيّفي الأمر لا أبالي لا يمكنني ترك هذا الرجل يموت

Haddimi aşmak istemem efendim... ama dışarıdaki insanların ne dediği umurumda değil.
لا أقصد تجاوز الحدود، سيدي لكن الناس في الخارج لا أبالي بكلامهم

En iyisiyle olduğum sürece ne kadar tehlikeli olduğu umurumda bile değil.
لا أبالي بمدى خطورته ، طالما سأصبح مع الأفضل

"Ov,biz ayrıldık ama umrumda da değil,hey hadi TV izleyelim"
لقد انفصلنا .. وأنا لا أبالي بالأمر دعونا نشاهد التلفاز

Bugünden başlayıp Karides Festivali'nin sonuna dek sürmesi dahi umrumda değil...
لا أبالي لو استغرق هذا من الآن حتى نهاية مهرجان الروبيان

Ne kadar zor olursa olsun umrumda değil.
اللعنة، إنني لا أبالي إذا كانت تظن أنها مسألة سهلة أم صعبة كالجحيم

Adil olması sikimde değil. Onlara elimizdekinden fazlasını verebiliriz.
إنني لا أبالي بالتساوي يمكننا ان نعطيهم أكثر مما نأخذ

Başka zaman olsa böyle manzarayı fark etmem.
عادةً لم أكن أبالي ببلد ذات أشجار عالية الإرتفاع

Ben adamı pek önemsemiyorum ama senin için çok şey ifade ediyor.
لا أبالي حقاً للرجل بنفسي، لكنّه يعني شيئاً أعظم لك.

Beni korkutmak için ne kadar çok... takım elbiseli gönderirse göndersin ilgilenmiyorum.
لا أبالي بمقدار الأشخاص المهمّين الذين يرسلهم إلى هنا لإخافتي

Şirketlerinizde kaç kişinin çalıştığından Bana ne, biri maaşlarını ödemek zorunda.
لا أبالي كم شخصاً يعمل في شركتيكما رواتبهم يجب أن تُدفع

Şüphesiz hiçbiri senin mutluluğunu etkilemeyecek ki benim için önemli olan bu.
بالتأكيد لا شيء سوف يُؤثر على سعادتك وهو كل ما أبالي بشأنه

O aptal fıkrayı hatırlayacak kadar önemsiyorum ama tek önemsediğim o.
أبالي لأتذكر تلك النكتة السخيفة, هذا كل ما أبالي له.

Senin ne düşündüğünü umursuyorum.
.أنا لا أبالي بهم أنا أبالي فيما تفكر أنت

Kuşlar ve uçmak dışında hiçbir şey beni ilgilendirmiyor!
ولا أبالي عما تتحدث ما عدا الطيران أو الطيور

- Onun dediğini sikime bile takmıyorum.
لا أبالي بما قاله ذلك الكلب وإذا كان صحيحاً، ماذا؟