Kayıp Önleme Programı gereği ordu onu silah altında tuttu. | Open Subtitles | كان من المفترض ان يعود للوطن أبقاه الجيش هناك تحت برنامج توقف الخسارة |
Ne ayı alarak ve bu kadar basit olsaydı küfrederek onu tuttu? | Open Subtitles | ما الذي أبقاه من أخذ الدب و لعنه إذا كان الأمر بهذه البساطة ؟ |
Kendi ailesini burada hapsetmeye, çalışacak biri çıkabilir diye bu arka kapıyı gizli tuttu. | Open Subtitles | أبقاه أبوك سراً باب خلفي في حال حاول أحد سجن عائلته هنا |
Hayır. Galiba Craig onu iyi niyetinden dolayı tutuyordu. | Open Subtitles | كلا ، أعتقد أن كريج قد أبقاه هنا لطيبة قلبه فحسب |
Ayrıca, onu buz makinesinde tutuyordu. Pengueni tadabilirdim. | Open Subtitles | بالإضافـة إلى أنه أبقاه في آلة الثلج , يمكنني أن أتذوقـه |
Kasada sadece özel belgelerini tutuyordu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أبقاه هُناك هو الإتفاقيّات الخاصّة. |
Ve tüm bu süre boyunca Will, inancı onu güçlü tuttu. | Open Subtitles | (و خلال كل هذا , (ويل إيمانه أبقاه قوياً |
Şimdi asıl soru, Lex babasını bulmak için verdiğim ipucunu mu kullandı yoksa başından beri onu orada mı tutuyordu? | Open Subtitles | (الآن، هل إستعمل (ليكس معلومتي لإيجاد أبيه أو أنه أبقاه هناك كل هذا الوقت؟ |
Güvenli olsun diye burada tutuyordu. | Open Subtitles | أبقاه هنا للأمان |