Çok garip davrandığını düşünüyor ve... buraya döndüğümde Seninle konuşmam için bana yalvardı. | Open Subtitles | و هو يعتقد أنك تتصرف بغرابة شديدة. و توسل لي أن أتحدث إليك حول هذا عندما أعود. |
Seninle konuşmam lazım fakat şimdi değil, yapacak işlerin vardır. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك.. لكن ليس الآن.. لإنك ذاهبة |
Seninle konuşmak istiyorum. İn arabadan. | Open Subtitles | يا ابن العاهرة, أريد أن أتحدث إليك أخرج من السيارة |
Rose, Seninle konuşmak isterdim. Seni evde bulamıyorum. | Open Subtitles | روز, أنا أحب أن أتحدث إليك لا يبدو أننى أجدك بالبيت |
Amirlerini araman gerekiyorsa neden seninle konuşuyorum? | Open Subtitles | ولماذا أتحدث إليك طالما يجب عليك أن تتصل برؤسائك؟ |
Şerif Yardımcısı. Getirdiğiniz adamla ilgili Konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أيها المفوض، يجب أن أتحدث إليك عن الرجل الذي احتجزته |
Sadece Seninle konuşmam gerek tamam mı? | Open Subtitles | أنا ففقد أريد أن أتحدث إليك كل شيء بخير? |
Ailen Seninle konuşmam için tonla para ödedi. | Open Subtitles | والداك دفعوا لي مالاً كثيراً لكي أتحدث إليك |
Burada Seninle konuşmam bile normal değil. | Open Subtitles | حتى وجودي هنا أتحدث إليك ليس أمرأً طبيعياً. |
Bana adını söyle, ya da Seninle konuşmam. | Open Subtitles | من فضلك قل لي أسمك وإلا لا أستطيع أن أتحدث إليك |
Gel buraya oğlum. Seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | تعال هنا يارجل يجب أن أتحدث إليك |
Alabileceğim her türlü yardıma ihtiyacım var. Seninle konuşmak istediğim konu da bu. | Open Subtitles | أنا أحتج كل المساعدات الممكنة لهذا أردت أن أتحدث إليك |
...en-iyi-arkadaşımla-para-için-çıkman konusunda Seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إليك عن مواعدة صديقي من أجل المال |
Alabileceğim her türlü yardıma ihtiyacım var Seninle konuşmak istediğim konu da bu. | Open Subtitles | أنا أحتج كل المساعدات الممكنة لهذا أردت أن أتحدث إليك |
Amirlerini araman gerekiyorsa neden seninle konuşuyorum? | Open Subtitles | ولماذا أتحدث إليك طالما يجب عليك أن تتصل برؤسائك؟ |
Aldığınız kamyonet hakkında Konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | "أحتاج أن أتحدث إليك حول السيارة التي إشتريتها مؤخرًا." |
O vakte kadar adamın hayat hikayesini istiyorum. Sana diyorum Jim. | Open Subtitles | أود معرفة قصة حياة هذا الرجل أنا أتحدث إليك يا جيم |
Hem ben seninle konuşmuyorum Kalbimi kırdın | Open Subtitles | لم تتلقيهم؟ أنا لا أتحدث إليك على أي حال لقد كسرتي قلبي |
Bir ortağım kendisi adına seninle konuşmamı istedi. | Open Subtitles | أحد شركائي طلب مني أن أتحدث إليك نيابة عنه حقاً ؟ |
Aksaçlı, sana söylüyorum! Texaco Petrolleri'nin başkanı olmak ister misin? | Open Subtitles | أنت يامن بالداخل، أتحدث إليك إسمعني، هل تريد أن تكون ملك النفط ؟ |
Sizinle konuşmam gerek. Lütfen, lütfen Majesteleri! | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك أرجوك, أرجوك, يا صاحب الجلالة |
Bunu sizinle konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | آه عيد ميلادي , أتعلم كنت انوي أن أتحدث إليك |
Bak, seninle konuşmaya geldim çünkü ortağım o fahişeyi düzüyor. | Open Subtitles | اسمع، أنا أتحدث إليك فقط لأن شريكي مع تلك الفتاة |
Biraz konuşalım mı ? | Open Subtitles | لو سمحت يا سيدى هل يمكننى ان أتحدث إليك لدقيقة؟ ؟ |
Durumumuz iyi, güvendeyiz, endişelenecek bir şey yok. Yarın konuşuruz. | Open Subtitles | نحن بخير وبسلامة لذا لا داعي للقلق أتحدث إليك غدا |
Benden gizleyemezsin artık. seninle konuşurken bana bak! | Open Subtitles | لا يمكنك إبقائي في الظلام أكثر من هذا أنظر إليّ عندما أتحدث إليك |
- Charlotte, bu akşam yemekten sonra seninle konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | شارلوت، أود أن أتحدث إليك الليلة بعد العشاء |