Tek yaptıkları en ufak bir şey hakkında bile mızmızlanmak ve okuldaki herkes de aynen böyle. | Open Subtitles | جلّ ما يقومون به هو شكواهم حول أتفه الأشياء، و كذلك الجميع في المدرسة |
En ufak bir tehdit anında bile bu ayılar öldürmek için saldırıya geçer. | Open Subtitles | ستهاجم هذه الدببة لتقتل لمجرد أتفه علامة تهديد |
Çünkü herkes ödül alabiliyor ya da en ufak şeyde sırtları sıvazlanıyor. | Open Subtitles | لأن الجميع يريدون جائزة أو تربيت على الظهر على أتفه الأشياء |
Evet, beş kefalet duruşmasında Savcı Yardımcısı olarak görev aldım, ...ki onlarda da benzer ufak sebepler nedeniyle kefalet iptal edilmişti. | Open Subtitles | نعم, وقد تصرفت وحسب كمساعد للمدعي العام في 5 جلسات للكفالة حيث أُبطلت الكفالة لأسباب أتفه من هذه |
En ufak bir şans istiyorsan, | Open Subtitles | حتى أتفه فرصه لكي نعود مع بعضنا |
En ufak bir şeyden bile şüphelenmiyorsun. | Open Subtitles | أنك أتفه مما توقعت حتى |