| Bu size garip gelebilir ama bazen öyle yemeyi seviyorum. | Open Subtitles | ستعتقدون أن هذا الأمر مقرف لكن أحيانًا أحبُ أن أكلهُ |
| Yani, kendi patronum olmayı seviyorum, ama yemek kamyonu işletmek çok büyük stres. | Open Subtitles | أعنَّي, أحبُ كوني رئيس نفسي ولكن إمتلاكي لشاحنة طعام, لهو ظغطٌ كبيرٌ بالفعل |
| Ne patronunu severim ne gezegenini, ne de halkını. | Open Subtitles | أنا لا أَحْبُّ رئيسَكَ لا أَحْبُّ كوكبك ولا أحبُ شعبك |
| Vay canına. Okumaya ve çaresiz ev kadınlarından biri olmaya bayılıyorum. | Open Subtitles | " أحبُ أن أقرأ، و أن أكون ربة بيت يائسة " |
| Evde bir bebek düşüncesini sevdim ama ya erkekse... | Open Subtitles | أحبُ فكرة وجود طفلٍ في المنزل، لكن إذا كان صبياً |
| Mühlet demek. "Mühletlere bayılırım." | Open Subtitles | إذاً مُوعدٌ نهائي, أحبُ المواعد النهائية. |
| - Bu minik şey de hoşuma gitti. | Open Subtitles | أتعلميّن أنا أحبُ هذا الشيء الصغير ايضاً |
| Denize açılmayı seviyorum çünkü bu yavaşlıkla ilişkilendiriliyor. | TED | ولكني أحبُ الإبحار لأنه يرافق التمهل والراحة. |
| Çocukları çok seviyorum! Yaratıcıyım ve benden harika bir anne olur! | Open Subtitles | أحبُ الأطفال وأنا مبدعةٌ وذكية وسأكون أماً رائعةً |
| İnsanlara böyle yardım edenleri seviyorum. | Open Subtitles | أحبُ أن أفكر بمساعدة الناس، لا أطردهم بعيداً. |
| Tanrıya şükür, ben Adam'ım ve kadınları seviyorum. | Open Subtitles | حمداً لله بأنني آدام . و أنا أحبُ النساء |
| Yalnızca onunla olmayı seviyorum. | Open Subtitles | فأنا أحبُ هذه الطريقةُ، وهذه بينى وبينكِ |
| Karımı çok seviyorum ve hakkında söylenenlerden sonra her eşin olacağı gibi ben de kırıIdım. | Open Subtitles | أحبُ زوجتي بأعماق قلبي وأنا.. مجروح على ذلك |
| Akıl hastanesinden gelenleri çok severim. | Open Subtitles | أحبُ الحصولَ على التقارير من مُستشفيات الأمراض العقلية |
| Güven benim için baston gibidir ve onunla insanları tepelemeyi çok severim. | Open Subtitles | الثقة بأن لدي عصاتي، و أحبُ ضرب الناس بها |
| Hayır, ayağıma güzel kadınları getiren köpekleri severim. | Open Subtitles | لا، أحبُ الكلاب، هذا يجلب لي نساء جميلات. |
| Yeni neslin, entellektüel kültür ve popüler kültürü yakınlaştırmasına bayılıyorum. | Open Subtitles | أحبُ تلاحم الأدب عالى المستوى مع ثقافة الشباب المُتدنية |
| Randy Newman'a bayılıyorum. Tamam bunda haklisin. | Open Subtitles | أنا أحبُ راندي نيومان، حسناً، لقد تغلبتِ عليّ |
| Kolyeyi çok sevdim. Sen yaptın, değil mi? | Open Subtitles | أحبُ القلادةَ حقاً أنتِ صنعتها ، أليسَ كذلكَ؟ |
| Şekeri, kostümleri ve korkutulmaya bayılırım. | Open Subtitles | أحبُ الحلوى أحبُ الأزياء التنكرية أحبُ الشعور بالفزع |
| Öyle güzel, öyle sert sokuyor ki çok hoşuma gidiyor! | Open Subtitles | يعطيني أياه بشكلٍ جيد وقوي وأنا أحبُ ذلك |
| Atmasyonu sevmem çünkü hiç beceremem, fakat Kuveyt'te oynadığım son oyunda topu 4 numaralı deliğe bir kerede soktuğumu söyleyeyim. | Open Subtitles | , أنا لا أحبُ التفاخر , لآن التافخر ليس مريحٌ لي أخر مرة لعبتُ رقم 4 "في مدينة " الكويت |
| Hayır, sağol. Ama papatya çayından bir fincan isterim. | Open Subtitles | لا شكراً, و لكنني أحبُ كأساً من شاي البابونج |
| Mahkum gibi konuşmana bayıldım ama endişelenme, tamam mı? | Open Subtitles | أحبُ ذلك عندما تتكلم بخداع ولكن لا تقلقُ، حسناً؟ |
| Boynundaki o kalp şeklindeki doğum lekesine aşığım. | Open Subtitles | أحبُ الوشم الذي على شكل قلب الموجود على عنقها. |
| Seninkini çok beğendim. Çok güzel olmuş. | Open Subtitles | أوه, أحبُ رسمتُك رائعة جداً |
| Bu müziği ne kadar sevdiğimi söylemiş miydim? Nerdeyse dans edeceğim. | Open Subtitles | هل قلتُ لكِ من قبل كم أحبُ هذة الموسيقى تجعلُني استطيع أن ارقص تقريباً. |
| Bu dediğin "Eski çizgi filmleri sevmiyorsun" demekse, sevmiyorum. | Open Subtitles | إن كنتَ تعني بكلامِكَ هذا أنَّني لا أحبُ الرسوم الكرتونية القديمة فأنا لا أحبها |
| Yani ben, ok atmaktan ve badminton oynamaktan hoşlanıyorum. | Open Subtitles | إذًا، أنا أحبُ رميّ السهام و لعبة الشطكوك |