"أحزر أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanırım
        
    Üçüncü kere denersen, sanırım %100 seni kesin öldürür. Open Subtitles حاول ذلك في المرة الثالثة، أحزر أن نسبة 100 بالمئة ستقتلك
    sanırım hepinizin aklında cevaplamam gereken sinir bozucu sorular var. Open Subtitles رجاءً أحزر أن عليّ إجابة كلّ الأسئلة المزعجة لديكم
    sanırım bir hastanede idare etmenin bir sürü yolu var. Open Subtitles "أحزر أن هنالك العديد من السبل لتدبّر الأمر في المسشتفى.."
    sanırım bu akşam buluşmayı kabul etmenin tek sebebi Klaus kardeşimle aramıza girmekti. Open Subtitles أحزر أن السبب الوحيد لموافقتكَ على هذه الأمسيّة، هو لإضرام الفرقة بيني وبين أخي.
    sanırım biraz yiyecekler dünyada her şey yoluna giriyor. Korkacak hiçbir şey yok. Open Subtitles أحزر أن لدينا طعامٌ، وكلّ الأمور في نصابٍ طبيعيّ، لا داع للخوف.
    sanırım o rozet buraya savunma dersi almaya gelmediğin anlamına geliyor. Open Subtitles أحزر أن هذه الشارة تعني أنّك لست هنا لأجل درس دفاع عن النفس.
    sanırım seninle tartışmak, çok değerli zamanımın kaybı olacak. Open Subtitles أحزر أن جدالك سيكون هدرًا لوقتنا الثمين والضيّق.
    sanırım tüm ailesini öldürebilecek şeyi çaldığında bu oluyor. Open Subtitles أحزر أن هذا نتيجة سرقتك الشيء الكفيل بقتل أسرتها بأسرها.
    sanırım tüm bu ırklar arası evlilik harbiden bir tuhaf geliyor millete. Open Subtitles عجباً، أحزر أن الزواج الملون بدعة بحق في هذا الزمان
    Yani, zor bir hafta oldu diyebiliriz sanırım. Open Subtitles لذا أحزر أن بإمكانك القول إنّه كان أسبوعًا شاقًّا إليّ.
    Bu yüzden, bu yapar sanırım. Open Subtitles إذن أحزر أن هذا يجعل الهاتف معدوم النفع.
    Pekala, sanırım tek sürpriz doğru ölçüyü tutturabildiysem bu olacak.. Open Subtitles اتّفقا، أحزر أن المفاجأة الوحيدة هي أن نرى إذا كنت اخترت المقاس المناسب.
    sanırım öğrenim sisteminin kötülüğü hakkında söylenenler doğru. Open Subtitles أحزر أن ما يقولونه حقيقيّ. نظام المدارس العامّة في البلاد هوى للحضيض حقًّا.
    sanırım.. ..ne bileyim, bir parçam hep o anıların bir gün daha da fazlası olabileceğimizi sandı. Open Subtitles أحزر أن جزءًا منّي ظن تلك اللحظات قد تتطوَّر ذات يوم.
    - sanırım doğaçlama yapmak zorundasın. Ben de gidip kaçak yolcumuzla konuşayım. Open Subtitles أحزر أن عليك ابتكار واحدة، والآن سأذهب لمحادثة دخيلتنا.
    sanırım bu ölü bir adamın günlüğünün günümüz versiyonu. Not: Open Subtitles أحزر أن هذه نسختي العصرية من يوميات رجل هالك.
    sanırım günün birinde tüm bunlar benim olabilir. Open Subtitles لذا أحزر أن كل هذا قد يكون ملكي ذات يوم.
    sanırım bir anda yeniden dirilmek, parti düzenlemek için olabilecek iyi sebeplerden biri. Open Subtitles أحزر أن الإحياء التلقائي سبب مناسب كسواه لإقامة حفل.
    "Vahşi köpeklere" bile arada yeni şeyler öğretebiliyorsun sanırım. Open Subtitles أحزر أن بوسعك تعليم كلب خدع جديدة، حتى لو كان بريًا.
    sanırım bugün ikimiz de yeni şeyler deniyoruz. Open Subtitles لذا أحزر أن كلينا يجرب ممارسات جديدة اليوم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more