Gidelim. Oh, birşey daha var. İçeri seninle birlikte giremem. | Open Subtitles | شيء آخر من فضلكم لا يمكننى أن أدخل هنا بصحبتكم |
Ben benzini pompalayacağım. İçeri gir ve incelemeye değer mi bir bak. | Open Subtitles | سوف املئ الخزان , أدخل وأفحص الدجاج اذا كان يستحق دفع النقود |
Hayır, annen içeri aldı beni. Söylememde mahsur yoksa; çok seksi görünüyor. | Open Subtitles | لا, أمك من جعلتني أدخل تبدو مثيرة, إن سمحت لي بقول ذلك |
- Ah, Brogan-Moore. İçeri gel, içeri gel. - Hastaneden çıktığını görmeme sevindim. | Open Subtitles | آه بروجان مور ، أدخل جميل أن أراك خارج المستشفى |
- bin şu uçağa ve motorları çalıştır! | Open Subtitles | أدخل الى الطائرة اللعينة، وأدِر هذه المحرّكات |
Dünyadaki en büyük lisin üretim tesisine sahibiz. Burada ben devreye giriyorum. | Open Subtitles | لدينا أكبر معمل لانتاج اليسين في العالم هنا وهنا حيث أدخل أنا |
- Bayan La Bone. - Dr. Humbert, içeri Girebilir miyim? | Open Subtitles | سيدة لابون - هل يمكنني أن أدخل يا سيد همبرت - |
Pizzacı çocuk beni içeri soktu. Kimin umurunda? Aç kapıyı. | Open Subtitles | كان هنالك عامل توصيل بيتزا وجعلني أدخل, لا يهم, افتحي |
İlk görüşte aşka inanır mısın yoksa tekrar mı içeri gireyim? | Open Subtitles | هل تؤمن بالحب من أول نظرة أم يجب أن أدخل مجددا؟ |
İçeri girip belli bir sebep olmaksızın bir kontrol mu etsem acaba? | Open Subtitles | رُبما يجب أن أدخل هُنا لدقيقة فقط لأتفقد المكان بدون أي سبب |
İçeri girmeden önce bilmem gereken başka bir şey var mı? | Open Subtitles | أي شيء آخر يجب أن أعرفه قبل أن أدخل إلى هناك؟ |
Pekâlâ, içeri benim girmemi ve senin dışarıda beklemeni düşündüm. | Open Subtitles | حسناً، أنا أفكّر أن أدخل أنا وأنتِ تبقين بالخارج هنا؟ |
Bu şirketin kapısından içeri adım attığımda, kimliğimi açıklayacağım diye düşündüm. | TED | عندما أدخل من أبواب هذه الشركة، سأخرج في النهاية. |
Dinle, Yalnız olup olmadığını öğrenir, içeri gelir kafana kurşun boru veya dolu bir konserveyle vururum - | Open Subtitles | سأتأكد انك تسير بمفردك ثم أدخل و أضربك على رأسك بماسورة من الرصاص او عصاه |
Madem çekilip gitmiyorsun, gel biraz otur bari. | Open Subtitles | أدخل واجلس قليلا طالما أنك لن تخرج وتدعني لوحدي |
Dışarı çık! araca bin! şimdi araca bin! | Open Subtitles | إذهب للخارج أدخل فى العربه إدخل فى العربه الأن |
Bunu hep aşmaya çalıştım ama her seferinde yalnız başıma bir eve giriyorum, etrafımda hiçbir işe yaramayan sürüyle taziye mesajı var. | Open Subtitles | أريد أن اتخطى ذلك, لكن في كل مرة أريد وضعه خلفي لكن كل مرة أدخل الغرفة وحدة أعج بالتعازي وهذا لا يخدم |
Bazen işe yaradığını duymuştum. Girebilir miyim? | Open Subtitles | حسنا ، لأننى سمعت أنه ينفع أحيانا أيمكننى أن أدخل ؟ |
Ne dedilerse yaptık. Ben başıma yıktıkları cinayet için hapse girmem. | Open Subtitles | فعلنا ما أمروا به، لن أدخل السجن بسبب تهمة قتل ملفّقة |
Tamam, yani telefon numarasını girip o kodu mu tuşluyorum? | Open Subtitles | حسنٌ، إذن أطلب الرقم الهاتفي، ثم أدخل هذا الرمز فحسب؟ |
Orası pislik yuvası ve oraya girmeyeceğim modül de giremez. | Open Subtitles | أنه قصر قذارة، و لن أدخل هناك، ولا الوحدة كذلك. |
Magic Castle'daki depoya girmek istiyorum. | Open Subtitles | لنفترض أنني أريد أن أدخل لمستودع القلعةالسحرية. |
Ama sorduğunuz buysa hiç hapse girmedim. | Open Subtitles | لكنني لم أدخل السجن اذا كان هذا ماتعنيه. |
Bir gece, karanlık çökünce... saraydan çıkıp, halkın yanına gidin... kalabalığa karışın, evlerine Girin... dinleyin, gözlemleyin ve hatırlayın. | Open Subtitles | وذات ليلة, عندما يحل الظلام أترك القصر إندمج مع الحشد أدخل الى الناس |