| Müşteri getirtmeye yardımcı olmak için, Benden onun Denizkızı gösterisini çekmemi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أصور عرض حورية البحر الخاص به للمساعدة في جلب الزبائن |
| Sloane ona işkence etmemi istedi ama adam, zaten işkence çekiyordu. | Open Subtitles | سلون أرادني أن أعذّبه، لكن ذلك الرجل عذّب بينما هو كان. |
| Onun ve adadaki herkesin yardımınıza ihtiyaçları olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أبلغك بأنّه وكلّ مَن على الجزيرة يحتاجون مساعدتك |
| - Onunla evlenmemi istiyordu. Ama daha fazlasını hakediyordu. Ve daha iyisini.... | Open Subtitles | أرادني أن أتزوج منه و كان هو يستحق الأفضل مني و الأحسن |
| Eğer burada ne yazdığını benim bilmemi istiyorsa, bana kendisi okumak zorunda kalacak. | Open Subtitles | لكن إذا أرادني أن أعلم محتوى هذا الخطاب يومًا فسيضطر لقرائته لي بنفسه. |
| Her zaman olmamı istediği gibi biri olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون الشخص الذي لطالما أرادني أن أكونه. |
| Buraya gelip, sizi bulmamı ve bir süre geç kalacağını size söylememi istedi. | Open Subtitles | لقد أرادني أن آتي وأحضركم يا رفاق وأن أُعلِمكم أنّه سيكون مشغول لمُدّة |
| Katliamdan sonra bana her şeyi anlattı. Onunla gelmemi istedi. | Open Subtitles | أخبرني عن كل شيء بعد المذبحة أرادني أن أرحل معه |
| Yolun karşısında ki yer için arama emri almamı istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أصدر أمراً قضائياً لتفتيش الشقة في الشارع المُقابل. |
| Adamlarından başka biri de seni öldürüp onu lider yapmamı istedi. | Open Subtitles | شخص آخر من قومك أرادني أن أقتلك ثم أسند له القيادة. |
| Özel okula gitmemi istedi ve bana bir seçenek sundu. | TED | أرادني أن أذهب لمدرسة خاصة، و أعطاني خيار. |
| Babam bile o etraftayken üniforma giymemi istedi. | Open Subtitles | حتّى أبي أرادني أن أرتدي زيّي العسكـري حولـه |
| Adolf, Münih'e gitmemi istedi ama ben kabul etmedim. | Open Subtitles | أدولف أرادني أن أذهب إلى ميونيخ لكنني رفضت. |
| Evet, ben de ona öyle demiştim, ama o benim bu işe girmemi istedi ve senin bana direndiğin gibi, ben de ona direnmiştim. | Open Subtitles | نعم، هذا ما قتله له، ولكنه أرادني في العمل ولقد قاومته كما تقاومني |
| Sanırım her şeyin mümkün olduğunca normalmiş gibi olmasını istiyordu. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أنه أرادني أن أشعر أنني طبيعية بقدر الإمكان |
| Sadece onunla olmamı istiyordu... bu bencilliği beni ürkütüyordu. | Open Subtitles | أرادني كلّي له.. لذا فقد أفزعني أي نوع من الامتلاك. |
| Bu Beyin dalgası beni öldürmek istiyorsa neden kendimi öldürmem için bana bir mesaj yollamadı? | Open Subtitles | إذا هذا شخص الموجات الدماغية أرادني ميته لما هم لم يرسلوا لي رسالة تقول أقتلي نفسك |
| Kendisini Müzik Kutusu'na götürmemi istiyorsa, bilekliğimi kesmek zorunda! | Open Subtitles | إن أرادني أن أحصلَ لهُ على صندوق الموسيقى، فعليه أن يقطع سوار التتبع |
| İzlememi istediği her filmde, kötü bir kadın var. | Open Subtitles | أتعلم، في كل فيلم أرادني أن أشاهده يوجد به قوّة نسائيّة |
| Benden gece vardiyasını almamı istedi. | Open Subtitles | . كان يقوم بأعمال المراقبة ، أرادني أن أتناوب بالنيابة عنه |
| Beni yatağında isteyen ancak sevmeyen adam hakkındaki her şeyi. - Marg... | Open Subtitles | بالمناسبة، من الذي أرادني في سريره على الرغم من أنّه لا يحبني. |
| Lester kimliğini öğrenmemi isterdi... ama konu bu değil. | Open Subtitles | ليستر أرادني أن أحتفظ بهويته لكن هذه هي النقطة |
| Hatta yürürken çiçeğime sanki bir midilliymiş gibi binmemi istemişti. | Open Subtitles | هوأيضا أرادني أن أضع باقتي تحت الذئبه الحمراء مثل المهر. |
| Ölmemi isteseydi, şimdi burada olmazdım. | Open Subtitles | إذا أرادني ميتة, لا أظن أنني كنت سأصبح هنا الآن |
| Tanrı bir nedenden dolayı burada kalmamı istemiş olmalı ve O'nun en iyi olarak düşündüğü her neyse onu yapmaya niyetliyim. | Open Subtitles | لا بد بأن الله أرادني أنأكونهنالِسبب، وأنا أقوم بفعل الأفضل من وجهة نظري |
| Erken saatte isterse, erkenden gelirim. | Open Subtitles | إن أرادني أن أعمل هنا مبكراً، سأعمل مبكراً. |