"أرسلك" - Translation from Arabic to Turkish

• yolladı
• gönderdi seni
• gönderdiğini
• gönderiyorum
• yolladığını
• göndereceğim
• göndermiş
• gönderen
• gönderdiği
• yollamadım
• gönderip
• göndermeyi
• gönderdiyse
• göndermeliyim
• göndermeyeceğim

Evet, şu kahrolasıca bilgisayar yolladı... ..boşuna zaman kaybı.
إذا سألتني فأنّ ذلك الحاسوب اللعين قد أرسلك في مهمة كاذبة أخرى

Ford seni New Mexico'ya yolladı sanıyordum.
ماذا تفعل هنا ؟ خلت الجنرال فورد أرسلك إلى نيو مكسيكو

Bu nedenle seni bana gönderdi. Seni test etmek için.
لذلك أرسلك إليّ، إلى الغول، حتّى أختبرك.

Beni nereye gönderdiğini babam sana söyledi ama Baern nasıl buldu?
أعرف أن أبي أرسلك وأخبرك بمكاني لكن بريان كيف عرف ؟

Ben seni biseyler atistirmak için bi yere gönderiyorum sen gezgin biriyle geri dönüyorsun.Utan.
أرسلك لإحضار وجبة فتعود بعابرة سبيل. ياللعار.

Patronuna seni gerçekten neden yolladığını sormuyorsun?
انظر ، لِمَ لا تسأل من تعمل لحسابه لماذا أرسلك

Harry eğer orduyla gelmediysen, seni kim yolladı?
هاري إذا لم تأتِ مع الجيش فمن أرسلك إذاً؟

Sen derse hep en önce geliyorsun, ailen seni neden buraya yolladı ki?
أنت دائماً تكون الأول في الفصل لذلك , لماذا أرسلك والديك إلى هنا ؟

Yoksa benimle konuşman için seni buraya o mu yolladı?
أنظر، هل أرسلك إلى هنا لتتحدث معي هَلْ سنتصرف كالصبية الآن؟

En son ne zaman bir doktor seni kalp taramasına yolladı?
متى كانت المرة الأولي اللتي أرسلك الطبيب لتخطيط القلب؟

Şu teğmen bozuntusu mu gönderdi seni?
هل أرسلك صاحب القميص الأسود القصير ، لكى تستجوبيننى ؟

Nereye gönderdi seni? Cehennemin dibine mi?
إلى أين أرسلك , إلى الجحيم ذهاباً وإياباً؟

O gönderdi seni Arkentaşı'nı almaya, değil mi?
هو الذي أرسلك إلى هنا من أجل "الحجر الآركيّ"، أليس كذلك؟

İmparatorun aramızdaki antlaşmayı uzatmak için sizi gönderdiğini biliyoruz.
نحن نعلم ان الإمبراطور قد أرسلك لتجديد معاهدات السلام معنا.

Mahendra'nın seni buraya gönderdiğini nerden öğrendiğimi merak ediyorsundur.
أنت يجب أن تتسائل كيف انا اعرف ان ماهيندرا أرسلك هنا.

İşte tam olarak bu yüzden seni Büyük Kuzey Ormanlarına gönderiyorum.
و لهذا السبب أرسلك إلى غابات الشمال الرائعة

Seni bana Tanrı'nın yolladığını biliyordum ama sebebini bugüne kadar anlayamamıştım.
عرفت أن الرب أرسلك إليّ لكن اليوم عرفت لماذا

Tamam, seni buraya gelmeden önceki zamanın biraz öncesine göndereceğim.
حسناً، سوف أرسلك للوقت الذي يسبق لحظة مغادرتك زمانك بالضبط

Görünüşe göre birileri sizi aptalca bir ayak işine göndermiş, Albay.
يبدوا أن شخصا ما أرسلك فى مهمة حمقاء , أيها العقيد

Seni buraya gönderen adamı ara ve iyice baktığını ve bizim trendeki insanlar olmadığımızı söyle.
إدع الرجل الذي أرسلك هنا ويخبره حصلت على نظرة فاحصة، ونحن ما كنّا الناس على القطار.

Ona seni benim peşimden gönderdiği için onu bizzat kendim düşüreceğimi söyle.
وهي أنني أعرف بأنه قد أرسلك ورائي، ولهذا السبب... سأقوم بتدميره شخصياً...

Öldürmen için yollamadım. Görünmez olman için yolladım.
أنا لا أرسلك لتقتل، أنا أرسلك لكي تكون خفياً.

Seni birkaç işe gönderip ne tepkiler alacağına bakacağız.
ما أود فعله أن أرسلك للخارج بضع مرات لنرى مانوع ردة الفعل لدينا

Yemin ederim, babanla aynı yatağa girmektense, seni hapse göndermeyi tercih ederim.
. أنا أعدك ، أنا أفضل أن أرسلك للسجن من أن أصبح فى السرير مع والدك

Bak, seni babam gönderdiyse, özel bir şifreyi de söylemiş olmalı.
إن كان والدى هو من أرسلك فهو كان سيرسل معك كلمة سر

Bütün rüşvet işlerimde pazarlık için seni göndermeliyim.
يجب أن أرسلك لتتفاوض في جميع مشاكلي

Bu sefer ceset toplamak için seni göndermeyeceğim.
انا لم أرسلك لأصطياد الأجسام، ليس في هذا.