"أرضه" - Translation from Arabic to Turkish

• topraklarını
• topraklarında
• toprağı
• arazisi
• bölgesine
• Arazisini
• toprağında
• topraklarından
• toprak
• Toprağını
• onun bölgesi
• topraklarına

topraklarını ellerinden alırken başkalarının kültürünü anlamak çok zordur.
من الصعب تماماً أن تفهم ثقافة شخص ما بينما أنت مشغول باغتصاب أرضه

topraklarını geri almak için savaşacak, biz de ona yardım etmeliyiz.
سيعود ليقاتل من أجل أرضه ويجب أن نساعده.

Düşmanla onların topraklarında savaşabilecek ve bu işi halledebilecek ateş gücüne sahip.
قادر على مقابلة العدو على أرضه و يحمل ما يكفي من أسلحة نارية لإتمام العمل

Kralın da bu toprağı kaybedecek ve sence o zaman kimi suçlar?
سيخسر ملكك أرضه وبرأيك من سيُلقى عليه اللّوم؟

kimin Tanrı'ya inancı, öfkeli bir fırtına da arazisi mahvolan kardeşimden daha fazla olabilir?
من لديه إيمان أكثر بالرب من أخّ رأى أرضه تزول في عاصفة هائجة؟

Sen önden gidip asilerin bölgesine sızacaksın.
لنفاجأ العدو ,ونتعمق داخل أرضه

Sence oraya gidip Arazisini elinden alırsan Ollie senin hakkında ne düşünür?
ما هو شعور أولي وهو يراك وانت تدخل أرضه وتستولي عليها ؟

Turnuva parası için bu yıl toprağında vergiyi 3 kat artırdı.
جبى الضريبة ثلاث مرّات على أرضه هذه السنة للدفع للبطولة

İbrahim'i aldın, inananların babasını, topraklarından.
لقد قبلت (إبراهيم) أب كل الأنبياء من على أرضه

- topraklarını geri verelim. - Bizim değil ki onlara verelim.
نعيد له أرضه إنها ليست لنا كى نعيدها له

Ve henüz topraklarını geri alamıyorlar.
لكنه حتى الآن لا يستطيع ! إعاده أرضه ثانية

Şimdi de onun topraklarını aldığımızı iddia ediyor.
الآن يقول بأنّنا أخذنا أرضه

Herkesin kendi topraklarında yaşaması en iyisi. Herkes öyle yapmalı.
الأفضل أن يعيش المرء على أرضه الخاصة على الجميع فعل ذلك

Savaşta daha önce denenmemiş teknikler kullanan bir bölüm oluşturuyoruz... topraklarında 20 yıllık savaş deneyimine sahip bir düşmanla karşı karşıyayız..
نشكّل قسما يستعمل أساليب لم تستخدم في معركة... ضدّ عدوّ له 20 عام من خبرة المعركة على أرضه ...

Bırakın siyah adam'ın kendi toprağı olsun, kendi onuru olsun!
دعه يمتلك أرضه, و ممتلكاته

Onun arazisi Beltro'nun sahip olduğu yüksek hasılatlı çiftliklerden biriydi.
أرضه تجلب إيراداتٍ أعلى من . "أيّ أرضٍ أخرى تملكها "بيلترو

Onun bölgesine girmiş olabilirsin ?
أنت تتحرك على أرضه ربما؟ يا رجل!

Kasabaya gelen başka bir yol bul. Onun Arazisini kullanmayı bırak.
أجد طريق أخر للمدينة , إبتعد عن إستخدام أرضه

Kendi memleketinin toprağında yatsın.
دعه يسترح في أرضه الأصليّة

Bak, bir zamanlar toprak sahibi olan kişi suyu kontrol ederdi, ama işler değişti.
كان هناك وقت حيث كان يمكن للمرء التحكم بالمياه على أرضه

Adam Toprağını sattıktan sonra bizi dava ediyor. Öldür onu!
إن هذا الرجل يستغلنا بعد بيع أرضه لهم، اقتلوه

Carolinalar onun bölgesi.
-بالطبع فإن ولاية (كارولينا) أرضه .

Her bir canın sağ-salim hristiyan topraklarına geçmesine izin vereceğim.
سوف أعطى كل شخص حرية التصرف فى أرضه المسيحية