Sana annemin bana her zaman anlattığı bir hikayeyi anlatacağım. | Open Subtitles | سوف أروي لك القصة التي إعتادت أمي ان ترويها لي |
İlla ki gidip konuşmayacağım diyorsan sana bir hikâye anlatacağım. Tamam mı? | Open Subtitles | إذا كنت لن تذهب إلى هناك وتراها فإذن سوف أروي لك قصة, حسناً؟ |
Sana Doofus ve DiIigent hakkında kısa bir hikaye anlatayım. | Open Subtitles | دعيني أروي لكِ قصّه قصيره عن مُهمل و مُجْتهد |
eveet, bunu yapmıyorum tamam, o zaman sana ilk patlayan sakızımı yediğim zamanı anlatayım | Open Subtitles | أجـل ، لـن أفعـل ذلك حسـن ، إذن دعنـي أروي لك قصـة المرة الأولى التـي تنـاولت فيهـا مصـاصة |
Şimdi iyice düşün ve öğleyin bana olayı tekrar anlat. | Open Subtitles | فكري في الموضوع بعناية وبعد ذلك أروي لي القصة ثانية في وقت الغداء |
Ben bir yazar-yönetmenim ve sosyal değişim hikâyeleri anlatıyorum. Çünkü hikâyelerin içimize işlediğine inanıyorum. | TED | أنا كاتبة ومخرجة، أروي قصص التغير الإجتماعى. لأني أؤمن بأنَّ القصص تلمسنا وتُحركنا. |
Bugün, size bir hikaye anlatmak istiyorum, bir büyük değişimin hikayesi, ve bu değişimi mümkün kılan insanların hikayesi. | TED | اليوم أود أن أروي لكم قصة، قصة تغيير كبير وقصة الناس الذين جعلوا هذا التغيير ممكنا. |
Çiçeklerini sulamamı ve postalarını toplamamı istemişti. İyi görünüyorsun. | Open Subtitles | لقد طلبت مني أن أروي نباتاتها وأحضر البريد تبدين جيدة |
Size sağ elle sol elin, yani.. ...iyiyle kötünün öyküsünü anlatmamı ister misiniz? | Open Subtitles | هل تودين أن أروي هذه القصة لكِ عن اليدّ اليسرى واليدّ اليمنى، قصة الخير والشر؟ |
Burada Afrikalıların tıpkı benim yaptığım gibi sinema filmi çektiklerini anlatabilirim ve sahiden bunun bana ilham verdiğini hissetmiştim. | TED | هنا يمكنني أن أروي قصة أفارقة يصنعون الأفلام كما أفعل أنا, وفعلا أحسست بأن في الأمر إلهاما لي. |
Onun yerine sana bir hikaye anlatacağım. | Open Subtitles | يمكنني ذلك، ولكنني لن أفعل ما سوف أقوم به هو أني سوف أروي لكِ قصّة |
Sizlere; hiç büyümeyen bir çocuk onu öldürmek isteyen bir korsan perilerin aylak aylak dolaştığı bir ada hakkında hikâye anlatacağım. | Open Subtitles | سوف أروي لكم قصة، عن الصبي الذي لن يكبر أبداً، وعن القرصان الذي تمنى أن يقتله، |
Çünkü birazdan sana hayat hikâyemi anlatacağım. | Open Subtitles | لأنني على وشك أن أروي لك قصة حياتي |
Çünkü birazdan sana hayat hikâyemi anlatacağım. | Open Subtitles | لأنني على وشك أن أروي لك قصة حياتي |
Size kısa bir hikaye anlatayım. | TED | حسنا، دعوني أروي لكم قصة صغيرة. |
Başımdan bir olay geçti. anlatayım size Neşelenirsiniz biraz. | Open Subtitles | دعيني أروي لك قصة سآخذ رأيكِ في أشياء |
Sana küçük bir hikaye anlatayım. | Open Subtitles | حسنا، دعني أروي لك هذه القصّة القصيره |
Bunun nasıl olduğunu anlat ona. Doğumunun nasıl olduğunu anlat. | Open Subtitles | أما أنت أخبره بما حدث أروي له قصة ولادتُـه |
Daha ileri gidip şunu söyleyeceğim, hikaye anlatıyorum öyleyse varım. | TED | ولهذا سأذهب أبعد من ذلك وأقول، أنا أروي قصة، إذن أنا موجود. |
Bunun benim için neden çok önemli olduğu hakkında kişisel bir öykü anlatmak istiyorum. | TED | أريد أن أروي لكم قصة شخصية حول أهتمامي الكبير بهذا الموضوع |
Ben de gelecek hafta bahçeyi sulamamı isteyeceksin sanmıştım. | Open Subtitles | مني أن أروي نباتاتك الأسبوع القادم |
Sana masal anlatmamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين مني أن أروي لك من قصص النوم؟ |
Başrol oyuncum olmadan nasıl hikaye anlatabilirim? | Open Subtitles | كيف يفترض بي أن أروي القصة بدون قائد الشخصيات؟ |
Evde sürekli hikayeler anlatıyordum, bu iyi bir şey, ama bunları hayali arkadaşlarıma anlatıyordum, bu pek iyi değildi. | TED | كنت دائما أروي القصص في المنزل, وهو أمر جيد, إلا أنني كنت أحكيها لأصدقاء خياليين من حولي, وذلك لم يكن بالأمر الجيد. |