"أرى أنّ" - Translation from Arabic to Turkish

• görüyorum
• Bakıyorum da
• Gördüğüm kadarıyla

Eline baktığım zaman, sana verdiğim Günışığı yüzüğünü hâlâ taktığını görüyorum.
أرى أنّ الخاتم النهاريّ الذي أعطيتك إيّاه ما يزال في يذلك.

Eeee, görüyorum ki küçük bayan seni küçük parmağında oynatıyor gibi, ha?
أرى أنّ تلك المرأة جعلتك كالخاتم في إصبعها

Babanın bıraktığı bir mesajı daha görüyorum.
أرى أنّ والدك ترك رسالة لي. يا إلهي ، إنّه حقير.

Ama Bakıyorum da kardeşin hâlâ yanlış kişilerle takılıyor.
لكنّي أرى أنّ أخاك ما يزال يرافق الزمرة الخطأ

Bakıyorum da sonunda oyun kurucunun dikkatini üstüne çekebilmişsin.
أرى أنّ الظّهير المنشود أخيرًا أولاك اهتمامًا

Gördüğüm kadarıyla güneş ışığından iyi korunuyorsun
أرى أنّ لديكِ إجراءات حماية ضدّ أشعة الشمس

Gördüğüm kadarıyla topluluğa hitap şeklin oldukça gelişmiş.
أرى أنّ أسلوب حديثك تطوّر

görüyorum ki, prosedür kişiliğini değiştirmemiş.
أرى أنّ هذا الأجراء لم يغيّر كثيراً من طبيعتك

görüyorum ki küçük bir saldırı var sicilinizde. Dün sabah cinayet saatinde nerede olduğunuzu gösteren mazeretiniz de yok.
أرى أنّ لديك سجلّ اعتداء بسيط ولا حجّة غياب لصباح يوم أمس

Gönüllü askerliğinin altı ay içinde biteceğini görüyorum.
حسناً، أرى أنّ تجنيدك ينتهي خلال ستة أشهر

Bulduklarının olanlarla uyumlu olduğunu görüyorum ama gerçekten, kurbanın bir patates silahıyla öldürüldüğünü mü söylüyoruz?
أرى أنّ نتائجك مطابقة لما حدث لكن هل نقول حقًا أنّ ضحيّتنا قُتل بمسدس بطاطا ؟

Yeni üyeler görüyorum. Belki kendinizi tanıtıp, hikayenizi anlatmak istersiniz.
أرى أنّ لدينا بعض الأعضاء الجدد ربما ترغبا في تقديم نفسيكما ، وتخبرانا بقصّتكما

görüyorum ki birisi seminerin güvenliğine dikkat etmiş.
أرى أنّ شخصاً قد أولى إنتباهاً لندوة السلامة

Sivil hayatının kişiliğini etkilemediğini görüyorum.
أرى أنّ الحياة المدنية لم تُغيّر الكثير في شخصيّتك الساخرة.

Tanrım. Bakıyorum da birileri bahar tatiline erken başlamış.
ربّاه، أرى أنّ إحداهن بدأت أجازة الربيع مبكّرًا.

- Bakıyorum da Reyes seni de çağırmış.
أرى أنّ (رياس) جلبتك أنت أيضاً

Gördüğüm kadarıyla Fransa'da geçirdiğin zaman aksanını düzeltmemiş.
أرى أنّ الوقت الذي قضيتيه في (فرنسا) لم يحسّن من نطقكِ

Tamam. Gördüğüm kadarıyla entrikalı Stefan geri dönmüş.
حسنٌ، أرى أنّ (ستيفان) المبهم قد عاد